İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Jandarma Sahil Güvenlik Akademisi Konferans Salonu’nda, “Jandarma Sahil Güvenlik Akademisi Öğrencileriyle Tecrübe Paylaşımı” programına katıldı.

Türkiye’nin iki enerji havzasının çok önemli bir stratejik noktasında olduğunu belirten Soylu, geçen günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TürkAkım projesiyle önemli bir adım attığını söyledi.

Erdoğan’ın Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile de SOCAR Star Rafinerisi’nin açılışını gerçekleştirdiğini hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:

“Bir taraftan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı, Türk Akımı, Mavi Akım, TANAP, bir taraftan en büyük mücadelelerin sürdüğü Irak’ın kuzeyindeki petrol ve doğal gaz havzasından Avrupa’ya veya dünyaya nakledilecek oradaki enerji hattının hangi haritanın üzerinden gidip gitmeyeceği mücadelesi. Dünyada enerjinin en güvenli geçiş sahası Türkiye’dir. Türkiye ortaklığı ve Türkiye’den geçmesi hem nihai olarak ulaşacağı nokta açısından hem de coğrafyada bulunan komşularımız açısından en güvenilir olanıdır.” 

“PKK, AVRUPA’NIN EN BÜYÜK ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ”

Avrupa’nın ortasında bulunan bazı ülkelerin güvenlik yükünün bulunmadığını belirten Süleyman Soylu, “PKK bizde etnik ve siyasi iddialarla terör yapıyor ama Avrupa’da organize suç örgütü karakterinde. Ülkelerin yönetimleriyle çatışmıyor. Türkiye’de faaliyet gösteren bir örgüt kimliğiyle uluslararası toplumun karşısına çıkıyor ama aslında Avrupa’nın en büyük organize suç örgütü.” ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Soylu, PKK’nın Avrupa uyuşturucu ticaretinin yüzde 80’ini elinde bulundurduğunu, insan kaçakçılığı yaptığını, haraç topladığını ve birçok suç içerecek adımlar attığını belirterek, “Avrupa, belki de araçsallaştırdığı için PKK ile asla yüzleşmiyor. Oysa Türkiye 40 yıldır terörle uğraşıyor. Önemli insan ve ekonomik maliyetler ödüyor. Bunun üstüne FETÖ eklendi, DEAŞ eklendi, aşırı sol terör örgütleriyle mücadelemiz zaten vardı ve hepsinin üstüne Suriye kaynaklı göç eklendi. Yani Türkiye’nin güvenlik maliyeti zaten yüksekti, şimdi daha da yükseldi.” diye konuştu.

TERÖRLE MÜCADELE TAKDİRE ŞAYAN

Buna rağmen Türkiye’nin güzel işler yaptığını, prensiplerinden, ilkelerinden, merhametinden, vicdanından, hukuk ve demokrasiden ayrılmadan güvenlik stratejisini ve mücadele yöntemlerini yeniden belirlediğini ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şehirde hırsız kovalar gibi küresel terörle mücadele etmekten vazgeçtik. Yılların tecrübe ve birikimini, 21. yüzyılın gerçekleriyle ve esas itibarıyla içerideki güçlü liderlikle birleştirdik ve güvenlik politikamızı yeniden belirledik. Kimse burada başarısız olduğumuzu iddia edemez. Eş zamanlı mücadele ettiğimiz terör örgütlerini, yönettiğimiz göç dalgasını, karada ve denizde verdiğimiz mücadeleyi dünya üzerinde bu seviyede verebilecek bir başka ülke tanımıyorum. Dünyanın pek çok ülkesine gittim, yetkilileriyle konuştum. Adamların paniklediği sorunları bizim sadece bir şube müdürlüğümüzün çözebileceği seviyede işler.

Oysa bugün sizin arkadaşlarınız, 2700-3000 metre rakımda terörist kovalıyor. Yerin altına doğru 3 katlı mağaralar buluyorlar. İçlerinde terörist, mühimmat, uyuşturucu, silah yapım malzemeleri, propaganda malzemeleri, bomba yapım malzemeleri buluyorlar. Bu ne demek biliyor musunuz? Keçilerin bile çıkmadığı yerleri boş bırakamayız demek. Kimse Türkiye’ye iç siyaset gözlüğüyle bakıp, günlük siyasi kaygılarla haksızlık etmesin. Ben İçişleri Bakanıyım. Jandarmamın, polisimin, korucumun, denizdeki sahil güvenlik personelimin emeğine, alın terine, canına dil uzattırmam. Bu bir sorumluluktur ve bu milletin evlatları, bir büyük devlet aklıyla, gücüyle, bilgisiyle, birikimiyle bu sorumluluğun gereğini hakkıyla yerine getirmektedir.”

“KİMSE BİZİ HAFİFE ALMASIN”

“Üsler kurmak, birilerini yerleştirmek, kendine bağlamak, uydu devletler veya kantonlar kurmak, içi boş ve sonuç üretmeyecek hayallerdir.” diyen Süleyman Soylu, şöyle konuştu:

“Bu bölgenin selameti, yerleşik devletlerin istikrarına bağlıdır. Türkiye’nin tüm terör yapılanmalarına karşı eş zamanlı ve ayrım gözetmeden ortaya koyduğu mücadelenin temelinde de bu ilke yatmaktadır. Kimse bizi hafife almasın, isterse Amerika alsın. Barzani’ye orada referandum yaptırdı değil mi? Kurduracaktı kurdurabildi mi? İran’la ve Irak’la belki de şu süreç içerisinde ilişkilerimizin en optimum düzeyde olmadığı bir zaman dilimi içerisinde hemen bir araya geldik. Bu bölgenin de kendi adına bir menfaati var. Bu coğrafyanın bir menfaati var. El ele verdik, Batı’nın ve Amerika’nın projesini oradan tasfiye ettik. Ne oldu; dünyanın en büyük güçlerinden birisiydi.”

Editör: TE Bilisim