Arkeolog Doç. Gülşah Altunkaynak, "Müzemizde bulunan, daha önce hiç sergilenmeyen ürünleri tespit ettik. M.Ö. 1500'lü yıllardan başladı. Özellikle tomurcuk başlı dediğimiz süs iğneleri, daha sonra başlı mantar, büyük boyutlu süs iğneleriyle kronolojik sürecimizi en erkenden aldık" dedi.

Bünyesinde 20 binden fazla eser olan Erzurum Müze Müdürlüğü, depolarında ve hiç sergilenmeyen eserlerin bulunduğu her yıl farklı konseptlerde görücüye çıkarmak için çalışma başlattı. Müzede birleştirilen farklı bölümlerdeki eserler sergilemeyi planlayan müdürlük, ilk olarak metal takı ve süs aksesuarlarıyla başladı. Arkeolog Doç. Dr. Gülşah Altunkaynak nezaretinde yapılan kişiye; M.Ö. 1500 yıllarında Urartu, Helenistik, Roma ve Osmanlı'ya ait 175'e ait takı tespitleri yapıldı. Çoğunluk kadınlar tarafından kullanılan metal takılar, Erzurum Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı'nda uzman ekipler tarafından tek tek temizlendi. Eserler, Erzurum Müzesi'nde dönemlerde cam bölmelere yerleştirilerek sergiye açıldı.

97033 (1)

Gelin ve damada beşi bir yerde yerine ilginç takı! Gelin ve damada beşi bir yerde yerine ilginç takı!

'Özellikle Urartu'nun çok zengin takı kültürü var'

Doç. Gülşah Altunkaynak, "Şubat bölgelerinden beri bu serginin hazırlıklarını yürütüyoruz. Konu olarak takıyı, materyal olarak metal ürünleri belirlendi. En erken dönemden Osmanlı'ya kadar bir kronolojik olarak kaydedildi. Tespit ettiğimiz sistemler Erzurum Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı'nda temizlikleri, bakımları ve onarımı tamamlayarak sergimizi açtık. Müzemizde bulunan, daha önce hiç sergilenmeyen eserleri tespit ettik. Daha sonra özellikle Urartu'nun çok zengin takı kültürü, geleneği var. Urartu takılarıyla, kemerleriyle devam ettik. Roma ve Helenistik dönem takılarının ardından Osmanlı'ya ait bileklikler, kemerleriyle 20'nci yüzyılda sürecimizi kronolojik olarak tamamladık" diye konuştu.

Takılar vasıtasıyla estetik kültür

Gülşah Altunkaynak, "Takılarda süs iğneleriyle başlayan o dönem tomurcuk başlı değerlendirmeler, en erkenleri olmak üzere yine Urartu'nun hayvan başlı ya da haşhaş başlı olan ince işlemeli iğneleriyle sürecimizi devam ettirdik. Bilezikleri ayrı bir konsept içindedik. Bileziklerimiz de yine ağırlık olarak Urartu ait örnekler.Özellikle 7. ve 8. yüzyıllara ait olanların çoğunluğu, günümüzde Erzurum'da kuyumcular çarşısında bulunan altın örneklerinin bulunabildiği takılar içerirler. kültürü, daha sağlıklı estetik kültürün nasıl yapıldığını da göstermiş olup, genel olarak gezen, takıların hala kullanılıp kullanılmadığını görüyorlar.

97033 (2)

'Buradaki işçilik, gerçekten çok muazzam'

Sergide Osmanlı tarihine ait çok sayıda takı olduğunu da belirten Altunkaynak, "18, 19 ve 20'nci yüzyıl Osmanlı'da takı geleneğini arkeolojik devirlerden alıp, geliştirenleri görüyoruz. Yine aynı şekilde açık bilezikler, bilezikler, küpeler, yüzükler, omuzlara takılan gerdanlıklar, Kolyeler ve çok muhteşem kemerler.

Erzurum Müze Müdürü Hüsnü Genç de "Metal, dağıtılmış toprak, sikke gibi uzmanlarımızın nezaretinde hiç gün dünyasında ortaya çıkmamış eserlerimizi sergilemeye başladık. İlk olarak bu yıl metal takı ve süs eşyalarımız sergilendik, her yıl farklı kutlamalarda yönetille buluşacak" de

Kaynak: DHA