Anıl Budak - Muhabir

Eski kitapların büyülü dünyasına dalıp geçmişin izlerini sürmek, pek çok kişinin tutkusu. Ancak bu tutkuya kapılırken tedbirli olmak gerekiyor. Ne yazık ki bazı kitaplar, rengârenk ciltleriyle sanıldığı kadar masum değil. 19. yüzyıldan kalma bu eserlerin birçoğu, insan sağlığına ciddi zararlar verebilecek zehirli bileşikler içeriyor.

Winterthur Müzesi ve Delaware Üniversitesi, bu tehlikeyi araştırmak üzere bir araya gelerek "Zehirli Kitap Projesi"ni başlattı. Proje, içerik yerine kitapların fiziksel özelliklerine, özellikle de cilt renklerine odaklanıyor. Son olarak Fransa Ulusal Kütüphanesi'nde iki yeşil renkli cildin kaldırılması sağlandı çünkü bu ciltler, arsenik içerdikleri şüphesiyle dikkat çekti.

SCHEELE'NİN YEŞİLİ 

Hull Üniversitesi’nden Bilimsel İletişim ve Kimya Profesörü Mark Lorch’un The Conversation’a yazdığı makalede konunun ayrıntıları detaylandırıldı. Söz konusu endişeler 19. yüzyıl kitap ciltleme geleneğinden kaynaklanıyor. O dönemde kitaplar kitlesel olarak üretilmeye başlandığından, pahalı deri ciltler yerini daha ucuz kumaş ciltlere bırakmıştı. Okuyucuları cezbetmek için bu ciltler göz alıcı renklerle boyanırdı. Yeşil, sarı ve kırmızı en popüler tercihlerdi.

Renkelr KdkdRenkler 2

Yeşil rengin kaynağı ise oldukça tehlikeli bir bileşikti: Scheele’nin yeşili. Alman-İsveçli kimyager Carl Wilhelm Scheele’nin 1775’te keşfettiği bu parlak yeşil pigment, bakır ve arseniğin bir karışımından oluşuyordu. Daha önce yüzyıllardır kullanılan bakır karbonat yeşillerinden daha canlı ve daha ucuz olduğu için anında rağbet gördü.

Ancak bu yeni yeşilin ciddi bir handikabı vardı: Havadaki kükürt bileşiklerinden etkilenip siyaha dönüşüyordu. Bu sorunu aşmak için Scheele’nin keşfinden yola çıkılarak daha kalıcı boyalar geliştirildi: Zümrüt Yeşili ve Paris Yeşili. Bu arsenik bazlı boyalar hızla kitap, giysi, mum ve duvar kağıdı sektörlerinde kullanılmaya başlandı.

ZEHİRLİ MODA VE ÖLÜMCÜL SONUÇLAR

Ne var ki bu yeşil renklerin çürümeye meyilli yapıları, zehirli ve kanserojen arsenik salınımına neden oluyordu. Kısa sürede bu tehlikeyle ilgili rahatsız edici haberler gelmeye başladı. Yeşil mumların Noel’de çocukları zehirlediği, boyahane işçilerinin kusmaya başlayıp yeşil su çıkardığı, yeşil elbiselere dikkat çeken uyarılar…

Turizmin gözdesi Kapadokya 3 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırladı Turizmin gözdesi Kapadokya 3 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırladı

Öyle ki 1862’de Punch dergisinin “Arsenik Valsi” adlı bir karikatürü yayımlandı. Bu çarpıcı çizim moda kurbanlarını iskelet bedenleriyle resmederek felaketi gözler önüne serdi.

Tehlikenin bir başka örneği de Napolyon’un ölümüne işaret ediyor. Yeşil renge düşkün imparator, sürgün yeri St. Helena’daki ikametgahının bu renk boyalarla boyanmasını emretmişti. Saç tellerinde yüksek arsenik değerleri bulunan Napolyon’un mide kanserinden ölümünün, bu zehirli duvar boyalarından kaynaklandığı düşünülüyor.

Buna rağmen zehirli duvar kağıtları, 19. yüzyılın sonuna dek üretilmeye devam etti.

KIRMIZI VE SARI

Yeşilin yanı sıra iki rengin daha kütüphanelerde dikkatle yer alması gerekiyor: Kırmızı ve sarı. Kırmızının kaynağı, yüzyıllardan beri kullanılan cıva sülfür bileşiği olan zincifre. Hatta bazı arkeologlar, bu kırmızı boyayı üreten eski ustaların civa zehirlenmesine maruz kaldığını öne sürüyor.

Renkelr Kdkd

Sarı renk ise başka bir zehirle, kurşun kromat (Krom sarıs) ile elde ediliyordu. Van Gogh’un Ayçiçekleri serisinde yer alan bu parlak sarının yoğun şekilde kullanıldığı düşünülürse tehlikenin boyutları daha iyi anlaşılabilir.

Ancak elbette bu nedenlerle tarihi kitap sevginizi kaybetmenize gerek yok. Sadece bazı püf noktaları dikkate alman

Editör: Tuğçe Huy