İtalyan spor basını, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in geçtiğimiz günlerde yaptığı çarpıcı açıklamalarını manşetlerine taşıdı.
ÖZBEK, LA GAZETTA DELLO SPORT'A MANŞET OLDU
İtalya'nın köklü spor gazetelerinden La Gazzetta dello Sport, Başkan Dursun Özbek'in geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaları okuyucularına duyurdu. Dursun Özbek'in 'Galatasaray'a dokunanın elini kırarım' sözünü başlığa çıkan gazete, Özbek'in şu açıklamalarını paylaştı;
"Galatasaray'ın hakkına, başarısına, puanlarına göz dikenlerin gözünü çıkarırım! El sürenlerin, elini kırarım! Herkes verilen emeğe saygı duysun."
DURSUN ÖZBEK'İN AÇIKLAMALARININ TAMAMI
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in İtalyan basınına manşet olan açıklamalarının tamamı şu şekilde;
"Sayın Hacıosmanoğlu'na seçimlerde destek verdik. Bizde bir memnuniyetsizlik vardı. Rakiplerimiz de yapıdan bahsederek, Sayın Büyükekşi'nin bizim lehimize olduğundan bahsederek kendisini yıprattı. Sayın Hacıosmanoğlu'na bize verdiği, futbola verdiği vaatler çerçevesinde destek verme kararı verdik. Bugüne geldiğimizde Galatasaray Kulübü'ne karşı alınan tavırdan hiç memnun değiliz. Bu çok net.
"TFF BİZE O SPONSOR İÇİN İZİN VERDİ"
Galatasaray formasına aldığımız haber portalı reklamı için TFF'ye yazı yazdık. Onlara sormak zorundayız, prosedür böyle. Yazılı olarak sorduk, onlar da 'İzin veriyoruz, maça çıkabilirsiniz ama sorumluluk size ait' dediler. Çıktıktan sonra birinci günden itibaren Türkiye'de yankılanması oldu. Konu ile ilgili tenkitler, eleştiriler oldu. Sonra TFF, bize ikinci yazıyı yazdı ve 'Böyle maça çıkamazsınız' dediler. Sayın Başkan 'İlk mektupta tavır gösterdik' dedi. İlk mektuptan çıkamazsınız dediklerini anladıysa, ikinci mektubu neden yazdı? Rakiplerin ve kamuoyunun baskısıyla mı fikri değişti? Bizi eleştiren rakiplerimizden etkilendi.
"TFF, FENERBAHÇE'NİN AĞZIYLA KONUŞUYOR"
Rakiplerimizin şikayetiyle konu yargıya gitti. Biz de gittik, ifadelerimizi verdik. Konu ile ilgili yargı takipsizlik kararı verdi. Peki sonra ne oldu? Sayın Başkan bir programda 'Ne hikmetse yargı takipsizlik kararı verdi' dedi. Ne hikmetse ne demek? Bu kelimeden ne anlıyorsunuz? Sayın Başkan'a bu sözlerle yargı ve kulübü töhmet altında bırakmak yakışıyor mu? Bu aynı rakibimizin ağzı! Biz bunu kabul etmiyoruz! Rakibimizin ağzıyla konuşmaları, bizde soru işareti oluşturuyor.
"SENİN MUHATTABIN OKAN HOCA DEĞİL"
Okan Hoca, bir hakeme 'bir daha burada maç yönetemezsin' demiş ve sevk edilmiş. Neticesinde para cezası vermişler, onu da Tahkim Kurulu kaldırmış. Suçsuz olduğu ortaya çıkmış. Devamında Sayın TFF Başkanı 'Sen hakeme bu lafı ettin, bak sen göreceksin' O hakemi bir daha senin maçına gönderiyor muyum, göndermiyor muyum!' diyor. Bir TFF Başkanı, böyle intikamcı, rövanşist yaklaşımda olabilir mi? Okan Hoca senin zaten muhatabına değil! Evet verdin, Eyüpspor maçına verdin! VAR hakemini de ona göre ayarladın!
"BÜTÜN BUNLARA NE GEREK VAR?"
Perşembe günü bir Avrupa maçı oynadık uzaktan deplasmanda geldik. TFF'ye yazı yazdık, perşembe oynayan rakiplerimizin pazartesi oynadığı gibi biz de bunu talep ettik. Özellikle futbolcu sağlığını dikkate aldık. 'Pazartesi valilik iki önemli maçı İstanbul'da oynatmak istemiyor. Pazartesi olmaz' dediler. O zaman 'Eyüpspor'a sorun ve salı gününe alın' dedik. Orada da yayıncı kuruluşun istemediğini söylediler. Yayıncı kuruluş ise böyle bir müracaatın olmadığını söyledi. Bütün bunlara ne gerek var?
"TRABZON'U TRABZON'DA KATLEDEN HAKEMİ VERDİLER"
Eyüpspor maçına verilen hakem, Okan Hoca'ya inadına... Maç ve VAR hakemini öyle bir hakem seçiyor ki! Trabzonspor'da Trabzonspor'u katletmiş! Bizim Kasımpaşa maçına gelmiş, orada da iyi değil! Belli bir sıkıntı var. Pazar günü açıkladım, maç hakemini suçlamadım. Birileri onu formatlayarak gönderdi ve görevini yaptı.
"TFF VE MHK, GALATASARAY'A KARŞI"
Bir takımı doğramanın çeşitli yolları var! İnce ince de doğrayabilirsiniz, kafadan da doğrayabilirsiniz! Neticede TFF'den memnun değiliz. TFF, MHK ile birlikte Galatasaray'ın başarısını, sahadaki performansını etkilemek için tavır takınmıştır. Galatasaray Başkanı olarak, emeğimize kimsenin el sürmesine müsaade etmem! Emeğe büyük saygım var, kimse bu emeği gasp edemez! Müsaade etmem! Öyle bir yapım var!
"EL SÜRENİN ELİNİ KIRARIM"
1950'li doğumluyum, fakir bir ilçe olan Şebinkarahisar'da doğdum. Sonra İstanbul'da okudum, erken yaşta babamı kaybettim. 13 yaşında aile reisi oldum, 22 yaşında ticarete başladım. Hayatın bütün zorluklarını gördüm. Ticaret hayatımın büyük bir bölümü otobüs sırtında, Anadolu yollarında geçti. Emeğin ne olduğunu, hayat kurmanın ne olduğunu bilen birisiyim. Kimsenin hakkına, kuruşuna göz dikmedim. Kimsenin hakkımı gasp etmesine müsaade etmem. Galatasaray'ın hakkına, başarısına, puanlarına göz dikenlerin gözünü çıkarırım! El sürenlerin, elini kırarım! Herkes verilen emeğe saygı duysun!