DEMET İLCE / MUHABİR
Bazı boşanma sebepleri her ne kadar kulağa tuhaf ve ilginç gelse de bu sebeplerin hukuken bir anlamı ve geçerliliği mevcut. Son dönemde eşler, beklemediğimiz nedenlerden boşanma davası açabiliyor. Özellikle günümüzde sözlü ifadelerden dolayı boşanmış birçok eş duyuyoruz. Kimimiz bu ifadeleri biliyor, kimi duyduğunda şaşırıyor. Bakalım boşanmada kusur olan davranışlar ile sözel cümlelerden bazıları nelermiş…
Boşanmada kusur sayılan haller nelerdir?
Boşanmada kusur sayılan haller ve kusurun özellikleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 161 ve devamı maddelerinde sayılmıştır. Ancak bu, kanunda sayılanlarla sınırlı değildir. Bir başka deyişle, kanunda kusur sayılan hallere sınır koyulmadığı için her bir boşanma davasının türüne ve özeliğine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, bu tür durumlara sınırsız örnek sayılması mümkündür. Ancak unutulmamalıdır ki, her bir boşanma davası kendine hastır. Dolayısıyla, bir boşanmada kusur sayılan hal ve haller bir başka boşanma sürecinde kusur olarak değerlendirilmeyebilir. Genel olarak boşanmada kusur sayılan hallere birkaç örnek vermek gerekirse şu haller boşanmada kusur olarak kabul edilebilir:
- Taraflardan birisinin zina yapması,
- Eşlerden birisinin diğer eşe karşı pek kötü muamelede bulunması, onur kırıcı davranışlar sergilemesi,
- Taraflardan birisinin diğerinin hayatına kastetmesi,
- Eşine ilgisiz ve özensiz davranmak
- Hakaret ve yalan söylemek etmek
- Eşin çalışmasına izin vermemek
- Ailesinin eşini darp etmesine sessiz kalmak
- Ailesiyle görüştürmemek
- Eşini yakının evine bırakmak
- Şiddet uygulamak
- Ölüm tehditinde bulunmak
- Hakaret etmek ve onur kırıcı davranışlarda bulunmak
- Eşlerden birinin kendisini küçük düşüren bir suç işlemesi veya haysiyetsiz yaşam sürmesi,
- Taraflardan birisinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerinden kaçınmak amacıyla müşterek konutu terk etmesi,
- Eşlerden birisinin akıl hastalığına tutulması,
- Taraflardan birinin diğerine karşı fiziki, ekonomik, psikolojik şiddette bulunması,
- Eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması.
- Ahlak dışı tekliflerde bulunmak,
- Güven sarsıcı davranışlarda bulunmak,
- Bağımsız konut tesis etmemek,
- Cinsel ilişkiye girmekten kaçınmak,
- Eşini istememek,
- Evlilik birliğinin giderlerine katılmamak
Bu kusur halleri sınırlı sayıda değildir. Nitekim pek çok Yargıtay kararları da incelendiğinde görülmektedir ki, sınırsız sayıda boşanmada kusur haller sayılabilir. Kusur değerlendirmesi somut olaya bağlı kalınarak yapılmaktadır. Özellikle tarafların yaşam biçimleri, meslekleri veya günlük rutinler gibi etkenler kusur değerlendirmesinde ölçüt olarak ele alınabilir.
Hangi durumlar boşanma sebebi olabilir?
Her olay için farklılık göstermekle birlikte, eşin onurunu kırıcı, rencide edici, küçük düşürücü her türlü söz ve eylem diyebiliriz. Örnek olarak;
- Aile Ekonomik Yönden Zor Bir Dönem Geçirirken Lüks Sayılabilecek Harcamalar Yapma
- Yeterli Para Kazanamadığını Söyleyerek Erkeği Aşağılayıp Hor Görmesi
- Kadının Ev İşlerini Yapmaması
- Güven Sarsıcı Davranışta Bulunan Kadın
- Kadının Sık Sık Eski Sevgilisinden Bahsedip Eşiyle Evlenmekten Pişman Olduğunu Söylemesi
- Kadının Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Davranması
- Kadının Eşine Toplum İçerisinde Hakaret Etmesi
- Kadının Zina Eylemi
- Kadının Eşinin Ailesini İstemediğine Yönelik Davranışları
- Kadının, Eşinin Önceki Evliliği İle İlk Evliliğinden Olan Çocukları Ve Para İle İlgili Hususlarda Anlayış Göstermemesi
- Kadının Eşini Bıçakla Yaralaması
- Kadının Eşinin İlk Evliliğinden Olan Küçük Çocuklarına Karşı Kötü Davranıp Yemek Yemelerini Dahi Kısıtlaması
- Kadının Evin İşlerini Yapmayıp Ve Kayınvalidesinin Cenazesine Gitmemesi
- Eşini Sevmediğini Ve Eşinin Ailesine ‘Defolun’ Diyen Kadın
- Kadının Eşine “ Sen Erkek Misin?” Diyerek Hakarette Bulunması
- Kadının Erkeğe Şiddet Uygulaması, Evin Yemek ve Temizlik İhtiyaçları İle İlgilenmemesi
- Kadının Erkeğe Hakaret Ederek Ve Erkeğin Kızı İle Tartışarak Ortak Birikimi De Yanına Alıp Müşterek Haneyi Terk Etmesi
- Kadının Eşinin Ailesine Onları İstemediğine Yönelik Ve Eşine Hakaret İçerikli Mesajlar Atması
- Kadının Sadakatsiz Davranarak Eşini Aldatması
- Kadının Eşi İle Ortak İkamet Ettikleri Evi Haklı Bir Gerekçe Olmadan Terk Etmesi, Mahremiyetlerini Başkaları İle Paylaşması
- Kadının Başka Bir Adamla Kaçması
- Kadının Erkeğe Sosyal Şiddet Uygulaması
- Kadının Güven Sarsıcı Hareketleri İle Sadakat Yükümlülüğünü İhlal Etmesi
- Namus Ve Şerefe Yönelik Özel Bir Ağırlığı Ve Niteliği Olan Hakarete İlişkin Eylemler
- Karısının Bakire Olmadığını Kahvehanede Açıklamak
- Pek Kötü Davranış Sebebiyle Boşanmaya Karar Verilebilmesi İçin Dövme Eyleminin Bir Defa Yapılmasının Yeterli Olduğu Kabul Edilmiştir.
- Hayata Kast Pek Kötü Ya Da Onur Kırıcı Davranış Yanında Evlilik Birliğinin Sarsılmasını da İleri Sürerek Boşanmaya Yönelik Karar Vermiştir.
- Sadakatsizliğini Açıklamak
- Eş veya Yakınlarına Yönelik İcra Edilen Küçültücü Davranışlar
- Aşırı Kıskançlık Göstermesi
- Eşi Örtünmeye Zorlaması
- Eşini Dışarıya Çıkarmaması
- Eşin Ailesine Ve Çocuklara Hakaret Etmesi veya Ailesi Tarafından Yapılan Bu Hakaretlere Sessiz Kalması
- Erkeğin Birlik Görevlerinin Yerine Getirmemesi Ve Eşine Ekonomik Şiddet Uygulaması
- Zina Sayılabilmesi İçin Cinsel İlişkinin Tamamlanmış Olması Gerektiği Savunulsa da Eyleme Eksik Kalkışma da Kabul Edilmiştir.
- Sürekli Alkol Almak
- Eşin Hastalığı İle İlgilenmemek
- Erkeğin Kumar Oynaması
- Kadının Rızası Dışında Cinsel Beraberlik
- Kişinin Uzun Süre Eş Ve Çocuklarıyla İlişkisini Kesmesi
- Başkasını Sevmek
- Eşin Aşırı Cimriliği
- Çalışmamak
- Evlilikten Sonra Uzun Süre Cinsel İlişki Kurulamaması
- Beddua Etmek
- Bağımsız Konut Sağlamamak
- Aşırı Borçlanma
- Karısını Yurt Dışına Götürmemek
- Evlilik Dışı Çocuğu Olmak
- Doğumunda İlgilenmemek
Boşanma davalarında kusur sayılabilecek sözlere örnek verebilir misiniz?
Kanun koyucu nezdinde hangi davranışların kusur olarak kabul edileceği belirtilmediğinden; bu saydığımız örnekler ve güncel hayatımızdaki kadın- erkek ilişkisinde erkeğin hangi davranışlarının kusur olarak sayılıp sayılmayacağı hususu Yargıtay kararları ile ortaya konulmuştur. Yargıtay’ın bu konuya ilişkin olarak koyduğu kriterlere yönelik onlarca farklı davranış görüldüğü üzere “kusur” olarak kabul edilmiştir.
- Davalı koca M.A.'nın, 'Sizi süründüreceğim' sözünün kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğuna, eşine “eve git eşyalarını topla, direkt git bak, akşam gelirim kapının önüne seni ben atarım, yalan yanlış konuşma” şeklinde mesaj göndererek onu evden kovan, eşinin ailesi ile biraraya gelmekten kaçınan ve onu aile ilişkilerinde yalnız bırakan ve birlik görevlerini yeterince yerine getirmeyen erkek, şans oyunları oynayan kadına nazaran ağır kusurludur (2. Hukuk Dairesi 2022/832 E. , 2022/2699 K.
- güven sarsıcı davranışlarda bulunan, eşini aşağılayan, eşine ve eşinin annesine ağır hakaret ve tehdit içerikli sözler söyleyen kadının, "eşim beni aldatıyor, başka erkeklerle geziyor, istemiyorum, iftira atacağım" diyen ve evi taşıdıktan sonra adresini bildirmeyen erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.( 2. Hukuk Dairesi 2015/24430 E., 2016/11112 K.)
- eşine “senden iğreniyorum, nefret ediyorum, seni sevmiyorum, istemiyorum” dediği, davacı-davalı kocanın da bu sözler üzerine tepki sınırlarını aşar şekilde eşine tokat attığı ve birlik görevlerini de yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu hâle göre boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu olduğunun kabulü gerekir. (Hukuk Genel Kurulu 2017/2492 E., 2020/1037 K.)
İslam hukukunda da “Git babanın evine.”, “Defol git.”, “Sen benim karım değilsin.”, “Ben senin kocan değilim.” gibi ifadeler, erkek tarafından boşanma kastıyla söylendiğinde boşanma sebebi sayılabiliyor. Bu kapsamda hukuk sistemimizin İslam hukukundan etkilendiği ya da benzediğinden bahsedebilir miyiz?
İslam hukuku ile benzeştiğini düşünmüyorum. Zira orada sizin de bahsettiğiniz üzere daha ziyade erkek tarafından söylenmiş sözlere bağlanmış bir takım sonuçlar varken Medeni hukukta kadın ya da erkek tarafından söylenmiş olması gibi bir ayrım olmadan karşı tarafta yarattığı etki, rencide edici, küçük düşürücü, onur kırıcı olup olmadığı önem taşıyor ve buna bağlı sonuçlar öngörülüyor. Bir de İslam hukukunda erkek tarafından sarf edilmiş bu tür sözler, doğrudan evliliğin sonlanması sonucunu doğururken medeni hukukta bu sözler söyleyen kişi açısından kusur oluşturmakla birlikte tek başına boşanma sonucunu doğurmuyor. Ayrıca karşı tarafın kusurlu olup olmadığı, hangisinin daha ağır kusur sayılacağı gibi konular hem boşanma sonucunun meydana gelmesinde hem de ayrıca daha ağır kusurlu olan eş aleyhinde maddi sonuçlara yol açıyor ve manevi tazminat, nafaka gibi konularda önemli rol oynuyor.