Fetullahçı Terör Örgütü‘nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde açılan ateş sonucu yaralanan Rıfat (62) ve Mine Özer (61) çifti, o gece yaşadıklarını, Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde “demokrasi nöbeti” tutan vatandaşlara anlattı.
Tedavilerinin ardından taburcu edilen çift, Gölbaşı’nda devam eden “demokrasi nöbeti”ne katıldı.
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay, platforma çıkan Rıfat ve Mine Özer’i cesaretlerinden dolayı tebrik etti.
Rıfat Özer, etkinlikte yaptığı konuşmada, darbe girişimini öğrendiklerinde evlerinde eşiyle abdest alarak sokağa çıktıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşlara meydanlara çıkmaları yönündeki çağrısından önce evlerinden ayrıldıklarını belirten Özer, “Beştepe’nin orada saat 01.30 gibi helikopterden açılan ateş sonucu orada bulunan grubumuzun tamamını yere indirdiler. Ölmedik, elhamdülillah sağız ancak moralimiz çok bozuktu. O sırada TRT’yi ele geçirmişlerdi. Hastaneye gittik. Saat 04.00 gibi öğrendik ki ele geçirememişler.” ifadelerini kullandı.
Özer, kendisi ve eşinin, çevredeki vatandaşlar tarafından hastaneye kaldırıldığını aktardı.
Çevredekilerin, başta kendilerini hastaneye götürecek araç bulamadığını bildiren Özer, şöyle konuştu:
“Çok kan kaybediyorduk. Bir halı yıkama atölyesinin minibüsü geldi. Bir kardeşimiz, 12 yaralıyı o arabayla taşıdı. Biz de o arabanın içindeydik. Kucağımda 18 yaşında, 21 yaşında çocuklar vardı. Onlar benim 62 yaşıma kadar edindiğim tecrübe ve bilgiyi bir anda edinmişler, fıtratlarının verdiği temizlikle Allah yolunda canlarını vermekten zerre miktarı tereddüt etmemişlerdi. Orada ve daha sonra hastanede şehitlerimiz oldu.”
“Giderken gerçekten ölmeyi düşündük”
Mine Özer ise çocuklarıyla helalleşerek eşiyle dışarı çıktıklarını dile getirdi.
Gençlere, çocuklara ertesi sabah uyanabilecekleri bir vatan bırakabilmeyi amaçladıklarına dikkati çeken Özer, “Çok erken vurulduk ama çok şükür hepinizin sayesinde çocuklarımızın bugün bir vatanı var. Kapılarını kilitlediklerinde kendilerini güvende hissediyorlar. Giderken gerçekten ölmeyi düşündük.” dedi.
Özer, darbe teşebbüsünde bulunanların halka ateş açmayacağını, kendilerinin onları ikna edebileceğini düşündüklerini ancak maalesef çok sayıda kişinin şehit edildiğini, yaralandığını belirtti.
Darbe girişiminde bulunan askerleri bundan vazgeçirmeye çalıştıklarını söyleyen Özer, şunları kaydetti:
“Tankların birinin önünde buldum kendimi. O asker çocuğa iltifatlar ediyordum. ‘Oğlum sen bizim çocuğumuzsun. Biz seni seviyoruz. Sen bana bunu yapamazsın, ben senin annenim, teyzenim. Gel yavrum suç işleme, yanımızda ol bizim’ diye onu ikna edebileceğimi düşünüyordum. Bomboş bakan bir asker vardı tankın içinde. Ben konuşurken diğer tankın üstüne yanımızdaki gençler çıktı. Sonra sağ taraftan, nizamiye kapısından bir emir duydum. Vurulmamızı istiyordu. Aynı anda tepemizden tarandık.”
Özer, yaşadıkları gecenin korkunç olduğunu vurguladı.
Kolundan vurularak yaralandığını aktaran Özer, “Zannediyordum ki sadece kolumdan vuruldum ama öyle olmadığını daha sonra anladık. Midemden bir ameliyat geçirdim. Kolumdan da bir ameliyat geçirmem söz konusu ama bunların hiç önemi yok. Türkiyemiz dimdik ayakta, insanlarımız ülkesine sahip çıkıyor, Allah’a şükürler olsun. Dinimizi yaşayacağız özgürce. Özgür insanlar olacağız Allah’ın izniyle.” diye konuştu