İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Daily Sabah’a verdiği röportajda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Altun, Türkiye’nin bölgesel ve küresel sorunlar karşısındaki duruşunu ve stratejik yaklaşımlarını vurgularken, Suriye meselesinden Batı medyasına kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulundu.
Suriye Krizine Türkiye'nin Yaklaşımı
Son dönemde Rusya’nın arabuluculuğuyla Türkiye ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerde gelinen noktaya değinen Altun, Türkiye’nin, Suriye’deki krize kapsamlı bir çözüm bulmak için önemli bir aktör olduğunu belirtti. Altun, Türkiye'nin Suriye krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesinden en fazla fayda sağlayacak ülkelerden biri olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejik bir adımla Suriye’deki çok boyutlu sorunların çözülmesi için Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmeye hazır olduğunu dile getirdiğini hatırlatan Altun, bu diyalog çağrısının özellikle artan şiddet ve kitlesel nüfus hareketlilikleri göz önünde bulundurulduğunda daha da önem kazandığını vurguladı.
Altun, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması amacıyla terörle mücadele edilmesi, Suriyelilerin öncülüğünde ve Suriyelilerin sahipliğinde olmak üzere BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı temelinde bir siyasi sürecin ilerletilmesi ve güvenli-gönüllü geri dönüşler için uygun koşulların oluşturulması ilkeleri temelinde angaje olacağımız bir sürecin ilerlemesi için istek ve irademizi muhafaza ediyoruz. Bu ilkeler, aynı zamanda Suriye’deki sorunların esas nedenlerini ele almayı amaçlayan her türlü anlamlı çabanın da temelini teşkil ediyor. Olası bir angajman, ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekilde, Suriyeli taraflar arasında gerçek bir diyaloğu da desteklemeli ve buna katkı sağlamalıdır” dedi.
Batı Medyasının Çifte Standartları ve Gazze'deki Soykırım
Fahrettin Altun, Batı merkezli değerlerin ve medya etiğinin Gazze’deki savaşla birlikte çöktüğünü belirterek, Gazze’de devam eden soykırım sürecinde Batı medyasının ve bazı Batılı hükümetlerin yıllardır savundukları insan hakları, evrensel ahlaki değerler, basın ve ifade özgürlüğü gibi konularda alenen ikiyüzlülük sergilediğini söyledi. Altun, Batı’nın bu ikiyüzlülüğünü gözler önüne sererken, Gazze’de yaşananların Batılı medya kuruluşları tarafından nasıl çarpıtıldığını da dile getirdi.
Altun, şunları kaydetti:
“7 Ekim’den bu yana gördük ki söz konusu aktörler için bu değerler, sadece Batılı ve Batı merkezli dünya görüşüne yakın gördükleri, ayrıcalıklı azınlıklar için bir anlam ifade ediyor. İnsani ve vicdani bir tavır sergileyen birçok Batılı gazetecinin ve akademisyenin sansüre, baskıya ve mobbinge maruz bırakılması bunun en bariz örnekleridir. Öte yandan medyada gerçeklerin yalan, yalanların ise gerçek olarak servis edilmesi, Gazze’de İsrail tarafından katledilen yüzlerce gazeteci, on binlerce kadın ve çocuk başta olmak üzere 50 bine yakın mazlumun durumuna dair anlamlı bir tepki ortaya konmamış olması da açık bir çifte standart ve zulme ortaklık anlamını taşıyor.”
Altun, Batı medyasının Filistin'i sistematik bir şekilde dehümanize ettiğini ve bu şekilde İsrail’in Gazze Şeridi, Batı Şeria ve diğer bölgelerdeki zulmüne aracılık ettiğini ifade etti. Batı medyasının Filistinlileri “terörist” olarak yaftalayarak onlara yönelik şiddeti “kaçınılmaz” ve “meşru” göstermeye çalıştığını belirten Altun, Batı’nın bu tutumunun, İsrail’i daha fazla yalan söyleme noktasında cesaretlendirdiğine dikkat çekti.
Altun, Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, gerçeklerin yalanlarla örtülmesine izin verilmeyeceğini vurguladı. “Çünkü bu çelişkili düzene karşı gelmezsek, kendi hikâyemizi anlatma imkânından mahrum bırakılırsak, kendi hikâyemizi anlatma cesaretini kaybedersek, o zaman hem kendi varlığımızı tehlikeye atmış hem de hakikate ihanet etmiş oluruz” dedi.
Terörle Mücadele ve Hukukun Üstünlüğü
Fahrettin Altun, Türkiye’nin terörle mücadelesinin hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde sürdürüleceğini belirterek, Batı menşeli medya kuruluşlarının Türkiye aleyhine yürüttüğü dezenformasyon faaliyetlerine karşı kararlı bir tutum sergilediklerini söyledi. Türkiye’nin, PKK/KCK, FETÖ/PYD, DEAŞ, El Kaide ve DHKP/C gibi terör örgütleriyle mücadeleyi her alanda sürdüreceğini ifade eden Altun, bu terör örgütlerine finansman ve eleman desteği sağlayan sözde medya kuruluşlarına karşı da mücadele edeceklerini vurguladı.
Altun, PKK/KCK terör örgütüne yönelik bir soru üzerine ise, “PKK/KCK terör örgütü, uluslararası alanda yasaklanmış bir terör örgütüdür. Bu örgüt her zaman ‘demokrasi’ ve ‘insan hakları’ gibi kavramları istismar etmiştir. Eleman devşirmek için çocukları kaçıran, genç kadınları radikalleştirip intihar timi olarak kullanan, sivilleri hedef almaktan çekinmeyen bir örgüttür” dedi. Altun, PKK/KCK’nın sadece ulusal sınırlar içinde değil, Türkiye’nin komşularına yönelik de büyük tehditler oluşturduğuna dikkat çekti.
Altun, PKK/KCK’nın bölgenin istikrarını baltalamak için üçüncü tarafların vekili haline geldiğini belirterek, bu terör örgütüne karşı hem Türkiye’nin hem de Irak hükümetinin net bir duruş sergilediğini ifade etti. Irak’ın, PKK/KCK’yi yasaklama kararı almasını memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Altun, bu konuda Irak hükümetine desteğini sürdüreceklerini de kaydetti.
Uluslararası Sistem ve Reform İhtiyacı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brezilya’da katıldığı G20 Liderler Zirvesinin Türkiye açısından önemine değinen Altun, G20’nin, dünyanın en büyük ekonomileriyle diyalog halinde, küresel sınamaların ele alındığı önemli bir forum olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin G20 zirvesinde küresel sorunlara çözüm önerileri getirme konusunda aktif bir rol üstlendiğini belirten Altun, özellikle göç, iklim değişikliği, enerji güvenliği ve bölgesel çatışmalar gibi küresel sorunlara dair Türkiye’nin katkı sağladığını ifade etti.
Altun, küresel yönetişimdeki krizleri ve bu krizlere karşı reform ihtiyacını vurgularken, “Uluslararası sistemin reforme edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü güçlü olanın çıkarlarını koruyan, adaletsiz bir sistemin sürdürülebilirliği mümkün değildir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarı, bu reform ihtiyacının aciliyetini ortaya koymaktadır” dedi.
Altun, G20 gibi küresel ekonomik forumların, yükselen tehditlere karşı eyleme geçmesi gerektiğini belirterek, “G20 ülkeleri, dünya ekonomilerinin çoğunluğunu temsil ettikleri için anlamlı değişiklikler yapma gücüne sahip. Türkiye, her zaman olduğu gibi, küresel krizlere karşı çözüm üretme noktasında üzerine düşeni yapacak ve G20 gibi etkin platformlar aracılığıyla uluslararası sistemin istikrarsızlıklarına çözüm bulacaktır” dedi.
Son olarak, Altun, Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığını ve küresel sorunlara dair çözüm arayışını sürdüreceğini, aynı zamanda Batı medyasının çifte standartlarına karşı dimdik duracağını ve uluslararası adalet için gerekli reformların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.