Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Remzi Bircan, dünya genelinde yaklaşık 50 milyon kişinin hac için sıra beklediğini ifade etti.
Suudi Arabistan'ın Müslüman ülkelerin binde 1'i oranında her ülkeye kota tahsis ettiğini aktaran Bircan, Türkiye'nin de 85 bin civarında kotası bulunduğuna dikkati çekti.
Bircan, bu kotanın yüzde 60'ının Diyanet İşleri Başkanlığı organizasyonu tarafından kullanıldığını, yüzde 40'ının ise başkanlıkla sözleşme imzalayan şirketler vasıtasıyla kullanıldığını söyledi.
"Yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımız hacca gitmek için kayıtlarını yaptırdı"
Türkiye'den hacca gitmek için çok fazla başvuru bulunduğunu anlatan Bircan, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımız hacca gitmek için kayıtlarını yaptırdı, isimlerinin kurada çıkmasını bekliyor. Geçen sene ve bu sene Suudi Arabistan'ın 2030 vizyonu çerçevesinde ülkeye turistin daha fazla gelmesi ve ülkedeki ticaret hacminin genişlemesi için seyahat vizesi, ticari vize, işçi vizesi ve buna benzer bir takım vizeler adı altında dünyanın değişik yerlerinden Riyad'a, Mekke-i Mükerreme'ye, Medine-i Münevvere'ye insanlar gelmektedir. Fakat bu vizelerle son yıllarda hac yapma talepleri artmaktadır."
Mekke'ye hac mevsimi dışında seyahat ve işçi vizeleriyle gidebileceğine işaret eden Bircan, fakat hac mevsiminde bu vizelerin insanlara hac ibadeti yapmalarına asla izin vermediğini bildirdi.
Bircan, haccın yapıldığı yerlerin ve alacağı kapasitenin de belli bir oranda olduğunu belirterek, Arafat vakfesinin yapıldığı yerin sınırlı olduğunu, Müzdelife vakfesinin yapıldığı yerin belli bir alanı kapsadığını, Mina, şeytan taşlama ve tavafın yapıldığı alanların da çok kısıtlı olduğunu anlattı.
Hac vizesi harici yakalananlar ülkeden deport edilecek
Bircan, şöyle konuştu:
"Vatandaşlarımızdan bazen bilerek veya bilmeyerek ticari vizelerle, turist vizeleriyle oraya gittikten sonra hac yapma iradeleri ortaya çıkmaktadır. Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı son hafta yayınladığı ve bütün dünyaya gönderdiği genelgeyle, seyahat vizeleri, işçi vizesi ve ticari vizeyle hac ibadetinin asla yapılmayacağını ifade etmiştir. Bunun sonucu şöyle oluyor. Bazı kimseler, dolandırıcılar, o hac özlemini istismar edenler, seyahat, işçi ve ticari vizelerle Arafat'a çıkarılacağı, hac yaptırılacağı vaadiyle vatandaşlarımızı götürüyorlar. Vatandaşlarımız oraya gittiği takdirde az önce belirttiğim gibi Arafat'ın alanı sınırlı olduğu için oraya çıkamıyor. Oraya götüren otobüsler belli olduğu için binemiyorlar ve mağduriyet yaşıyorlar."
Bircan, geçen yıl kutsal topraklara gittikten sonra hac yapmadan Türkiye'ye dönen vatandaşlar olduğunu belirtti.
"Kurada ismi çıkmayan vatandaşlarımızın değişik yollarla, seyahat ve ticaret vizeleriyle hacca götürme vaadinde bulunanlara asla itibar etmemelerini istiyoruz." diyen Bircan, şu uyarılarda bulundu:
"Ya Diyanet İşleri Başkanlığı veya da bizimle sözleşme imzalayan şirketlerin taahhütlerine inansınlar. Hatta kendi e-Devlet hesaplarına 'hacca gidebilirsiniz' bilgisi düşmediği takdirde bu tür şeylere asla itibar etmemelerini istiyoruz. Bunun da ötesinde Hac ve Umre Bakanlığı bu sene hac vizesi haricindeki seyahat vizesi, işçi vizesi ve ticari vizeyle girenlerin yakalanmaları halinde ülkeden anında deport edileceğini ve böyle bir cezai işlem göreceğini bizzat sayın başkanımıza ilettiler. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak kuralsız bir şekilde hacca gitmek isteyen ve götürmek isteyenleri adli makamlara ileteceğiz. Vatandaşlarımızın mağdur olmaması için gerekli mercilere şikayetlerimizi bulunacağız. Vatandaşlarımızın bu konuda biraz daha hassas olmalarını özellikle rica ediyorum."