Tuğçe Huy – Diriliş Postası
Erdoğan, 2002’den bu yana Türkiye’yi her geçen yıl ileriye taşıyan projelere imza attıklarını söyledi. “Türkiye, bütün alanlarda rekorlardan rekora koşmuş, tarihe altın harflerle geçecek başarılara imza atmıştır” diyen Erdoğan, ülkenin gelişim sürecinde attıkları adımların önemine vurgu yaptı.
“Bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha göstermeyiz”
Cumhurbaşkanı, Türkiye’de terörle mücadelenin sadece silahlı teröristlerle değil, terör örgütlerine destek verenlerle de sürdüğünü belirtti. "Bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha göstermeyiz" diyen Erdoğan, sivil siyasetin meşru kapılarının ardına kadar açık olduğunu, terörle bağlantılı unsurlara müsamaha gösterilmeyeceğini ifade etti.
Demokrasi ve şiddetin aynı kapta bulunamayacağını vurgulayan Erdoğan, belediyelerin halka hizmet amacıyla çalışması gerektiğini, terör örgütlerinin belediye kaynaklarını kötüye kullanmalarına asla izin verilmeyeceğini belirtti.
“Terör destekli siyasete yer yok!”
Erdoğan, dünyanın en büyük değişim süreçlerinden birinden geçtiğini ifade ederek, Türkiye’nin bu süreçleri seyretme lüksünün olmadığını vurguladı. Terörle mücadelede kararlılığın en üst düzeyde olduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye'nin geleceğinde terör destekli siyasete yer yoktur” diyerek sözlerini tamamladı.
"Bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha göstermeyiz"
Erdoğan, "Demokrasi ve şiddet, sivil siyaset ve terör bir arada olamaz," diyerek demokrasinin temel şartının şiddeti reddetmek ve terörden uzak durmak olduğunu vurguladı. Erdoğan, konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi:
Ülkemizde, sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken, hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha gösterilmesi asla beklenemez! Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı tiplerle belediyelerin yönetilmesi kabul edilemez. Milletin boğazından çıkanın, terör kaynağa aktarılmasına izin veremeyiz. Belediye araçlarının çukur kazmak için kullanıldığı bir tablo yaşatmayacağız. Görevden alınan tüm belediyelerde olanlar işte budur. Esenyurt Belediye Başkanı'nın bir partide isminin görünmesi bu gerçeklerin yaşanmadığını göstermiyor değil. Kürsüden savcıları tehdit edenlerin konu terör olunca sessizliğe gömülmesi ikiyüzlülüktür. Terör örgütünün, belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız.
Artık ana muhalefet yok, muhalefet var. Bu parti gittikçe ittifak ortaklarının rengini alıyor. Üzüm üzüme bakarak kararıyor. Söz konusu partinin kendi bünyesinden haklı itirazların yükseldiğini görüyoruz. Hangi siyasi parti olursa olsun, sandıktan alınan yetkiyi millet için kullananlarla sorun olamaz. Devletimiz tüm imkanlarıyla bu belediyelere sahip çıkmaktadır. Milletin emanetinin, ülkenin ve milletinin imkanlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine partisine bakmaksızın, eyvallah edemeyiz. Bugüne kadar tüm adımlarımızı hukuk ve demokrasi çerçevesinde attık.
Merkez Bankası brüt rezervi 159 milyar dolara ulaştı!
Kasım ayının ilk cumartesi günü açıklanan verilere göre Türkiye'nin ekonomisinde kayda değer gelişmeler yaşanıyor. Ekim ayında ihracat 23,6 milyar dolara ulaşarak son 15 ayın 10’unda rekor kırmayı başardı. Bu yükselişin sürdüğü belirtilirken, dış ticaret açığının 35,1 milyar dolar azaldığı ifade ediliyor. Ayrıca hizmet ihracatının 74 milyar dolara yükseldiği bildiriliyor.
Merkez Bankası’nın brüt rezervlerinin 159 milyar dolara çıkarak tarihindeki en yüksek seviyeye ulaşması, Türkiye'nin finansal güçlülüğünü gözler önüne seriyor. Bu olumlu gelişmelerin arka planında, 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından Türkiye'nin notunun iki kez artırılması yer alıyor. Türkiye, bu başarılarıyla ekonomisini pozitif yönde ayrıştırarak uluslararası arenada dikkat çekiyor.
Turizm sektörü de ciddi bir ivme kazandı. 3. çeyrek turizm gelirlerinin yüzde 3,9 artarak 23,2 milyar dolara çıkması, Türkiye’nin bu alandaki büyümesini pekiştirdi. Aynı dönemde ziyaretçi sayısında da yüzde 3,5’lik bir artış kaydedildi. 2024 yıl sonu hedefi olarak 64 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliri öngörülüyor. Türkiye, 2024’te turizmde rekor kırmayı hedefliyor.
Ekonomik programın kararlılıkla uygulanmasıyla birlikte, bu gibi olumlu gelişmelerin devam edeceği öngörülüyor.