Anadolu’daki tasavvuf düşüncesine damgasını vuran, Türk din ve ahlak anlayışının temellerini atan Hacı Bektâş-ı Velî Hakk’a yürüyüşünün 753. Yıl dönümünde Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen törenlerle anıldı.

Düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Nevşehir Valisi Ali Fidan, protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Türkistan membaından doğup Anadolu coğrafyasına yayılan manevi pınarımız Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Hakk’a yürüyüşünün 753’üncü yıldönümünde rahmetle yâd ediyorum ”dedi.

Yılmaz “Hazreti Hünkâr’ın Ocağı’nda, güzel Nevşehir’de bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Hacı Bektaş Veli’nin birlik beraberlik öğretileriyle mayalanmış bu topraklarda, bizleri bu dostluk halkasında buluşturan Cenab-ı Allah’a hamd ediyorum. Kardeşliğimizin ve dayanışmamızın daim olmasını diliyorum. Ahmet Yesevi’den Hacı Bektaş Veli’ye, Tapduk Emre’den Sarı Saltuk’a ilim irfan çerağını yakan manevi mimarlarımız, insanları doğruya, iyiye ve güzele yöneltmek için emek ve eser vermiştir. Nefesleri ve sözleri çağları aşmış, tüm insanlığa evrensel mesajlar bırakmıştır. Muhabbetin, birlik ve beraberliğin timsali olan Hacı Bektaş-ı Veli, canları birleştiren ulu bir çınardır. Eline, beline, diline sahip olmayı öğütleyen Hünkâr, insan olmanın en temel erdemlerini gönüllere hatırlatır. Dergâhında, insanlık onuru en yüce; her can değerli, her söz hikmetlidir. “Dört kapı, kırk makam” öğretileriyle insanı hakikatin derinliklerine çağırır ve adaletle, merhametle buluşturur ”dedi.

Bu anlayışta ayrı-gayrı, sen-ben kavgası hatta öfke yoktur. Birlik, beraberlik ve kardeşlik vardır diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Konuşmasına şöyle devam etti. “Hacı Bektaş Veli’nin, insanları ötekileştirmeden, sevgi ve hoşgörüyle yaklaşma öğretisi, hem toplumsal hayatımıza hem de yönetim anlayışımıza yansımış durumdadır.

Bu değerleri yaşatarak, ülkemizde ve dünyada barışın, kardeşliğin, dostluğun hâkim olmasına katkı sunmaya devam ediyoruz.

İnsanı merkeze alan, sosyal adaleti, eşitliği ve toplumsal barışı önceleyen bir bakış açısına sahibiz.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta “Bir olacağız, İri Olacağız, Diri Olacağız; Hep birlikte Türkiye olacağız” diyerek gönüller hünkârının çağrısıyla seslenmektedir.

Hacı Bektaş Veli’nin izinde, halkımızın her kesimine eşit ve adil bir şekilde hizmet götürme gayretindeyiz.

Etnik, mezhep ya da başka anlamlarda her türlü ayrımcılığın, her türlü ötekileştirmenin karşısındayız.

Bu toprakların manevi zenginliklerine ve değerlerine sahip çıkmayı, kültürümüzü ve inançlarımızı yarınlara aktarmayı en temel vazifemiz olarak görüyoruz.

Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye yüzyılı haline getirecek yeni bir atılımın içindeyiz. Bunu toplumun tüm kesimleriyle, tüm renkleriyle omuz omuza, birlikte yapıyoruz.

Bu anlayışın sonuçlarından biri yakın geçmişte yaptığımız kanuni düzenlemeler ile Cem evlerine çeşitli kamu destekleri verilmesini sağlamak olmuştur.

Alevi vatandaşlarımızın taleplerine artık kurumsal bir yapı içinde yaklaşıyoruz.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığımız “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır" diyen Hacı Bektaş-ı Veli’den ilhamla faaliyet göstermektedir.

Başkanlık, Alevi Bektaşilik İhtisas Kütüphanesi ve Ansiklopedi külliyatı gibi çalışmalarla bu alanda eğitimi ve bilimsel araştırmaları desteklemektedir.

Başkanlığın yapmış olduğu saha çalışmaları neticesinde, hâlihazırda 730’dan fazla cemevinin bakım-onarım, tefrişat giderlerine ilişkin talepleri karşılanmaktadır.

6 Şubat depremlerinin ardından bölgedeki cemevleri için özel kaynak ayrılmıştır Böylece depremden etkilenen cemevlerinin onarım masrafları karşılanarak yapılar yeniden ayağa kaldırılmıştır.

Tüm cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve imar planlarındaki yeri gibi tüm sorunlarında yanındayız.

Diyanet İşleri Başkanlığımız ise Türkiye Diyanet Vakfı çatısı altında Alevi-Bektaşi klasiklerini yayınlayarak manevi zenginliğimizi yaşatmaktadır.

Bunun yanı sıra muharrem ayı buluşmaları, Yas-ı Matem Oruç Açma programları ve seyyid-i şüheda Hz. Hüseyin Efendimiz ve Kerbelâ şehitlerini anma programları gibi faaliyetler ile Diyanet, alevi vatandaşlarımızın hizmetindedir.

Yaptığımız insanımızın inandığı gibi yaşayacağı ortamı, şartları oluşturmaktır.

Bizim bu anlamda hiç kimseye bir inanç bir görüş dayatmak gibi bir zihniyetimiz yok.

Kazanımlara sahip çıkmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte alevi vatandaşlarımızın güncel talep ve beklentilerine de kulak veriyoruz. Eksikleri zaman içinde birlikte gidereceğimize inanıyorum.

Her kesimden vatandaşımız için eşit fırsatlar sunarak, toplumsal uyum ve dayanışmamızı daha da güçlendireceğiz.

Yeni Anayasa çalışmaları başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili reformlarımızı daha da ileriye götüreceğiz.

Yeter ki “Bir olalım, İri olalım, Diri olalım; Hep Birlikte Türkiye olalım Hacı Bektaş Veli Hazretleri’ne bugünün penceresinden bakmak bizleri insanlığın ortak değerlerine ve evrensel barışa dair derin bir muhasebe yapmaya sevk ediyor.

O ki, "İncinsen de incitme" diyerek bizlere hoşgörünün, sevginin ve barışın önemini anlatmış, “Düşmanın bile insan olduğunu unutma”; sözleri ile bütün insanlığı kardeşliğe davet etmiştir.

Ne yazık ki, bugün dünyamızın birçok yerinde, insan onurunun ayaklar altına alındığını, mazlumların gözyaşlarının sel olup aktığını görüyoruz.

Gazze’de yaşananlar, bu insanlık dramının en acı örneklerinden biridir.

Dünyanın farklı yerlerinde yaşanan insani dramlara, göçmen krizlerine ve Afrika’daki acı tabloya baktığımız zaman Anadolu irfanını hem bizden sonraki nesillere hem de dünyanın her bir noktasına taşıma sorumluluğumuz ortadadır.

Temelinde insanları yaradanın emaneti olarak gören bir büyük anlayışa bu çağda bizler can vermek mecburiyetindeyiz.

Bugün dünyanın dört bir yanında kardeşlerimiz zulme uğrarken, masum siviller hayattan koparılırken bize düşen, küresel adaletsizliğe karşı Hz. Hüseyin misali bir duruş sergilemektir.

Irk, dil, mezhep ve meşrep farklılıklarını suni gündemlerle öne çıkararak kardeşliğimizi hedef alanlara, coğrafyamızda yeni Kerbelâ’lar yaşanmasını isteyenlere karşı gözümüzü açmaktır.

El ve Ayaklarda Çatlak Oluşumunu Önlemek İçin Doğal Yağlar El ve Ayaklarda Çatlak Oluşumunu Önlemek İçin Doğal Yağlar

Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolundan giderek savaşın yerine barışı, düşmanlık yerine dostluğu, kin ve nefret yerine sevgiyi koymaktır.

Bu yoldan ayrılmayacağız ve her daim dayanışmayla sağlamlaştıracağız.

Mezhep, meşrep, etnik köken diyerek aramıza set çekmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz.

Hiç kimsenin bizi bölmesine, ayrıştırmasına ve kardeşliğimize zarar vermesine izin vermeyeceğiz.

Hacı Bektaş Veli Hazretleri’ni rahmetle anarken, onun insanlığa bıraktığı bu eşsiz mirası gelecek nesillere taşımak için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Cenabı Allah milletimizi cümle erenlerin, evliya ve embiaların mirasına müdrik eylesin.

Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim etsin.

Türkistan’dan Balkanlar’a çağları aşan gönüller hünkârı Hacı Bektâş Veli’yi rahmetle yâd ediyorum.

Tüm vatandaşlarımızı Nevşehir’i ve Kültür ve Turizm Bakanlığımızın gayretleriyle ihya edilen Hacı Bektaşi Veli Müzesini ziyaret ederek Hünkarın ocağına misafir olmaya ve bir inanç, kültür ve fikir deryasına yelken açmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’da törende yaptığı konuşmada “Gönül erenlerimizin irfanı dün Anadolu’dan Kafkaslar’a oradan Balkanlar’a kadar insanların yolunu aydınlatmıştır. Bugün de el ele vererek, aramızdaki kardeşliği güçlendirerek bu düşünceleri yaşatmak, insanları bu öğretilerden haberdar etmek adına elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz.” dedi

Bakan Ersoy konuşmasına şöyle devam etti “Yüz yıllar önce Hacı Bektaş Veli hazretlerinin sevgi, kardeşlik tohumlarını ektiği bu aziz topraklarda filizlenen düşüncelere sahip çıkmanız nedeniyle sizlere ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Hz. Ali efendimiz, “Kimseden vefa görmesem de, vefa göstermeye devam edeceğim.” buyurmaktadır. Bu açıdan sizlerin, yüzyıllar öncesinde Anadolu topraklarında mayalanan bu ruhu muhafaza ederek, vefalı insan olmanın en güzel örneklerinden birini sergilediğinizi belirtmek isterim. Dünyanın dört bir yanında yaşanan işgaller ve çatışmalar nedeniyle milyonlarca insan yurdunu terk etmek zorunda kalıyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar bu saldırılarda hedef alınıyor. Bebekler gıdasızlıktan hayatını kaybediyor. Evler bombalanıyor. Hastaneler, ibadethaneler yerle bir ediliyor. İnsanlar, inançları, düşünceleri nedeniyle ayrımcılığa uğruyor. Maalesef gözümüzün önünde insanlık tarihinin en acı olayları yaşanıyor. Bu acıların son bulması, insanların farklılığı bir çatışma nedeni olarak değil bir zenginlik olarak görmesi için Anadolu’da mayalanan bu düşünceleri dünyanın dört bir yanına ulaştırmamız gerekiyor. Biz, Mevlana’dan, Yunus’tan, Hacı Bektaş Veli Hazretlerinden hayata sevgiyle, merhametle, adaletle ve diğerkamlıkla bakmayı öğrendik. Biz, inancından ötürü bir insana zulmetmenin en büyük ayıp ve günah olduğuna inanan bir medeniyetin fertleriyiz. Anadolu ocağında ötekileştirmeye, dışlamaya, sevgisizliğe yer yoktur. Biz, insanı insanın kurdu olarak değil umudu olarak gören bir kültürü temsil ediyoruz. İşte bu nedenle Hacı Bektaş Veli’yi anmak sadece 750 yıl önce yaşamış bir tarihsel şahsiyeti anmak değildir. Onu en doğru şekilde anmak, bugün insanlığın ihtiyacı olan bu öğretileri her yönüyle anlamak ve bu çağa taşımakla mümkündür. Günümüzde yaşananlar, dünyanın içine düştüğü kaos ortamı, insanlığın onun sevgi ve kardeşlik çağrısına daha fazla ihtiyaç duyduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Hacı Bektaş Veli’nin felsefesinin günümüz insanlarına da hitap ettiği ve bundan sonra da edeceğini, onun temsil ettiği değerlerin hepimiz için ortak bir anlam ifade ettiğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız” dedi.

Kaynak: iha