Tekirdağ’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) kripto yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 19 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 8’i tutuklu 19 sanık ile avukatları katıldı.
Etkin Pişmanlık Yasası hükümlerinden faydalanan Zekeriya S, duruşmadaki ifadesinde, emniyette ve savcılıkta verdiği ifadesini aynen tekrarladığını söyledi.
Örgütle ilişkisinin lise yıllarında başladığını aktaran Zekeriya S, “Emniyette verdiğim 9 sayfalık ifademi aynen tekrarlıyorum. Örgütle lise yıllarından tanışıyorum. Liseyi örgüte ait Yıldırım Han Lisesi’nde okudum. Lise bittikten sonra yine örgüte ait Işık dershanesine gittim. İstanbul’daki üniversite yıllarımda 2,5 yıl örgütün evlerinde kaldım ve burada ev ağabeyliği yaptım.” ifadelerini kullandı.
Okul bittikten sonra örgüte ait evlerden ayrılarak, kuzeninin yanında kalmaya başladığını aktaran Zekeriya S, şunları anlattı:
“Mehmet Akif Barlak isimli şahıs, ‘Sen hizmeti biliyorsun, Allah rızası için bir iş var, eğer kabul edersen maddi konularda da yardımcı olurlar’ dedi. Daha sonra beni Murat kod adlı bir ağabey ile tanıştırdı. Sonra o da beni örgüte ait Hasan Basri isimli yurda götürdü. Burada beni 3 kişi ile tanıştırdı. Onlar da bana Tekirdağ’a gidip askerlerle ilgileneceğimi, bu işin çok önemli olduğunu söyledi. Bunun üzerine beni Osman kod isimli bir şahıs aradı ve Hasan Basri Yurdu’ndan teklif edilen iş için ne düşündüğümü sordu ve Tekirdağ’a davet etti. Bunun üzerine Tekirdağ’a geldim ve bu kişi tarafından otogardan alındım. Meydan köfte denilen bir restoranda yemek yemeye geçtik. Yanımda eşim de vardı ama onu başka masaya oturttu. Sonra yanımıza Namık Kemal Üniversitesinde görev yapan hocalardan Ahmet G. geldi. Bana vazifeyi anlattılar. Askerlerle ilgileneceğimi, kabul edersem maddi olarak da yardım edeceklerini, burada laboratuvarda bana iş ayarlayacaklarını söylediler. Ben bunun üzerine tekrar İstanbul’a geçtim yaklaşık bir hafta sonra da işi kabul ettim.”
Tekrar Tekirdağ’a geldiğinde Sedat kod adlı Bülent Bakırcıoğlu tarafından karşılandığını dile getiren Zekeriya S, “Bülent Bakırcıoğlu beni otogardan aldı ve bir subayın evine götürdü. Ondan sonra da laboratuvarda işe başladım. ilk toplantımızı Mesut kod adlı Mevlüt E. isimli şahsın evinde yaptık. Burada öğrencilerle ilgilenmemizi, onların aile durumlarını, dini, ibadet yönlerini konuştuk. Daha sonra ben öğrencilerimle tanıştım. İlk öğrencim Enes Şahin ve Ercan Kaymak’tı. Ercan daha sonra benden alındı, başka bir ağabeye verildi. Öğrencilerimle toplantılarımızı bazen benim evde bazen de onların evinde yapıyorduk.” diye konuştu.
Zekeriya S, örgüt içerisinde müdür yardımcısı seviyesindeki Murad kod adlı kişinin kontrolünde olduğunu öne sürerek, “Din olgusundan ve Allah korkumuzdan faydalandılar. Dini hassasiyetimizi kullandılar. Ben ne yaptığımızın bile farkında değildim. Suç işlemek için harekete geçmedim. Beraatimi talep ediyorum.” dedi.
Zekeriya S’nin avukatı da sanığın örgütün çökertilmesine yönelik somut bilgiler verdiğini gerekçe göstererek, Türk Ceza Kanunu’nun 221’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında yer alan “Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.” gereğince sanığın beraatini talep etti.