Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Bizi bağrınıza bastınız. Ben de sizi başım üstüne, gözüm üstüne diyerek selamlıyorum. Bağlarında bülbül olur şakırsın, uygarlık şehrisin sevda dokursun, Dicle'den, Fırat'tan coşkundur gönlün Diyarbakır'sın sen Diyarbakır'sın. Artuklular'dan Selçuklu'ya, Osmanlı'dan Cumhuriyete irfan ve kültür merkezi olan Diyarbakır'da bir kez daha siz değerli kardeşlerimle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sordum, bugün katılım ne kadar dedim? Evet bugün 70 bin kişi alanda. Bölgede İslam'a kapılarını ilk açan şehir Diyarbakır ile aynı sevdaya, aynı medeniyete, aynı geçmişe mensup olmaktan dolayı iftihar duyuyorum. Bizim diyarbakır ile kavlimize bizzat Diyarbakır'ı Diyarbakır yapan değerler ve eserler şahittir. Allah'ın izniyle bu kavli bozmaya, bu kardeşliği yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

"Kent uzlaşısı adı altında kirli bir ittifak kurdular"

Diyarbakır, Türkiye Yüzyılı'nın vakarıyla tarihi kimliğini veren dinamikleriyle sonuna kadar sahip çıkacaktır. Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan seçimlerde Diyarbakır'da hem milletvekilliği seçimlerinde hem cumhurbaşkanlığında arzu ettiğimiz oy oranlarına ulaşamadık ancak seçim sonucunun sizin de içinize sinmediğine gönlünüzü mutlu etmediğine inanıyorum. İşte bu alan onu söylüyor. Öyle ya Diyarbakır'da bu kardeşinize yüzde 28,5 ve tek parti faşizminin bugünkü temsilcisi CHP adayına yüzde 71,5 oy çıkmışsa durup üzerinde mutlaka düşünmemiz lazım. Diyarbakır halkının iradesini götürüp artık siyasetten emekli olan CHP adayına payanda yapanların hangi projenin parçası olduğu açık değil mi? Bugün aynı oyunu İstanbul'da, Mersin'de başka yerlerde yine oynuyorlar. Kent uzlaşısı adı altında kirli bir ittifak kurdular. Ama her iki partideki bir avuç siyaset baronu ne olup bittiğini bilmiyor. Bavul bavul dolarlar, bavul bavul avrolar bu paralar nereden geliyor nereye gidiyor meclis üyelikleri neyle satın alınıyor, hangi şirketler bunları paylaşıyor, bir yerde ilkeli bir ittifaktan söz edilebilir mi?

"DEM benim Kürt kardeşlerimin iradesini işporta pazarına çıkarmıştır"

Tek sermayesi sizlerin oyları olan DEM benim Kürt kardeşlerimin iradesini işporta pazarına çıkarmıştır. Dikkat ederseniz bu pazarlıkta siyasi kazanım hesabı yok. Eser ve hizmet derdi zaten yok. Seçmenin fikrini, zikrini ne düşündüğünü merak eden kimse de yok. Sadece birilerinin ihtirasları uğruna yapılan kirli pazarlıklar var. Öyle ki, bizim yaptığımız reformları bilip, ortalığı ayağa kaldıranlar CHP'li yöneticilerin buram buram faşizm kokan ayrımcılık ve ırkçılık kokan açıklamaları karşısında süt dökmüş kedi misali seslerini çıkarmıyorlar. Bırakın ayrımcılığa itiraz etmeyi, kendi seçmenlerinin çiğnenen haysiyetini savunacak iki cümleyi kuramıyorlar. Kürt kardeşlerim böyle bir istiskali, böyle bir aşağılanmayı, böyle bir hakareti bu şekilde yok sayılmayı asla hak etmiyor. 

Kısıtlı iki kişinin oy kullandığı gerekçesiyle belde halkı yeniden sandık başına gidecek Kısıtlı iki kişinin oy kullandığı gerekçesiyle belde halkı yeniden sandık başına gidecek

"Diyarbakır huzuru AK Parti döneminde görmedi mi?"

Türkiye geçmişte omurgasızlığın, istismarın, riyakarlığın sembolü zübük siyasetin acılarını çok çekti. Sizi güya ağaların, şıkların, dere beylerin, devletin zulmünden kurtarma vaadiyle demokratik siyaset palavralarıyla oylarınıza ipotek koydular. Şimdi bu ipoteği tahsile koyarak aslında tek parti faşisti CHP'den ve onun hastalıklı uzantılarından bir farkları olmadığını gösterdiler. Lütfen şu soruma bütün Kürt kardeşlerim ellerini vicdanlarına koyarak cevap versin. Diyarbakır huzuru da, özgürlüğü de, yatırımı da, hizmeti de, refahı da AK Parti döneminde görmedi mi? Onlar sizin iradenizle seçtiğiniz belediye başkanlarını dağdan getirdikleri teröristlere mahzenlerde tokatlatılırken biz altyapısı ve üst yapısıyla Diyarbakır'ı bölgesinin yıldızı haline getirmek için uğraşmadık mı? Onlar çukur eylemleriyle bu şehrin sembolü olan Sur'u mahvederken, biz kimsenin burnunu kanatmadan meseleyi bitirmenin ve ardından da bölgeyi yeni baştan inşa etmenin mücadelesini vermedik mi? Onlar Diyarbakır Cezaevi'nin edebiyatını yaparken biz burayı şehrimize yakışır bir müzeye ve kültür merkezine dönüştürmedik mi?

"Onlar kan siyaseti yaparken biz hayata bağladık"

Onlar her evden bir cenaze çıkartarak kan siyaseti yaparken, biz evlatlarımızı yaşatmak, eğitimiyle, sağlığıyla, istihdamıyla hayata bağlamak için çırpınmadık mı? Onlar esnafımızı, işçimizi, emeklimizi haraca bağlayıp dağa çıkarmak için çocuklarına el koyarken biz açtığımız üniversitelerle onlara daha iyi bir gelecek hazırlamak için çalışmadık mı? Onlar yolların altına mayın döşeyerek masum insanları öldürmek için tuzak kurarken biz açtığımız yollarla inşa ettiğimiz tesislerle şehirlerimizi kalkındıracak yatırımları hayata geçirmedik mi? Onlar ülke ve millet düşmanı ne kadar marjinal varsa hepsini Diyarbakır'a getirip propaganda peşinde koşarken Diyarbakır Anneleri'nin yavrularını bunlar dağa kaçırırken biz sadece sizlerin kalbinin kazanmanın yollarını aramadık mı? Onlar baskıyla, tehditle, şiddet kullanarak, can alarak, kan dökerek iradenizi haczederken biz hak ve özgürlükleri genişleten sessiz devrimlerle, eşi benzeri görülmemiş reformlarla demokrasiyi güçlendirmedik mi? 

Bu örnekleri saatlerce saymak mümkün. Şayet bu söylediklerimizde eksik varsa, hata varsa, yanlış varsa dilediğiniz tasarrufu yapma hakkına sahipsiniz. Ancak bu söylediklerim doğruysa gelin yeni bir dönemin kapılarını birlikte aralayalım. Gelin el ele gönül gönüle verip Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim. Bu bakımdan AK Parti ile ötekilerin farkı o kadar açık ki, izaha gerek bile duymuyoruz. Sadece bakmasını bilen göz, işitmesini bilen kulak, hissetmesini bilen yürek, sevmesini bilen kalp yeterli. Bugün de Diyarbakır'a 21 yıldır yürüttüğümüz demokrasi ve kalkınma adımlarının yeni bir safhasında desteğinizi istemek üzere geldim. 31 Mart seçimlerinde burada partiler yarışmıyor. Burada yarışan eser ve hizmet siyasetiyle, istismar ve pazarlık siyasetidir.

"PKK'yı da sınırlarımız içinde kıpırdayamaz hale getirdik"

Geçtiğimiz günlerde Rusya'da yaşanan vahşi terör eylemini gördünüz. Türkiye'yi her gün benzer manzaraların yaşandığı bir ülke haline getirmek için ellerini ovuşturanların başvuracakları ilk adresin neresi olacağını biliyorsunuz değil mi? Milli çıkarlarımızı savunurken kimin kuyruğuna bassak hemen soluğu PKK'nın yanında alıyor. Biz DEAŞ denen emperyalist kuklasına zaten göz açtırmıyoruz. Hamdolsun PKK'yı da sınırlarımız içinde kıpırdayamaz, eylem yapamaz hale getirdik. Sınırlarımızın ötesini de adım adım kontrol altına alıyoruz. Fakat bu durum karşımızda isteyen herkesin ülkemize ve milletimize karşı kullanabileceği bir maşa olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Çevremizdeki ülkelerin çoğu kan ve ateş çemberinde kıvranırken bizim güvenliğimizi, huzurumuzu, esenliğimizi, istikrarımızı, refahımızı bozmaya yeltenenlere asla eyvallah etmedik, etmeyeceğiz. Kürt kardeşlerimin toparlanıp iradeleri üzerindeki ipotekleri parçalayıp atmasını bekliyorum.

"Teröre 40 yıl daha feda edemeyiz"

Burada şunu açıkça ifade etmek isterim siyaset millete hizmet etmek, ülkenin sorunlarına diyalog yoluyla çözüm bulmak için yapılır. Biz zihni özgür, vicdanı özgür, ahlakı kamil herkesle oturur konuşuruz. Emperyalistlere kuklalık etmeyen herkesle oturur konuşuruz. Terörün her çeşidine mesafe koyan herkesle oturur konuşuruz. Kendi ülkesi ve milleti için dertlenen herkesle oturur konuşuruz. Milletimizin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne, devletimizin bekasına saygı duyan herkesle oturur konuşuruz. Ülkenin kazanımlarıyla gururlanacak, sevinçleriyle övünecek, kayıplarıyla üzülecek herkesle oturur konuşuruz. Türkiye Yüzyılı'nda bizimle birlikte yol yürümek isteyen herkesle oturur konuşuruz. Ne diyor o güzel Diyarbakır türküsünde; Alma al olanda gel, ayva nar olanda gel, hasta düştüm gelmedin bari can verende gel. Bu ülkede 85 milyonun huzuru, esenliği için bir şey yapılacaksa şimdi hemen yapılmalıdır. Türkiye'ye 40 yıl boyunca terörle bedel ödetildi. Bir 40 yıl daha buna tahammülümüz yok.

"Kapımız terör örgütünün güdümünde siyasetçilik oynayanlara kapalıdır"

Yaşadığımız ortak acıların ardından bu tehdidi bertaraf ettik. Artık ülkemizi bu yükten sadece güvenlik açısından değil diğer tüm boyutlarıyla tamamen kurtarma vaktidir. Bunun için ipleri başkalarının elinde olmayan, kirli çıkar ilişkilerinin içinde kaybolup gitmemiş herkesle oturur konuşuruz. Elbette herkesle her şeyi konuşmaya varız ancak kapımız teröristlere de terör örgütünün güdümünde siyasetçilik oynayanlara da kapalıdır. Milletvekili listesini, belediye başkan adayını listesini, meclis üyesi listesini, genel merkez yönetimini listesini terör örgütünün belirlediği parti parti olmaz.  Bunları belirleyecek olan emekleri ve oylarıyla partiyi var eden yaşatan tabanıdır, seçmenidir. İnsanımızın sorunlarını çözme, dertlerine derman olma, yaralarını sarma yönünde çaba göstermeyenin siyasetinden kimseye hayır gelmez. Dünyadaki tüm sapkın akımları Kürt kardeşlerimin iradesi üzerinden başımıza musallat etmelerinin hiçbirimize faydası yok. Kürt kardeşlerimizi bu çarpık siyasetin mezesi haline getirmek için sahneledikleri oyunu ibretle takip ediyorum.

"31 Mart dönüm noktası olacaktır"

Son 21 yılda attığımız her demokratik adımı engellemek için karşımıza dikilen CHP'yi utanmadan Kürt kardeşlerimize umut diye pazarlıyorlar. Bu coğrafyaya yakın zamanda gördüğü en büyük acıları yaşatan tek parti faşisti CHP'yi allayıp pullayıp size dayatıyorlar. Bunların hangi çıkarların temsilcisi olduğunu anlatmaya, bavullar dolusu para görüntüleri heralde yeterlidir. İstanbul'da ne kadar marjinal ideoloji mensubu varsa hepsini getirip Kürt kardeşlerimin başına patron yapanlarla artık gidilecek bir yol kalmadığına inanıyorum. İnşallah 31 Mart Kürt kardeşlerimizin tüm tasallutlardan kurtulup özgür iradeleriyle kendilerinin ve şehirlerinin geleceğine karar verecekleri bir dönüm noktası olacaktır. 

"21 yılda Diyarbakır'a 265 milyar lirayı aşkın yatırım yaptık"

Eser ve hizmet siyasetimizle 21 yılda Diyarbakır'a 265 milyar lirayı aşkın yatırım yaptık. Eğitimde, şehrimize 6 bin 677 adet yeni derslik kazandırdık. Yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 6 bin 140'a çıkardık. 62 spor tesisi yaptık. Bu kapsamda 33 bin kişilik Diyarbakır Stadyumu ile Dicle Üniversitesi kampüsü içerisinde 2 bin kişi kapasiteli kız öğrenci yurdu yaptık. Bağlar'da bin kişi kapasiteli kapalı yüzme havuzu yapımına devam ediyoruz. Diyarbakırlı ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 29 milyar lira kaynak aktardık. Sağlıkta, 320 yataklı Diyarbakır Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile birlikte toplam bin 442 yataklı 21 hastanenin de aralarında olduğu 58 sağlık tesisini tamamlayıp hizmete sunduk. Kayapınar'da bin yataklı şehir hastanemizle birlikte toplam 10 adet sağlık tesisimizin inşası sürüyor.

"Deprem konutlarını hak sahiplerine teslim etmeye başladık"

TOKİ vasıtasıyla Diyarbakır'da toplam 19 bin 82 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 8 bin 882 konutun yapımına devam ediyoruz. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde yıkılan evleri süratle inşa edip hak sahiplerine teslim etmeye başladık. Diyarbakır'da yaklaşık 10 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışmaları yürütüyoruz. Sur riskli alan dönüşüm projesi kapsamında 507 konut, 137 dükkan, 9 butik otelin yapımını tamamladık.

Editör: Nusret Odabaş