Hüseyin Türkoğlu

Ciğerparelerimiz olan çocuklarımızı hayata hazırlarken her konuda iyi yetişmelerini sağlamalıyız. Sağlık ve eğitimleri konusunda en mükemmel imkânları sunma gayretimizin yanında onlara gerekli dinî donanımı da vermeliyiz. Bunu ‘’Ağaç yaşken eğilir’’ atasözü doğrultusunda uygun yöntemlerle ve öncelikle de örnek olarak yapmalıyız. İşte Ramazan ayı çocukların inanç ve ibadet eğitimi açısından çok iyi bir fırsattır. Bu ayın çocukların dinî eğitiminde ayrı bir önemi vardır.

BÜYÜKLERİ ÖRNEK OLMALI

Çocukların büyüklerini taklit ettikleri bilinmektedir. Bu sebeple çocuklara namaz kılmayı öğretmek ve teşvik etmek, Ramazan aylarında da oruç tutmalarını sağlamak, bunun için uygun metotlar izlemek gerekmektedir. Zira çeşitli yöntemlerle oruç tutmaya alışan çocuklar, akıl baliğ olduklarında da zorlanmadan ve gerekliliğine inanarak oruç tutmaya başlayacaktır. Hz. Ayşe’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır: Uyuyandan uyanıncaya kadar, akıl hastalığına duçar olandan aklı başına gelinceye kadar ve çocuktan büluğ (ergenlik) çağına gelinceye kadar.”

İLK ADIM TEKNE ORUCU

Çocukların oruca alıştırılması konusunda geçmişten beri uygulanan bazı yöntemler vardır. Bunlardan birisi “tekne orucu”dur. Aile sahura kalktığında çocuklar da sahura kalkar, büyükleriyle beraber yemeğini yedikten sonra niyetlenir ve oruca başlar. Ancak günün ilerleyen saatlerinde acıktığını ifade ederek dayanamayacağını, yemek yemek istediğini söyler. İster birkaç saat isterse yarım gün tutsun, yaptığının önemli olduğu ancak dayanamayacağının da normal olduğu ima edilerek çocuğun yemek yemesi (orucunu açması) sağlanır. Aralıklarla da olsa bu eğitim bir süre sonra onun tam gün oruç tutmasını temin edecektir. Çünkü o da büyükleri gibi tam gün oruç tutmayı ve onlarla birlikte iftar mutluluğunu yaşamayı isteyecektir.

Çocuk Cami

SEVGİ VE MERHAMET

Bu konudaki bir başka uygulama ise “orucun satın alınması”dır. Çocuk belli bir saat oruç tuttuktan sonra, büyükler (ebeveyn veya bir akraba) ona bir mükâfat vererek orucunu satın alır. Çocuk böylece yaptığı işin bir karşılığının olduğunu öğrenir.

Çocukların oruç tutmadaki geçiş süreci, bir diğer taraftan da onlar için sabır eğitimi; bir şeye ulaşmak için mücadele veril mesi gerektiği şuurunu onlara kazandırır. Bu konuda ebeveynin dikkatli ve gayretli olması, çocuk- larına sevgi ve merhamet göstererek ibadetlere alıştırması gerekir.

YOLCULAR ORUCU ERTELEYEBİLİR

Dinen yolcu sayılan kimseler, isterlerse Ramazan orucunu erteleyebilir, daha sonra imkân bulunca tutamadıkları oruçlarını kaza ederler. Çünkü yolculuk, orucu ertelemek için bir mazerettir. (Bakara, 185) Bu mazeret devam ettiği sürece ruhsat da devam eder. Ancak eğer kişinin gücü yetiyorsa tutma-
sı makbuldür ve Ramazan orucunu tutarsa farz sevabı alır. Bu tür mazereti olanlar namazlarını ise erteleyemezler, seferî sayıldıkları sürece dört rekâtlı farz namazları iki rekât olarak kılarlar.

KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR

BİR gün sahabe-i kiramdan birinin çok üzüldüğünü gören Peygamber Efen- di’miz (sav) ona sordu:

- Bu kadar niye üzülüyorsun?
O kişi:
- Ya Resulullah, bizim hâlimiz ne
olacak? Sizin bu anlattıklarınızı tam yapamıyoruz.
O zaman Peygamber Efendi’miz çok büyük bir müjde verdi:
- Sen üzülme, burada kimi seversen ahirette onunla berabersin.

T25 30092020918F655A

KEFARET NEDİR?

Gidermek ve örtmek anlamına gelen kefaret, günahtan dönüp Allah’a yönelmeyi ifade eder.
Oruç ibadeti açısından bakıl- dığında oruçlu bir kişinin orucunu geçerli bir mazereti olmaksızın kasten ve kendi iradesi ile bozması kefaret gerektirir. Ramazan oru- cunu bu şekilde kasten bozanların bir günlük kaza orucunun dışında öngörülen üç tür ibadetten birini yerine getirmesi gerekmektedir.
Bu üç ibadet; köle azat etmek, iki ay aralıksız oruç tutmak veya altmış fakiri bir gün, sabah-akşam ya da bir fakiri 60 gün doyurmak şeklinde olabilir. Ramazan’da oru- cunu bozan kişi kaza orucunun yanı sıra bu ibadetlerden birini yerine getirirse kefaretini ödemiş olur.

GÜNÜN HADİSİ

İnsanların amelleri Allahu Teala’ya pazartesi ve perşembe günleri arz olunur; ben amelimin arzı sırasında oruçlu olmayı tercih ediyorum.
(EBU DAVUD, İBN-İ MÂCE)

GÜNÜN DUASI

Allah’ım, senden kendime ve bütün din kardeşlerime dünyamız ve ahiretimiz için af diliyorum. Rabb’im bize dünyada iyilik ver, ahirette cehennemin dehşet verici azabından koru.

GÜNÜN AYETİ

İnkârcılar, ‘Kur’an ona bütünüyle bir defada indirilseydi ya!’ diyorlar. Oysa biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu uygun aralıklarla parça parça gönderdik. (FURKAN, 32)

İFTAR MENÜSÜ

-İşkembe çorbası

-Fırında mantar

-Perde pilavı

-Kabak tatlısı

SAHUR MENÜSÜ

-Ispanak çorbası

-Haşlama

-Bulgur pilavı

-Laz böreği

KABAK TATLISI

Malzemeler: 2 kg bal kabağı, yarım su bardağı su, 1,5 su bardağı toz şeker, 1 su bardağı dövülmüş ceviz.

 Yapılışı: Kabak ince ince dilimlendikten sonra soyulup çekirdekleri çıkartılır. Yıkadıktan sonra 3-4 cm genişliğinde doğranır. Yayvan bir kaba ya da tepsiye kabaklar, aralarına şeker serperek kat kat dizilir. Yarım bardak su ilave edilerek bir gece boyunca, ağzı kapalı şekilde bekletilir. Kabaklar sabahleyin orta ateşte yumuşayana kadar pişirilir. Soğuduktan sonra servis tabağına alınarak üzerine dövülmüş ceviz serpilmek suretiyle servis edilir. Afiyet olsun.

Muş'ta 100 yaşındaki dede 200'üncü bayramını kutladı Muş'ta 100 yaşındaki dede 200'üncü bayramını kutladı

Editör: Ela Duyar