Pişirilmeden önce soğan, biber, tuz ve çeşitli baharatlarla terbiye edilen et, dinlendirme aşamasının ardından parçalar halinde "cağ" adı verilen şişlere takılıyor.
Yatık olarak özel odun ateşinde pişirilen cağ kebabının, ateşin kuvveti ve yakınlığı, yavaş yavaş pişirilmesi ve yüksek rakımda beslenen koyun ile kuzu etlerinin kullanılması gibi etkenlerle özel bir tadı bulunuyor.
İki şehir arasında yıllardır paylaşılmayan lezzet için Erzurum 22 Şubat 2010'da "Oltu cağ kebabı" adıyla coğrafi işaret, Artvin ise 2 yıl önce "Yusufeli cağ döner" adıyla marka tescili aldı.
"Artvin'de bu aromayı bulamazsınız"
Oltu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Baki Karaca, cağ kebabın Türkiye'nin birçok yerinde yapıldığını ancak başka yerde Oltu'da yapıldığı gibi lezzetli olmayacağını savundu.
Yörede yapılan cağ kebabını lezzetli kılan etkenlerden bahseden Karaca, şöyle konuştu:
"Asıl esprisi şu, bizim bu coğrafyada kır çiçeğiyle beslenen koyunların etinden yapılmasıdır. Balıkesir, Bursa veya Artvin'de bu aromayı bulamazsınız. Türk Dil Kurumu sözlüğünde bile cağ kebabın Oltu'ya ait olduğu belirtilir. Cağ kebabın tarihçesine indiğiniz zaman, Oltu yöresinde konaklama ve göçebe toplumların kullandığı pişmiş et, bozulmadan taşıdıkları bir yemek çeşidi. Artvin'de koyun etinden cağ kebabı yiyen kaç kişi var?"
Karaca, Oltu Maliyesinde 1933'de cağ kebap yapıldığına dair işletme ruhsatlarının olduğunu belirterek, "1970-1980 sonrası diğer yerlere taşınmış. 1970'lerde Artvin'de cağ kebabı var mıydı? Herkes her şeyi iddia edebilir ama bunun yatağı burası. Oltu'ya has olduğu için burada yapılır. İlçede şu an 20'nin üzerinde işletme var. Buranın damak tadı, buraya has bir yemek." dedi.
"Babam da onun dedesi de cağ kebabı yiyordu"
Oltu'da 12 yıldır cağ kebap ustalığı yapan Fahrettin Özbek ise mesleği babasından öğrendiğini anlattı.
Babasıyla 6 yaşındayken cağ kebabı için et kesimine gittiklerini dile getiren Özbek, "Adı üstünde Oltu cağ kebabı. Gelsinler Oltu'nun lezzetiyle diğerlerini kıyaslasınlar. Artvinliler de gelsin görsünler, yesin görsünler." dedi.
Oltulu Eroğlu Er de cağ kebabını tatmak isteyenleri ilçeye davet ederek, "58 yaşındayım, çocukluğumdan beri yiyorum. Babam da cağ kebabı yiyordu, onun dedesi de cağ kebabı yiyordu." ifadelerini kullandı.
Artvinliler sabah kahvaltısında da tüketiyor
Erzurum'da öğle ve akşam öğünlerinde yenilen cağ kebabı, Artvin'de ise sabah kahvaltısında da tüketiliyor.
Kentte "Artvin döneri" olarak da adlandırılan cağ kebabı, il merkezi ve ilçelerde bayram, düğün, festival gibi şölenlerde de misafirlere ikram ediliyor.
Artvin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Seçkin Kurt, Artvin dönerinin kentin ve Türkiye'nin en önemli lezzetlerinden olduğunu söyledi.
Kent genelinde cağ kebabının tüm öğünlerde tüketildiğini, sos kullanmadıklarını belirten Kurt, şunları kaydetti:
"Artvin bitki çeşitliliği bakımından Türkiye'nin en zengin şehri. Florası çok zengin bir il. Yaklaşık 8 ay boyunca bu otlaklarda otlayan küçükbaş hayvanların etlerinin damağımızda bırakacağı lezzetle 8 ay içeride besi ile beslenen hayvanın tadı kesinlikle bir olmaz. Biz 'Artvin yatık döneri' adı altında Artvin Belediyemizle ortak bir çalışma yaparak coğrafi işaret başvurusunda bulunduk. Çok yakın zamanda coğrafi işaretimizi de alıp önce Karadeniz'e, sonra da tüm Türkiye'ye bu lezzeti tattırmak istiyoruz."
"Kuzu etinden asla vazgeçmiyoruz"
Yusufeli ilçesinde 45 yıldır dönercilik yapan İbrahim Kara ise cağ kebabının en lezzetlisinin kuzu etinden yapıldığını savundu.
Artvin coğrafyasındaki hayvanın etinin lezzetli olduğunu söyleyen Kara, "Et akşamdan hazırlanır, sabahtan dizilir ve pişirilir. Kuzu etinden asla vazgeçmiyoruz. Cağ kebabı yatık şekilde odun ateşinde pişirilir. Cağ kebabının lezzeti kuzu eti ve odun ateşinde pişmesinde saklı." dedi.
İşletmeci Adem Kısa da cağ dönerinin sabah hazır olduğunu ifade ederek, "Kahvaltı dönerle başlar. Her yerde 11.00'den sonra döner çıkar, burada sabah 7.00'de. Erzurum'a gidin bakın, döner 7.00'de çıkıyor mu, o kültür var mı? Yok. Önce yemesini bileceksin, sonra yapmasını. Erzurum'dan geliyorlar burada kebap döner yiyorlar ve 'Biz Erzurum'da bu tadı alamıyoruz.' diyorlar." değerlendirmesinde bulundu.