Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası piyasaların merakla beklediği para politika faizini kurul toplantısının ardından açıkladı. Merkez Bankası, piyasanın beklentisini karşılayarak faizin yüzde 50’de sabit bırakılmasına karar verdi.

Geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından açıklanan verilerde TÜFE'deki değişim bir önceki aya göre % 3,18, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 18,72, bir önceki yılın aynı ayına göre % 69,80 ve on iki aylık ortalamalara göre % 59,64 şeklinde gerçekleşti. Doç. Dr. Mustafa Zuhal faiz kararının ardından değerlendirmelerde bulundu.

JEOPOLİTİK RİSK VURGUSU

Doç. Dr. Mustafa Zuhal, “Merkez Bankası, Nisan ayındaki aylık enflasyonun ana eğilimindeki sınırlı bir zayıflamaya vurgu yaparak enflasyonist baskıların canlı olduğunu belirmektedir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunun takip edildiğinin ve oluşan yeni ekonomik dengesizlikler karşısında tüm para politikası araçlarını kullanabileceğini her fırsatta vurgulamaktadır” ifadelerini kullanırken, PPK’nin, hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları yakından takip edilen konular arasında geldiğine de vurgu yapıyor. Özellikle jeopolitik risk ifadesine dikkat çekildiğine vurgu yapan Doç. Dr. Zuhal, “Bu kapsamda jeopolitik risk vurgusunun öne çıkması son dönemde bölgesel açıdan yaşanan olaylara bağlı olarak özel önem taşımaktadır” dedi.

Mücevher ihracatı 6 milyar doları aştı Mücevher ihracatı 6 milyar doları aştı

“FİYATLARIN SABİT TUTULACAĞI ÖNGÖRÜLEBİLİR”

Önümüzdeki dönemde faizin sabit tutulup tutulmayacağına atıfta bulunan Doç. Dr. Zuhal şu ifadeleri kullandı: “Enflasyonla mücadele adına hem mali ve parasal adımların hem de açıklamaların birbiri ile uyumlu olduğu görülmektedir. Bu eş uyumun enflasyon mücadele ve sonrasında fiyat istikrarının devam ettirilmesinde büyük önem taşıdığı geçmiş tecrübelerle sabittir. Gerek Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in gerek se MB Başkanı Karahan’ın yapmış olduğu açıklamalardan anlaşıldığı üzere önümüzdeki aylarda aşırı fiyat hareketlenmeleri olmadığı sürece faiz oranlarının sabit tutulacağı öngörülebilir. Ayrıca yılın ikinci yarından itibaren dezenflasyonist sürecin sağlanması ile birlikte faiz artışı beklentileri yerini ‘Ne zaman faiz indirimi gerçekleşecek?’ sorusuna bırakacağı söylenebilir.”

Kaynak: Haber Merkezi