Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı'nda yeni yasama yılı için başarılar diledi ve Bosna-Hersek'teki sel felaketine yönelik yardıma hazır olduklarını belirtti. 6-8 Ekim olaylarının sorumlularının hesap vermediğini vurgulayarak adaletin tecellisinin önemine dikkat çekti. Gazze'deki İsrail saldırılarında 50 bin kişinin şehit olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin terör siyasetine karşı kararlı duruşunu yineledi. MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamalarını takdir eden Erdoğan, cezasızlık algısını ortadan kaldırmak için önlemler alacaklarını açıkladı. Erdoğan, ""İki adım atmayı planlıyoruz. Yargı erkini güçlendirmek amacıyla Adalet Bakanlığı'nda kurulan bir birim bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcıların ve hakimlerin dikkatine sunacaktır" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

TBMM’ye, siyasi partilerimize, siyasi arkadaşlarımıza ve tüm Meclis çalışanlarına yeni yasama yılında başarılar diliyorum.

Bosna-Hersek'teki Sel Felaketi

Sel felaketi ile sarsılan Bosna-Hersek halkına buradan geçmiş olsun temennilerimizi iletiyorum. Felaket haberini alır almaz, AFAD’ımızı TİKA’mızı hemen harekete geçirdik. Kardeşlerimizin yaralarını sarmak için elimizden geleni yaptık ve yapıyoruz. Ulaştırma Bakanımız Boşnak halkı ile dayanışmamızı göstermek için sel bölgesine intikal etti. Bosnalı kardeşlerimizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Merhum Aliya’nın son nefesini vermeden hemen önce hastane odasında elimizi tutarak bizlere bıraktığı emanete en güzel şekilde sahip çıkacağız.

Rahmetli Erbakan Hocamızın dava arkadaşı, milletvekili ve bakan olarak çok kıymetli hizmetlerde bulunmuş Recai Kutan ağabeyi de buradan rahmetle yad ediyorum. Beyefendi kişiliği, çalışkanlığı ve davasına olan sarsılmaz bağlılığı ile her zaman hayırla hatırlanacaktır. Rabbim kendisini cenneti ile müşerref eylesin.

"Türkiye Yüzyılı'nda Sırtını Dağa Yaslayan Terör Siyasetine Asla Yer Yoktur"

İhtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtırken katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşlarına yapılan canilikleri 100 yıl geçse bile unutamayız. Ciğerparesini kaybetmiş bir annenin yürek yangını ancak adaletin tecellisi söndürebilir. 6-8 Ekim olaylarında rolü olanlar bağımsız Türk mahkemeleri önünde hesap vermiş ve cezalara çarptırılmışlardır. O dönem emperyalistlerin bölgesel planlarına alet olanlar bu olaylarla yüzleşme cesaretini halen gösteremedi, keza 6-8 Ekim olaylarına sırf oy uğruna şaşı bakan devrin CHP yönetimi de henüz nedamet getirmediler. Lafa her başladıklarında Türkiyelileştirme iddialarında bulunanların ülkemizi uçurumun kenarına özellikle getirenlerle hesaplaşılması gerektiğine inanıyoruz. Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz. Türkiye Yüzyılı’nda şiddet ile arasına mesafe koyan anlayışa elbette yer vardır ama sırtını dağa yaslayan terör siyasetine asla ve asla yer yoktur.

Tekrar ediyorum, Kobani olaylarının hukuki açıdan hesabı sorulmuştur.

"Bahçeli'nin Dün Yaptığı Açıklamaları Takdirle Karşılıyorum"

Milletin faydasına olacak hiçbir konuda diyalogtan kaçınmayız, Cumhur İttifakı olarak yeni dönemde ülkemizin meselelerini mümkün olan en geniş mutabakatta çözmeyi arzu ediyorum. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin gerek Meclis’in ilk günü gerek dün yaptığı açıklamaları çok kıymetli buluyor ve takdir ile karşılıyoruz. Cumhur İttifakı’nın uzattığı elin muhatapları tarafından da layıkıyla karşılanmasını temenni ediyoruz.

"50 Bin Kardeşimiz Şehit Edildi"

7 Ekim’de İsrail’in Gazze’ye başlattığı saldırıların birinci yıl dönümünü geride bıraktık. İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve son olarak Lübnan’da gerçekleştirdiği katliamlarda 50 bin kardeşimiz şehit edildi.

Gün geçtikçe katliamın maddi ve manevi faturası kabarıyor. Savaşın diğer ülkelere yayılma tehlikesi büyüyor. Komşumuz İran’ın geçen hafta mukabelede bulunması bölgesel çatışma riskini hiç olmadığı kadar yükseltmiştir. Bu gelişmeleri çok yakından takip ediyor, devletimizin ve milletimizin güvenliği için tüm tedbirleri alıyoruz. Ülkemizi bölgesel gerilimlerden hep uzak tuttuk, yangına benzin dökenlerden değil söndürmeye çalışanlardan olduk. Aynı tutumuzu bugün de muhafaza ediyoruz. Netanyahu ve ekini çok tehlikeli bir maceraya atılmaktadır. Nihai hedefin neresi olduğunu da çok net görebiliyoruz.

Özgür Özel'e tepki: Esefle karşıladık

Dün bakanlarımız Meclis’e bilgi verdi. Toplantı sonrası CHP Genel Başkanının yaptığı açıklamaları esefle karşıladık, tüm bölgemiz bir ateş çemberinden geçiyor ama bakıyorsunuz CHP Genel başkanı ucuz polemik peşinde koşuyor. Sayın Özel’den daha olgun bir tavır beklerdik. Varsın onlar kendi hayal dünyalarında yaşamaya devam etsin, biz Türkiye’nin güvenliğinden taviz vermeyeceğiz. Bölgemiz ve topraklarımız üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmeyeceğiz.

Türkiye yayılmacı hevesleri, vatan topraklarına dikilen kem gözleri kursaklarda bırakacak kudrete ziyadesi ile sahiptir. Vaat edilmiş topraklar hezeyanını varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır.

"İsrail Siyonist Bir Terör Örgütüdür"

Gazze soykırımının faili İsrail’dir ama bu vahşet Batılı ülke yönetimlerinin güçlü desteği ile işlenmektedir. Sahne arkasında İsrail’e her türlü silah mühimmat ve istihbarat desteğini vermeye devam ediyor. Bu Amerika’da böyle, Almanya’da böyle tüm Batı ülkelerinde böyle. Hepsi birbirinin aynı, al birini vur ötekine. Gazze kasabı Siyonist Netanyahu’nun Amerikan Kongresi’nde dakikalarca ayakta alkışlanması bunun kara örneğidir. Tarih bunu asla unutmayacaktır. Tarih elinde onbinlerce çocuğun kadının sivilin kadı olan bir canavarı ayakta alkışlayanları asla ama asla affetmeyecektir. Biz de her fırsatta bu iki yüzlülüğü deşifre edeceğiz. Tabii bu süreçte tarihin doğru tarafında yer ala ülkeler de oldu, İspanya, Norveç ve Slovenya başta olmak üzere baskılara rağmen ilkeli duruş sergileyen tüm ülkeleri, özellikle de vicdan sahibi üniversiteli gençleri yürekten tebrik ediyorum.

Tam bir yıldır, işgal ordusu karşısında direnen Filistin’in yiğit evlatlarını, toprağın üstünde onursuz şekilde yaşamaktansa toprağın altında şereflice yatarım diyen yiğitleri bugün bir kere daha saygıyla selamlıyorum.

"Herkes İçin Barış, Herkes İçin Özgür Filistin Diyoruz"

Hamas'ın Gazze'de verdiği destansı mücadelenin aynı zamanda Türkiye için de olduğunu çok iyi biliyoruz. Filistin halkının soykırım şebekesi karşısında, aynı zamanda insanlığı da savunduğunu, Müslümanların izzetini de savunduğunu çok ama çok iyi biliyoruz. Ülkemizde birileri Hamas'a terör örgütü iftirası atarken biz soykırımın ilk günlerinde hiç kimseden çekinmeden "İşte bunun için Hamas, Filistin'in Kuva-yi Milliyesi'dir" dedik. İlk gün nerede duruyorsak 1 yıldır aynı yerde yalpalanmadan, korkmadan, ürkmeden sapasağlam duruyoruz. İlk gün vatandaşlarımızı neye karşı uyarıyorsak bugün de aynı risklere dikkat çekiyoruz. 1 yıldır olduğu gibi bugün de biz herkes için barış, herkes için özgür Filistin diyoruz. Filistinli kardeşlerimize de buradan dayanışma mesajlarımızı gönderiyor, her zaman yanlarında olacağımızı hatırlatmak istiyorum. Yaklaşan kış mevsimi öncesinde, gıda, barınma ve tıbbi malzeme başta olmak üzere insani yardımlarımızı daha da artıracağız. 

AK Parti'yi kurduğumuz günden itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında ülkemize ve milletimize hizmet mücadelesi veriyoruz. Bu yüce çatı altında Türkiye'nin sorunlarını çözmek, milletimizin taleplerini karşılamak, en önemlisi de ülkemizde ekonomiyi, demokrasiyi, kardeşliği büyütmek için canla başla gayret sarf ediyoruz. Bakınız bir toplumun huzurlu ve mutlu bir şekilde varlığını sürdürebilmesinin en başta gelen şartı, devletin her bireyin güven, adalet ve ekonomik refah ihtiyacını karşılayabilmesidir. Tarih boyunca Türk devletlerini güçlü yapan, hakimiyetleri altındaki farklı kesimlerden insanları asırlarca barış içinde yönetebilmelerini sağlayan en önemli husus işte bu ilkelere olan bağlılıklardır.

"Milletimizin Beklentilerine Cevap Üretme İrademiz Çok Güçlüdür"

Cumhuriyet tarihi boyunca da, kimi dönemlerdeki sıkıntılı uygulamalara rağmen, Demokrat Parti iktidarıyla birlikte bu ilkeler daima gözetilmiştir. 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurarken partimizin ismini bile bu ilkelere göre belirleyerek milletimize güvenliği, adaleti ve ekonomik kalkınmayı en üst seviyeye çıkarma sözü verdik. Karşılaştığımız tüm engellere, tüm zorluklara rağmen hamdolsun tüm bu konularda geçmişle kıyas dahi götürmez başarılara imza attık. Elbette bizim dönemimizde de, bu başlıkların hayata geçirilmesinde de kimi eksikler hatta yanlışlar yaşanmış olabilir. Ancak her üç husustaki samimiyetimizi ve sözümüze bağlılığımızı kimse sorgulayamaz. Burada şu noktayı öncelikle vurgulamak isterim. Biz her zaman kendi iç muhasebemizi cesaretle yapan, nerede eksiğimiz varsa üzerine kararlılıkla giden bir kadroyuz. Toplumun nabzını tutma, millete kulak verme noktasında da rakiplerimize göre daima birkaç adım öndeyiz. Milletimizin beklentilerine cevap üretme irademiz halen çok güçlüdür.

Milli Savunma Bakanı Güler'den 'Pençe-Kilit' açıklaması Milli Savunma Bakanı Güler'den 'Pençe-Kilit' açıklaması

"Sene Başından İtibaren Rahatlama Günlük Hayata Yansımaya Başlayacak"

Siyaset kurumunun asli görevi de zamanla ortaya çıkan yeni meselelere çözüm bulmaktır. Son dönemde yaşanan kimi cinayetler ve müessif hadiseler üzülerek görüyoruz ki, milletimizin kendini güvende hissetme ve adaletin tecellisi konusunda tereddüde düşmesine sebebiyet vermiştir. Ülkemizin 2018 yılından beri küresel siyasi gerilimlerin, Kovid salgınının yol açtığı çok boyutlu krizlerin ve bölgemizde süregelen çatışmaların etkisiyle yaşadığı ekonomik sıkıntılar da bu tablonun bir parçasıdır. Milletin ülkeyi yönetme sorumluluğu yüklediği cumhurbaşkanı olarak, kabinesiyle, meclis gurubuyla, parti yönetimiyle karşımızdaki bu fotoğrafı doğru okumak ve gereken tedbirleri almak en başta gelen vazifemizdir. Uyguladığımız ekonomi programıyla 6 yılın birikimi olan sıkıntıları çözme yolunda önemli mesafe kat ettik. İnşallah sene başından itibaren rahatlama, insanımızın günlük hayatına da net bir şekilde yansımaya başlayacaktır.

Sınır güvenliğimiz konusunda hem terör örgütleriyle mücadele hem komşu ülkelerle ilişkiler hususunda gayet iyi bir seviyeye geldik.

"Toplumda Güvenlik ve Asayişin Temini Noktasında Birçok Avrupa Ülkesine Kıyasla Çok İyi Bir Yerdeyiz"

Toplumda güvenlik ve asayişin temini noktasında, geçmişe ve birçok Avrupa ülkesine kıyasla, çok iyi bir yerdeyiz. Ancak son dönemde, ardı ardına gelen bir polis memurumuzun şehit edilmesinden, genç kızlarımızın vahşice katledilmelerine kadar bir dizi hadise, milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır. Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin ellerini kollarını sallayarak ortalıkta dolaşması, herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Pazartesi günü yaptığımız Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda, bu olayları enine boyuna değerlendirdik. Milletimizin sesine kulak vererek, bu çerçevede, bazı önemli adımlar atma kararı aldık. İnsanlarımızın sokakta, evinde, iş yerinde hiçbir endişe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için, ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet Teşkilatımız içinde bir zaaf varsa, neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sistemimizde tıkanıklık varsa, yanlışlık varsa, neşteri vurup, Allah'ın izniyle, onu da çözüme kavuşturacağız. Medyada ve sosyal medyada suça özendirme, suçu teşvik etmede sorun varsa, gerekli müdahalede bulunacağız. Suçu önlemeden, suçla ve suçlularla mücadeleyi, yargılamalardan, infaz ve ıslah sistemimizde nerede boşluk varsa, mutlaka hal yoluna koyacağız.

"Adalet Bakanlığı Bünyesinde Birim Kurulacak"

Kanunların suçlu lehine işlemesine yol açan çarpıklığı düzeltmek için, iki önemli adım atmayı planlıyoruz. Bunlardan ilki, kurumsal düzenlemeye; ikincisi, seri suç işleyenlerin tutuklanabilmesi uygulamasının kolaylaştırılmasına yöneliktir. Yargı erkini güçlendirmek amacıyla, Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir birim, farklı mahkemelerde görülen davaları, düzenlenen iddianameleri, hatta emniyet kayıtlarını toparlayarak, bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra, savcılarımızın ve hakimlerimizin dikkatine sunacaktır. Gereken kanuni düzenlemeleri yaparak, mesela, 5 suç kaydı olan birinin, diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden, yeni suçlar işleme eğilimi dikkate alınarak, tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak. Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı bir şekilde belirlenecektir. Elbette bu husus, toplum vicdanını yaralayan, belirli suçlar için geçerli olacaktır. 

"Ne Gerekiyorsa Yapacağız"

İnsanlarımızın sokakta, evinde, iş yerinde hiçbir endişe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Suçu önlemeden suçla ve suçlularla mücadeleye, yargılamalardan infaz ve ıslah sistemimize, nerede boşluk varsa mutlaka hal yoluna koyacağız. Emniyet teşkilatımız içinde zafiyet varsa neşteri vurup gidereceğiz, adalet sistemimizde tıkanıklık, yanlışlık varsa neşteri vurup çözüme kavuşturacağız.

"Belirli Suçlarda Cezanin Yüzde 10'u Cezaevinde Geçirilecek"

Belirli suçlarda infaz hükümlerinin, alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. 5 suç kaydı olan birinin diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden, yeni suçlar işleme eğilimi dikkate alınarak tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak. 6 yıldan az ceza alanların hiç cezaevine girmemesinin önüne geçeceğiz. Örneğin 3 yıl ceza almış bir kişi 3,5 ay cezaevinde kalmadan serbest kalma hükümlerinden yararlanamayacak. Suç işleyecek kişiler cezaevine girecek.

"Cezasızlık Algısını Ortadan Kaldıracağız"

Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak boynumuzun borcudur. Adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi noktasında 22 yıldır yaptığımız reformlara kendini bilmezlerin gölge düşürmesine izin vermeyeceğiz.

Kadın politikalarında her zaman en hayırlı olanı hayata geçirmeye çalıştık. Kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmenin gayretinde olduk. Kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur.

Kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, 'şiddete sıfır tolerans' ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz.

Kaynak: Haber Merkezi