Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gelişen Sekiz Ülke (D-8) toplantısına katılmak üzere Kahire'ye gitti. Kahire Uluslararası Havalimanı'nda Erdoğan'ı, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Salih Mutlu Şen ve Mısırlı yetkililer karşıladı. Liderler burada aile fotoğrafı çekildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahire'de D-8 Zirve Toplantısı Açılış Oturumu ve Filistin ile Lübnan'daki duruma ilişkin özel oturuma katıldı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Değerli kardeşlerim her birinizi selamlıyorum. Bugün Kahire’de bir araya getiren Sisi’ye teşekkür ediyorum. Saldırılar katlanılmaz boyutlara ulaştı. 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit olurken 100 bin kişi de yaralandı. Lübnan da ilave zorluklarla karşı karşıya. Filistin sorununa kalıcı çözüm için mücadele ettik.
"SONUCA ULAŞMALIYIZ"
Ateşkesin sağlanması konusunda güçlü destek vererek sonuca ulaşmalıyız. Esed rejiminin çökmesi umarım daha olumlu yansıyacaktır. Ülkemizin Lübnan’a gönderdiği yardımlar bin 500 tona ulaşmıştır. Bölge ülkelerinin birbirlerinin içişlerine karışmadan dayanışma içinde olması önemli.
"İSRAİL'E TİCARETİN DURDURULMASI ÖNEMLİ"
Gazze'nin yıllardır maruz kaldığı saldırılar katlanılmaz boyutta. İsrail Suriye'nin toprak bütünlüğünü ihlal ediyor. İsrail saldırılarını genişleterek sürdürüyor. İsrail’in Golan tepelerinde yasa dışı yerleşimini genişlettiğini görüyoruz. Bu hukuksuzluklara D-8 olarak çok daha güçlü tepki vermemiz gerektiğini düşünüyorum. İsrail’e silah ambargosu uygulanması, ticaretin durdurulması önemlidir.
"D-8 OLARAK DAHA ÇOK, DAHA GÜÇLÜ TEPKİ VERMEMİZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM"
Lübnan'dan sonra Suriye de İsrail'in hedefi oldu. Suriye'nin ve bölgemizin istikrarını tehdit eden hukuksuzluklara, D-8 olarak çok daha güçlü tepki vermemiz gerektiğine inanıyorum. (İsrail-Filistin) Uzun soluklu hedefimiz iki devletli çözümü hayata geçirmek için bir müzakere sürecinin başlatılması olmalıdır. İslam ülkeleri olarak İsrail'e karşı atılabilecek adımlara öncülük etmeliyiz. İsrail'in Golan tepelerinde yasa dışı yerleşimlerini genişletmesi dahil, Suriye'nin toprak bütünlüğünü hiçe sayan adımlarını görüyoruz.