Bazı muhalefet partileri, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay kararı sonrası TBMM Genel Kurulunun 16 Ağustos'ta olağanüstü toplanması talebiyle hazırlanan ortak başvuru dilekçesini Meclis Başkanlığına sundu.

Başvurunun ardından CHP Grup Başkanvekili Günaydın, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık Meclis'te ortak açıklama yaptı.

Gökhan Günaydın, TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararı sonrası ortaya çıkan durumunun görüşülmesi ve uygun bir karara bağlanması amacıyla TBMM'yi 16 Ağustos Cuma günü saat 14.00'te toplantıya çağırmak üzere toplanan imzaları, Meclis Başkanlığına sunduklarını söyledi.

Günaydın, Meclis Başkanlığına sundukları çağrı metninde, CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, TİP ve EMEP'in temsilcilerinin genel başkan, grup başkanvekili ve milletvekillerinin imzalarının bulunduğunu kaydetti.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov: Türkiye, Kırgızistan için kardeş ve stratejik ortak bir ülkedir Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov: Türkiye, Kırgızistan için kardeş ve stratejik ortak bir ülkedir

Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın 31 Ocak 2024'te TBMM'de okunduğunu anımsatan Günaydın, Anayasa'nın 153. maddesinin çok açık bir hükme sahip olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Biz bugün Anayasa Mahkemesinin kararı sonrasında bir kesin hükmün bulunmadığına yönelik tespitinin neticesinde Can Atalay arkadaşımızın milletvekilliğinin düşürülmediğini, düşmediğini, 14 Mayıs'tan bu yana devam ettiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede diyoruz ki '16 Ağustos'ta saat 14.00'te TBMM'yi lütfen çağırın ve bu görüşmeyi yapın'. Bu, TBMM Başkanı açısından bir takdir yetkisi değil bir bağlı yetkidir."

Günaydın, Meclisi tatil döneminde toplantıya çağırma yetkisinin Cumhurbaşkanı'na, Meclis Başkanı'na ve üye tam sayısının beşte biri kadar milletvekiline verildiğini aktararak şöyle devam etti:

"Biz çok daha fazla milletvekili imzasıyla bu başvuruyu yapmış bulunuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı en geç 7 gün içerisinde Meclisi toplantıya çağırmak zorunda. Bu görüşmenin sonucunda umuyor ve diliyoruz ki hukuka uygun davranılır. Bu ayıbın Türkiye'nin üzerinden derhal kaldırılması gerekmektedir. Biz bu bağlamda 16 Ağustos tarihli görüşmeden Türkiye'nin anayasal düzenine ve hukuk çerçevesine uygun bir kararın çıkmasını bekliyoruz."

TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da imza veren tüm parti temsilcilerine teşekkür ederek, "Burada tartışmadığımız şey Can Atalay'ın vekil olup olmadığı değil, Türkiye'de hukuk ve demokrasi normlarının egemen olup olmayacağına dair bir tartışma. Yargının mağdur ettiği insanların gerçekten hukuk normuyla özgürlüğüne tekrar kavuşmasına dönük bir tartışma açılmasını umut ediyoruz." dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Anayasa'ya uymanın bir zorunluluk olduğunu belirterek, "16 Ağustos'ta Can için Meclis'i toplantıya davet ediyoruz. Hem Can Atalay için hem de şu anda cezaevlerindeki siyasi tutsaklar için aslında Meclis üzerine düşen görevi yapsın diye bu daveti bir kez daha yineliyoruz." ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya hukukta da rasyonel politikalara dönmek için 16 Ağustos'u bir fırsat olarak gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye bu ve benzeri antidemokratik süreçleri yaşadı, zaman zaman da geride bıraktı. Ben inanıyorum ki bu antidemokratik süreçleri de geride bırakacak. Biz de demokrasiden ve hukuktan yana olduğumuzu kayda geçirmek üzere 16 Ağustos'ta TBMM'nin genel görüşme talepli olarak olağanüstü toplantıya çağrılması talebine imza attık. Umuyor ve diliyorum ki 16 Ağustos'ta Can Atalay ile ilgili verilecek karardan sonra Türkiye, hukuk politikaları ile ilgili de reel politikalara dönüş yapar Türkiye yeniden Anayasa'nın öneminin, kıymetini anlayacak bir düzeye gelir."

DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin de parlamentoya büyük görev düştüğünü dile getirerek, "Bu ülkede halen bir hukuk sisteminin var olduğuna, hukukun az da olsa işlediğine yürekten inanıyoruz ve inanmaya da devam edeceğiz. Buna dair inancımızı kaybettiğimiz takdirde ne hukuk devletinden ne de parlamentodan bahsedebiliriz." diye konuştu.

Kaynak: AA