Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen Bilecik İş Dünyası Buluşması'na katıldı.
Buluşmada konuşan Yılmaz, Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili güncellemeleri paylaştı. Programın ana çerçevesini koruduklarını ve planlamanın önemine değindi. Yılmaz, "Bazen bir yanlış algı var. Plan yaptığınızda böyle nokta atışı her şey gerçekleşmeli gibi bir beklenti oluşuyor. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100 nokta atışı gerçekleştirme çok nadir olur. Önemli olan planın size yol göstermesidir. Nereye gideceğinizi, doğrultuyu ortaya koymasıdır." dedi.
Enflasyon ve Ekonomik Durum
Enflasyonun hem ekonomik hem de sosyal açıdan sorun oluşturduğunu ifade eden Yılmaz, enflasyonu düşürmenin önemli olduğunu belirtti. Enflasyonla mücadele ederken sürdürülebilir büyümeyi hedeflediklerini, bu süreçte istihdamın da artmasını beklediklerini söyledi. Yılmaz, "Biz sizinle birlikte bu planı başarılı bir şekilde uygulayacağız. Planlar siyasi ve toplumsal sahiplenme olmazsa raflarda kalmaya mahkumdur. Dünyanın en iyi planını yapın siyasi sahiplenme yoksa, toplumsal sahiplenme yoksa o planlar etkili bir şekilde uygulanamaz. Orta Vadeli Programımızın en büyük şansı Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ortaya koyduğu güçlü iradedir. Başından itibaren ve güncellenmiş haliyle de Orta Vadeli Programa desteğinin, güveninin tam olduğunu ortaya koyması planımız açısından en kıymetli destektir." ifadesini kullandı.
Bütçe ve Cari Açık
Bütçe açığını kontrol altında tuttuklarını belirten Yılmaz, "Bütçe disiplini olmadan enflasyonu da düşüremezsiniz, kamuya da doğru düzgün bir çekidüzen veremezsiniz. 'Son 20 yılda AK Parti iktidarlarının en büyük başarılarından biri nedir?' diye sorarsanız 'bütçe disiplini' derim." diye konuştu.
Yılmaz, depremin geçici etkilerine rağmen bütçe açığını kontrol ettiklerini anlatarak, "İnşallah 2024'te yüzde 5'in altında 2025'te ise tekrar yüzde 3'ler seviyesine dönmeyi öngörüyoruz. Biraz daha uzun vadede de 2,5'lar seviyesini hedefliyoruz." diye konuştu.
Cari açığın ihracatla azaldığını vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Dünyadaki talep koşulları uygun olmadığı halde, bizim temel ihraç pazarımız olan Avrupa'da ciddi anlamda bir durgunluk olduğu halde ihracatçılarımız müthiş bir iş başarıyorlar. İhracatımız artmaya devam ediyor. Bu yılın sonunda 264 milyar dolar ihracat bekliyoruz. İthalatımız ise gerilemeye devam ediyor. Bu da ticaret açığımızı düşürüyor. Bir taraftan da turizmimiz de iyi gidiyor. Bu sene 60 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz, yıl sonunda. Bu rakamımızı değiştirmedik. Geçen yıl da böyle tahmin etmiştik. Geldiğimiz noktada da yine aynı tahmini yapıyoruz. 60 milyon turist, 60 milyar dolar gelir. Bir taraftan da turizm hizmet gelirleriyle cari açığı düşürüyoruz."
Yılmaz, cari açığın düşmesinin dövize ihtiyacı azalttığını belirterek, "Dövize erişimin kolaylaştığı, dış döviz maliyetlerinin düştüğü, dövize ihtiyacın azaldığı bir döneme girmiş olduk. Dolayısıyla bütçe açığımız düştü, cari açığımız düştü, risklerimiz düştü. Aynı süreçte Merkez Bankamızın rezervlerini geliştirdik. Brüt rezervleri 98,5 milyar dolardan 150 milyar dolarlar seviyesine çıkardık. KKM dediğimiz Kur Korumalı Mevduat geçen yıl 140 milyar dolarlara kadar çıkmıştı. Bugün geldiğimiz noktada 50 milyar doların altına gelmiş. Bunu yaparken de finansal piyasaları sarsmadan, herhangi bir çalkantı oluşturmadan dövizde ani hareketlilikler oluşturmadan başardık." ifadesini kullandı.
Yapısal Reformlar ve Gelecek Perspektifi
Seçimsiz dönemin Türkiye için bir fırsat olduğunu belirten Yılmaz, yapısal reformların bu dönemde yapılabileceğini ve Türkiye'nin yüksek bir lige taşınabileceğini ifade etti. Ayrıca, insan kaynağına yatırım yapmanın önemine dikkat çekti. Yılmaz konuya dair konuşmasında, "Türkiye'nin seçimsiz döneminde bu reformları gerçekleştirerek Türkiye'yi çok daha yüksek bir lige taşımaya kararlıyız. Seçimlerin olduğu dönemlerde ister istemez kısa vadeli öncelikler ön plana çıkıyor. Bütün partiler için söylüyorum. Gündem ister istemez daha kısa vadeye yoğunlaşıyor. Böyle olunca da yapısal reform yapma gücünüz, iradeniz zayıflığı. Seçimlerin olmadığı dönemlerde ise daha tabii uzun vadeye bakma, daha orta uzun vadeli önceliklere odaklanma imkanınız oluyor. Böylece ülkenizi geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlama imkanına kavuşmuş oluyorsunuz. Uzun yıllardır Türkiye böyle bir fırsata sahip değildi. İlk defa önümüzde oldukça önemli bir seçimsiz dönem var. Bu dönemi mutlaka değerlendirmemiz lazım. Altın kıymetinde yıllar bu yıllar." sözlerini dile getirdi.