Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, ESG’nin şirketlerin önemli konularından biri olduğunu belirterek, “Dünya ekonomisinde endüstri devrimiyle başlayan belli başlı devrimleri ve aşamaları gördük. ESG de esasında bu kadar önemli bir dönüşüm ve değişim. Çünkü ESG belli standartlara uyumdan öte iş yapma şeklinizi, yaşam biçiminizi değiştirmekle alakalı. ESG işletmelerin ve kurumların her faaliyetini etkiliyor. Dolayısıyla eski iş yapma biçimlerimizden artık ESG’nin belirlemiş olduğu çerçeveye doğru hızla ilerliyoruz. Bir ihtiyaçtan öte artık bu bir mecburiyet haline gelmiş durumda.” dedi.
ESG’nin öneminin, hayatımızda yol açtığı ve açacağı etkilerin daha iyi anlaşılması adına Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği olarak bir inisiyatif geliştirdik. International Finance Corporation (IFC) ve Boğaziçi Üniversitesi Finans Uygulama ve Araştırma Merkezi destekleri ile beraber bir ESG Sertifika Programı oluşturduk.
Gerçekçi adımlarla aksiyonlar alabilmemiz lazım
Saka; “ESG Sertifika Programımızla, ESG konusunda çalışan, yatırım yapan ve de yapacak olan tüm şirketlerin bu konudaki bilinçlerini daha üst seviyeye çıkartmayı hedefliyoruz. Programımız herkese açık ama özellikle şu ana kadar ki ilgiye baktığımızda; daha çok kurumlarımızda ESG konusunda çalışan, bu konularda sorumluluk sahibi olan üst düzey yöneticilerimizin ilgi gösterdiğini görüyoruz. Çünkü onlar şirket içerisinde bu değişime liderlik eden insanlar. Buna karşın özel sektörün bütününe baktığımızda, bu konuda ortak görüş birliğimiz maalesef oluşmadı. Dolayısıyla bu bilinci oluşturmak adına bu faaliyetlerde görev yapan yöneticilere veya bu konuya ilgi duyan üst düzey diğer yöneticilere de açık bir program olduğunu belirtmek isterim.” dedi.
Daha hızlı koşabilirsek, fark yaratma şansımız olur
Saka programın çıkış noktasına ilişkin; “ESG Sertifika Programı’nı; global risklerin artması ve ESG konusunun stratejik öneminin daha belirgin hale gelmesiyle, yönetim kurulu ve icra seviyesinde sürdürülebilirliği odağına almayan şirketlerin kalıcı değer yaratmalarının zorlaşacağı gerçeğinden hareketle tasarladık. Dünya yeni bir denge arayışına doğru gidiyor. Global kaos içerisinde daha da büyük riskler almamak için şirketlerimizin farklılaşması gerekiyor. Önceliklerimizi tanımlayıp, daha hızlı koşabilirsek, fark yaratma şansımız olacaktır. ESG’yi doğru anlar ve adımlarımızı doğru atarsak, Türkiye özel sektörü açısından fark yaratacağımıza inanıyorum.” dedi.
Şirketlerimizin istisnasız tüm faaliyetleri ESG’den etkilenecek
Üretim yapan şirketlerin mutlaka ve mutlaka ESG uygulamalarının getirdiği standartlara uyum göstermesi gerektiğine değinen Saka; “Programımız her sektörden benzer seviyede ve yüksek düzeyde ilgi görüyor. Artık şirketler farklılaşmaktan öte hayatta kalabilmek için ESG uygulamalarına uyum sağlamak zorunda. Tüm şirketlerimiz için bu konudaki çerçeve gittikçe daralıyor. Dolayısıyla şirketlerin mallarını satabiliyor olmaları, krediye yani finansmana erişebiliyor olmaları ve tüketici nezdinde takdir görmeleri için ESG'ye uymaları ve ESG’yi içselleştirmeleri gerekiyor. Şirketlerin tüm DNAsına, tüm hücrelerine yansıyacak şekilde bu konuyu içselleştirmeleri lazım. Bütün yönetim kurullarının birinci ajandaları mutlaka bu konu olmalı. Çünkü şirketlerimizin istisnasız tüm faaliyetleri bundan etkilenecek.” diyerek sözlerini bitirdi.