Kastamonu’da üç ilçede uyuşturucu operasyonu: 2 kişi tutuklandı Kastamonu’da üç ilçede uyuşturucu operasyonu: 2 kişi tutuklandı

Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuksuz sanık Metin Kazancı ile müştekiler ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Tutuklu sanıklar Ahmet Doğan, Atilla Öz, Çetin Kurt ile başka dosyadan tutuklu Tevfik Tepebaşı ise bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.

Kimlik tespiti ve iddianamenin okunması sonrası savunmaları alınan sanıklardan Tevfik Tepebaşı, ifadesinde, bahse konu binada 20 akrabasını depremde kaybettiğini belirterek, binanın kooperatif tarafından o dönemin şartlarına ve yasalarına uygun yapıldığını, arsayı kooperatifin aldığını söyledi.

Kooperatifin sıkı bir denetim altında olduğunu ve üye olan kişilerin daireleri kooperatiften satın aldığını ifade eden Tepebaşı, "Bana müteahhit diyorlar, benim müteahhitlikle hiçbir ilgim yok." dedi.

Tepebaşı, fenni mesul olarak kooperatif yönetiminin mühendis ile anlaştığını ve emniyet tedbirlerini mühendisin kabul ettiğini, bu yüzden kendisine bir suç isnat etmenin yasadan dolayı da mümkün olmadığını savundu.

1980 yılında apartmanın bulunduğu bölgenin imara açıldığını ifade eden Tepebaşı, "Benim hiçbir yerde imzam ve resmi sorumluluğum yok, sadece inşaat bürosunda duruyordum. Öğretmen ve Mali Müşavir zaten inşaattan kesinlikle anlamaz. Sadece burayı yönetir." ifadesini kullandı.

Tepebaşı, inşaatın temel demiri bağlandığında belediyeden ekiplerin geldiğini ve 11 katın her birinde teknik sorumluların ayrı ayrı inceleme yaptığını anlattı.

Apartmanın yapımında yasal olarak bir görevi ve müdahalesinin olmadığını savunan Tepebaşı, "Herkes kendi attığı imzadan sorumludur. Şu anda inşaat yıkıldı ve yapımda bir kusur var mı? Araştırılan budur ama benim yasal olarak burada bir görevim ya da müdahalem yoktur. Bu yüzden sorumlu tutulmam mümkün değildir. Ben zihnen çok yorgunum, başım sürekli ağrıyor ve suçumun ne olduğunu anlamaya çalışıyorum." diye konuştu.

Sanık Çetin Kurt da hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek sanık Tepebaşı'nın muhasebecisi olduğunu ve tek suçunun kooperatife üye olmak olduğunu dile getirdi.

"Tevfik Tepebaşı için canımı veririm" diyen Kurt, samimi oldukları için Tepebaşı'na yardımcı olmak istediğini ve sadece kooperatif başkanlığını yaptığını söyleyerek, "Binaların inşaat döneminde zeminden su çıkıyordu. Tevfik bey, 'Belediyenin denetlediğini ve inşaat demirlerinin çok sağlam olduğunu' söyledi. O sırada Gölcük depremi sonrasıydı." ifadelerini kullandı.

Kurt, kendisinin inşaatla alakasının olmadığını savundu.Sanık Atilla Öz de bina ile ilgisinin olmadığını ve binayı kimin yaptığını da bilmediğini söyledi. Sanık Ahmet Doğan da binanın yapımında kendisinin bir bağlantısının olmadığını savundu. F Blok'ta apartman görevlisi olarak yaşayan müşteki Halil İbrahim Hasırcı da depremde eşi ve kızını kaybettiğini belirtti.

Binayı kimin yaptığını bilmediğini ifade eden Hasırcı, "Benim çalıştığım dönem asansör tabanından sürekli su çıkıyordu ve biz bu suyu motorla sürekli dışarı atardık. Suyun neden olduğunu daha şimdi anlıyoruz. Binayı kimin yaptığını bilmiyorum ama devamlı Tevfik Tepebaşı'nın ismi geçerdi. Ben kendim aynı gün enkazdan çıktım ama 7 gün cenazelerimi çıkartmak için bekledim. Demirler kaldırıldığında beton orada akıp gidiyordu." diye konuştu.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına karar vererek duruşmayı 3 Mayıs'a erteledi.

Editör: Ela Duyar