Fatih Alay Köşkü'ndeki Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi'nde gerçekleştirilen etkinlikte, edebiyat ve kültür dünyasının önemli isimleri arasında yer alan edebiyat tarihçisi, şair ve yazar Banarlı'nın hayatı ve çalışmaları ele alındı.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Banarlı'nın eserleriyle edebiyat fakültesi tarih bölümü öğrencisi olduğu yıllarında tanıştığını belirterek, "Onunla asıl ünsiyetim radyoculuk yıllarıma denk gelir. Hazırladığım programda rahmetlinin 'İman ve Yaşama Üslubu', 'Türkçenin Sırları', 'Edebiyat Sohbetleri' başta olmak üzere pek çok eserinden istifade ettim." dedi.
Banarlı'nın Türkçeyi kullanışı ve konuları anlatış tarzını etkileyici bulduğunu dile getiren Yılmaz, usta edebiyatçının aynı zamanda Yahya Kemal'i toplumla buluşturan kişi olduğuna işaret etti.
Yılmaz, İslam Ansiklopedisi'nde Şeyma Güngör tarafından kaleme alınan biyografiye göre de Banarlı'nın çok çalışkan ve gayretli bir insan olduğunu vurgulayarak, "Nihat Sami Banarlı gibi isimleri anmak, anlamak ve tanıtmak sadece bu kültüre, bu millete, bu medeniyete hizmet etmiş, gönül vermiş, değer vermiş bir ismi anmakla sınırı değildir. Esas itibariyle onun üzerinden Türkçeyi savunmak, anlamak, Türkçe'nin dünyasına vakıf olmak ile bu milletin temel değerleri arasında inanması, yaşaması, oturması, kalkması gibi konulara nüfuz etmesi demektir." değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Şeyma Güngör de Banarlı ile İstanbul Fetih Cemiyeti'ndeki bir kitap takdim töreni sonrasında bir arkadaşıyla yanına giderek tanıştığını belirterek, "Türkoloji'de okuduğumu öğrenince ilgi gösterdi bizi ve cemiyete davet etti. Gittiğimizde edebiyattan söz etti, edebi problemlerden söz etti. Ardından bir kaç gün sonra bir daha ziyaretine gittik, bilgi seviyemizi yokladı. Üçüncü veya dördüncü ziyaretimizde de orada çalışıp çalışmayacağımızı sordu. Biz de tabii kabul ettik ve 1966 ile vefat ettiği 1974 yılları arasında Fetih Cemiyeti'nde hizmetinde bulunduk." şeklinde konuştu.
Güngör, Trabzonlu seçkin bir ailenin çocuğu olan Banarlı'nın hayatına ilişkin şunları kaydetti:
"Dedesi ve babası devletin üst kademelerinde görevde bulunmuş şair ve edip. Maddi durumları iyi olmasına rağmen 1. Dünya Harbi'nde Trabzon'daki mallarını kaybetmişler. Ailesi İstanbul'a taşınmış, Fatih'te oturmuşlar. Banarlı 11 yaşındayken Fatih yangınında konakları kül olmuş. Ailenin eli silah tutan erkekleri savaşa gitmiş. Banarlı zaten ortaöğretimde de edebiyata çok meraklı. Fuat Köprülü'nün o dönem hocalık yaptığı İstanbul Edebiyat Fakültesi'ne başlıyor, orayı bitirdikten sonra Edirne'de öğretmen olarak mesleğe başlıyor."
- "Kendine mahsus bir konuşma tarzı, davudi bir sesi vardı"
Evlerinde her hafta sohbet meclisleri kurulduğunu, Banarlı'nın da bu toplantılara katılan kişileri dikkatle takip ettiğini ve burada gördüklerinin Banarlı'nın şahsiyetinde ve mesleğini seçmesinde önemli rol oynadığını anlatan Güngör, şunları kaydetti:
"Banarlı çok disiplinliydi. Titiz, tertipli, istikrarlı bir insandı, 8 sene yanında çalıştım, yaz-kış evinde veya işte ceketini çıkardığına hiç rastlamadım. Kravat takar, kravatının üzerine de Fetih Cemiyeti'nin iğnesini takardı. Kendine mahsus bir konuşma tarzı, davudi bir sesi vardı. Kelimeleri özenle seçer, konuşurken özellikle konferans verirken tonlamaya, vurgulara, duraklara ve cümlenin ritmine son drece dikkat ederdi. Banarlı'nın konuşmasını dinleyip de etkisi altına kalmamak mümkün değildi."
Muallimliğine şahit olmadığını fakat yazılarından ve öğrencilerinden öğrendiği kadarıyla bildiğini ifade eden Güngör, "Az ve öz konuşan bir insandı, sadece kendisini iyi anlayan kişilerle ve kabiliyetli öğrencilerle uzun uzun konuşurdu. Disiplinli ve araştırıcı bir hoca, her zaman yeniliğin peşindeydi." görüşünü paylaştı.
- "Türkçe'nin imkanlarını gösteren yaklaşımıyla nesilleri etkiledi"
Prof. Dr. Hayati Develi de Banarlı'nın ismini ilk olarak gazetelerde duymaya başladığını daha sonra kitabını alıp okuduğunu söyledi.
Akranlarının ve kendisinden sonra gelenlerin Türkçe konusundaki görüşlerinin önemli bir kısmının Banarlı'nın eserlerinden beslendiğini belirten Develi, "Nihad Sami Banarlı, Türkçe'nin Sırları'nda sadece eski kelime yeni kelime kavgasından ziyade bir ufuk açan, Türkçe'nin genişliğini imkanlarını gösteren, onu edebiyatla birleştiren yaklaşımıyla kendine mahsus bir kaleme sahip oldu ve nesilleri ciddi anlamda etkiledi. Hala da eserleri basılmaya, okunmaya ve etkilemeye devam ediyor." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Kazım Yetiş ise Yahya Kemal'in Türk kültürünün müthiş bir hazinesi olduğunu vurgulayarak, "Bu hazineyi sokağa dökmemek lazım. Banarlı, Yahya Kemal'in yakınında, sohbetlerinde bulunuyor. Görüşmeleri var. Konuşmaları 'Yahya Kemal Yaşarken' diye kitap halinde çıktı." dedi.
Banarlı'nın çeşitli cepheleri bulunduğunu, pek çok öğrenci yetiştirdiğini anlatan Yetiş, "Edirne Lisesi'nden başlayan bir hocalığı var, iyi bir hoca, yetiştirdiği öğrencilerden belli zaten. İkincisi sınıfta kalmıyor yani hoca olanlar sınıfta öğrencilerle kalır. Banarlı, edebiyat kitapları dolayısıyla bütün Türkiye'nin hocasıydı. Biz de ders kitabı yazdık ama Türkiye en iyi edebiyat kitabı rahmetli Nihad Sami Banarlı'nın kitabıydı." diye konuştu.