Hacettepe Üniversitesinin yeni yönetimince, FETÖ/PDY’nin üniversitenin akademik ve mali yapısıyla bağlantısının araştırılması için 30’a yakın dosyanın incelenmesi talebiyle idari ve adli makamlara başvuru yapıldı. Bu dosyaların gerekçelerini, özellikle Hacettepe Teknokent ve Teknokent tarafından 2012 yılından sonra kurulan şirketler aracılığıyla usulsüzlük, yolsuzluk ve kadrolaşma yapıldığına ilişkin başlıklar oluşturuyor.

Üniversitenin yeni yönetiminin kurduğu ekip, bu soruşturma kapsamındaki dosyalara ait bilgileri tek tek araştırıyor. Üniversitenin finans kaynaklarının kötüye kullanıldığının ve usulsüz ve hukuka aykırı birtakım işlemlerin yapıldığının tespiti üzerine idari soruşturmaların yanı sıra adli makamlara suç duyurularında bulunuldu.

FETÖ/PDY kadrolaşması

Hacettepe Üniversitesi eski yönetimi döneminde, 616 idari personel ve akademisyen hakkında çeşitli gerekçelerle soruşturma açıldığı, üniversiteden 2012-2015 yılları arasında ise çoğunluğu tıp fakültesinde görevli 60 öğretim üyesinin kendi isteğiyle ayrıldığı bilgisine ulaşıldı.

Hacettepe Üniversitesi yetkilileri, öğretim üyeleri ve idari personel hakkında açılan soruşturmalarda ileri sürülen iddiaların herhangi bir dayanağının olmadığını, bu soruşturmaların büyük ölçüde öğretim üyelerini üniversitedeki kadrolardan uzaklaştırmak amacıyla başlatıldığı yolunda bir intiba edinildiğini, bu soruşturmalar sonunda verilen olumsuz kararlardan yargıya taşınanların tamamına yakınının da iptal edildiğini belirtti.

Söz konusu dönemde, yargı tarafından FETÖ ile bağlantısı araştırıldığı duyulan personelin, yeni kurulan Kastamonu Tıp Fakültesindeki boş kadrolara yerleştirildiği ve bu kişilerin büyük bölümünün çıkartılan bir ilanın ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi kadrosuna alındığı ifade edildi. Doçentlik ve profesörlük jürilerinde FETÖ’ye yakın kişilere göre ayarlamalar yapıldığı da üzerinde durulan konular arasında yer aldı.

Vakıf kurucuları mercek altında

Üniversite yetkililerinden alınan bilgiye göre, 2011 yılında kurulan bir vakfın kurucularının önemli bir kısmı, aynı yılın sonunda üniversitedeki yönetim değişikliği sonrasında üniversitenin pek çok biriminde ve teknokent şirketlerinde görevlendirildi. Soruşturma dosyasında, terörist başı Fetullah Gülen’in doktoru T.D. isimli bir kişinin, hem kurulan vakfın hem de teknokentin yönetiminde bulunduğu, usulsüzlüklere de imza attığı bilgisi de yer aldı.

Bu kişi üniversitede profesör kadrosuna atanırken kurulan jürideki tüm öğretim üyelerinin Hacettepe dışından seçilmesi dikkat çekti. T.D ile birlikte bazı isimler hakkında da hem Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçları Soruşturma Bürosu tarafından soruşturma başlatıldı hem de suç duyurusunda bulunuldu.

Zanlı T.D’nin, hakkında yakalama kararının çıktığı tarihlerde hala Hacettepe Üniversitesinin personeli olduğu ancak yeni yönetimin gelmesinin ardından T.D’nin ayrıldığı belirtildi.

Öte yandan, söz konusu vakfın kurucuları arasında yer alan ve Hacettepe Üniversitesi’ne dışardan görevlendirilen 3 kişinin de üniversite ile ilişiğinin bittiği öğrenildi.

Teknokentteki usulsüzlük iddialarına karışan 11 şirketin de yönetim kurulu üyeleri arasında hep aynı kişilerin bulunduğu tespit edildi. Yapılan araştırmalar sonucunda, söz konusu 11 şirketin üstünde bir çatı şirketin bulunduğu ifade edildi.

Üniversite bünyesindeki Hacettepe Teknokent’in eski yönetimindeki bazı isimlerin de FETÖ ile bağlantıları araştırılıyor. O dönemde, Teknokent yönetimince imzalanan sözleşmelerin büyük çoğunluğunda, Hacettepe Üniversitesinin mali yapısını zarara uğratacak maddelerin bulunduğu tespit edildi.

Teknokentteki bazı şirketlerin yüzde 40-yüzde 60 gelir ortaklığı ile kurulan bağının daha sonra yüzde 70 olarak bazı firmalar lehine dönüştürüldüğü ortaya çıktı. Firmaya verilen doluluk garantisi nedeniyle de üniversitenin yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kaldığı belirlendi.

Kolejin gelirlerinin Teknokent ile ilişkisi bulunmuyor

Üniversitenin kurumsal kimliğiyle resmi ilişkisi olmamasına rağmen, üniversitenin ismini kullanarak “Hacettepe Teknokent Okulları” adı altında Üstün Zekalı Öğrenciler Koleji kuruldu. Okul konusunda Üniversitede başlatılan soruşturma ise sürüyor.

Soruşturma kapsamında, okulun binasının kiralama ihalesinin, faaliyete geçtikten 1,5 yıl sonra yapıldığı ve ihaleye kimsenin katılmadığı öğrenildi. Okulun binasının bir kısmının orman alanı olduğu ortaya çıktı. Okulun gelirinden üniversiteye hiç kaynak aktarılmazken, tamamının özel bir şirkete aktarıldığı ortaya çıktı.

Elektrikli araba için maddi destek kesildi

Üniversite Teknokenti’nde yerli bir elektrikli arabanın yapımı da soruşturma konusu oldu. Arabanın yapımını üstlenen şirketin ortakları arasında FETÖ ile bağlantısı olan bir vakfın da bulunduğu iddiaları araştırılıyor.

Elektrikli otomobil için ise teknokente kira ödemeyen ve ortaklardan yüzde 70’lik hisseye sahip şirketler sadece 50 bin lira katkı verirken, Hacettepe Teknokent’in ise projeye 1 milyon 300 bin liraya yakın para koyduğu ortaya çıktı. Bu rakam, Hacettepe Teknokent’e ödenmeyen kiralar da eklenince 2 milyon TL’nin üzerine çıkıyor. Yeni yönetimce alınan kararla, üniversite elektrikli araba için maddi desteği kesti.

Üniversite yetkilileri, FETÖ ile bağlantıları araştırılan ilgili şirketler aracılığıyla üniversitenin büyük zarara uğratıldığını belirterek, Teknokent arazisine yapılan binalar için ayda 700 bin dolara yakın ödeme yükümlülüğü getirildiğini ve Teknokent’in 200 milyon doların üzerinde borç altına sokulduğunu aktardı.

Usulsüzlükyerin belirlenmesi üzerine Hacettepe Üniversitesi tarafından ihtarnamelerin gönderildiği, gerekli suç duyurularının yapıldığı bildirildi.

Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü Teknokent arazisi içinde usulsüz biçimde öğrenci yurdu inşa edilmesi de mercek altına alınan konular arasında bulunuyor.

Editör: Haber Merkezi