Konya’da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik ankesörlü telefonsoruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede, mahrem imamların, kendi sorumluluğu altında bulunan askerlerin deşifre olmaması için, telefon numaralarını şifreleme metodu kullanarak kaydettikleri vurgulandı.
Konya Cumhuriyet Savcısı Ahmet Hakan Özdemir tarafından hazırlanan 23 sayfalık iddianamede, özellikle askeri yapılanma içerisindeki elemanların açığa çıkmaması ve örgütsel faaliyetlerini sürdürebilmesi için mahrem imamlar tarafından kullanıldığı tespit edilen ilginç şifreleme metotlarına dikkat çekildi.
FETÖ/PDY’nin, askeri personelle irtibatın gizliliğine çok önem verdiği belirtilen iddianamede, “Mahrem imam tarafından askeri personelin çok aranmasının, o personelle ilgili bir sıkıntının olduğunun, yani örgütle irtibatını koparmaya çalışmak gibi etkenlere işaret ettiğinin, bu sebeple çok aranarak ikna edilmeye çalışıldığının, az aranan askeri personelin ise toplantılara düzenli geldiğinin, gerçekleştirilen toplantılarda yüz yüze alınan kararlar sonucunda bir sonraki toplantıya düzenli katıldığının göstergesidir.” ifadesi kullanıldı.
ONLARCA ŞİFRELEME METODU TESPİT EDİLDİ
Şifreli haberleşme metotlarının, yapılan soruşturmalarda alınan ifadeler ve istihbarat birimlerinin yaptığı çalışmalar sonucu belirlendiğine işaret edilen iddianamede, söz konusu metotlara ilişkin şunlar aktarıldı:
“On (10) Rakamına Tamamlama: Öğrencilerin telefon numaralarını telefona kaydetmek yasak olduğu için normal bir esnafın kartvizitinin arkasına veya herhangi bir kağıda telefon numarasının son dört rakamının her biri, 10’a tamamlanarak kaydedilir.
Sondan İkili Rakam Bloklarını Çapraz Yer Değiştirme: Telefon numarasının sonundaki ikili rakam bloklarının yerlerinin, çapraz olarak değiştirilmesi yöntemidir.
Rakam Bloklarını Ters Yazma: Telefon numarasının operatöre ait ilk 3 rakamları sabit kalmak şartıyla geri kalan rakamları ise rakam bloklarının kendi arasında ters yazılarak kaydedilmesidir.
Sondan 4’üncü Rakamı Dört (4) Arttırma: Telefon numarasının sondan dördüncü rakamına dört eklenerek kaydedilmesi yöntemidir.
Sondan 2’nci ve 4’üncü Rakamı Yer Değiştirme: Telefon numarasının sondan ikinci ve dördüncü rakamlarının yerlerinin değiştirilerek kaydedilmesidir.”
KARIŞTIRIP YANLIŞ NUMARAYI ARAMIŞLAR
İddianamede, mahrem imamların arama yapmadan önce numaralara baktığında şifreleme yaptığını unutarak yazılı olan şifreli numarayı aradığı, daha sonra yanlış numara çevirdiğini fark ederek, örgüte mensup askeri tekrar gerçek numarasından aradıklarının da sıklıkla gözlemlendiği anlatıldı.
Şifreleme metotlarının değişik türevlerde de hazırlandığı aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:
“Telefon Numarasını Oluşturan Rakamları Kredi Kartı Numarasına Benzetme: Telefon numarasını oluşturan rakamların başına ve sonuna rakamlar ekleyerek veya 16 haneli kredi kartı numarası şeklinde kaydedilmesidir.
Telefon Numarasını Oluşturan Rakamları Servis Sağlayıcı Operatör Kodunun İl Alan Koduna Değiştirme: Operatör kodunun herhangi veya faaliyet gösterdiği il kodu şeklinde kaydedilmesidir.
Doksandokuza (99) Tamamlama: Aranacak telefon numaralarının, doğrudan değil son iki hanesinin 99’a tamamlanması yöntemiyle aranmasıdır.
Yüze (100) Tamamlama: Aranacak telefon numaralarının, doğrudan değil son iki hanesinin 100’e tamamlanması yöntemiyle aranmasıdır.
Çaprazlama metodu: Aranacak telefon numaralarının, doğrudan değil, son dört hanesinin ikili gruplar halinde kendi içinde çaprazlama yöntemiyle aranmasıdır.”
Öte yandan, yürütülen soruşturmalar kapsamında hakkında işlem yapılan örgütün mahrem imamlarından M.B, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak verdiği ifadede, acil durumlarda toplantıları iptal etmek veya başka konuları aktarmak için öğrencilerin cep telefon numaralarını küçük kağıtlara kodlu olarak kaydettiklerini itiraf etti.
Örgüt üyelerinin kesinlikle cep telefonundan aranmadığını aktaran M.B, “Bana bağlı öğrencileri aramam gerektiğinde olabildiğince evime uzak büfelerden kontörlü telefonlardan arıyordum. Büfeden sadece bir kişiyi arardım. Birkaç kişiyi arayacağım zaman farklı büfeleri gezerdim. Bu da uyulması gereken bir tedbirdi. Aynı büfeden art arda askerlerin aranmış olması, o büfeden arayan öğretmenin tedbire uymadığını gösterir.” beyanında bulundu.