Celal Topçu - Diriliş Postası
ABD'nin iki önemli Cumhuriyetçi milletvekili, Senatör Marco Rubio ve Temsilci John Moolenaar, CATL'nin ABD Savunma Bakanlığı tarafından yasaklı şirketler listesine eklenmesini talep etti. İkili, CATL'nin Çin Komünist Partisi ve Pekin’in askeri yapıları ile yakın ilişkilere sahip olduğunu iddia ederek, şirketin ABD’nin enerji altyapısına bağımlılığı artırarak ulusal güvenliği tehlikeye attığını savundu.
CATL ise bu iddiaları sert bir şekilde reddetti. Şirket, ürünlerinin ABD'deki enerji güvenliğine katkıda bulunduğunu belirterek, Çin hükümeti tarafından kontrol edilmediğini ve bu tür iddiaların temelsiz olduğunu ifade etti. CATL, dünya çapında BMW, Tesla, Toyota gibi otomotiv devlerine batarya sağlıyor ve bu işbirliklerinin uluslararası güvenlik için tehdit oluşturmadığını vurguluyor.
CATL'nin geleceği tehlikede mi?
ABD’nin bu hamlesi, CATL ile iş birliği yapmayı düşünen Amerikan şirketleri üzerinde de baskı oluşturuyor. Örneğin, geçtiğimiz aylarda Duke Energy, CATL tarafından üretilen enerji depolama sistemlerini kullanımdan kaldırmayı planladığını açıklamıştı. Aynı şekilde Ford, CATL teknolojisini lisanslamayı planlarken, bu durum ABD’li milletvekilleri arasında endişe yaratıyor.
ABD Savunma Bakanlığı henüz resmi bir yanıt vermemiş olsa da, CATL’nin kara listeye alınması durumunda, Çinli şirketlerle iş yapan ABD’li firmalar üzerinde ciddi etkiler yaratabileceği öngörülüyor. Bu durum, Çin ile ABD arasındaki ticari ilişkilerin daha da gerilmesine neden olabilir.
Çinli batarya devi CATL'nin ABD’nin kara listesine alınması, iki ülke arasındaki mevcut gerilimleri daha da tırmandırabilir. CATL'nin savunmaları, bu süreçte nasıl bir rol oynayacağı konusunda belirleyici olabilir. Ancak, ABD’nin bu konuda alacağı karar, küresel enerji ve teknoloji piyasalarını derinden etkileyecek gibi görünüyor.