10 Ekim 2014 tarihinde intihar ettiği iddia edilen Garipoğlu'nun gerçekten ölüp ölmediğiyle ilgili tartışmalar sona ermedi. Garipoğlu'nun son olarak ölümünden önce cezaevi güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri ortaya çıktı.

GECE VOLTA ATARKEN KAMERAYA YANSIDI

Görüntülere göre, Cem Garipoğlu, 9 Ekim'i 10 Ekim'e bağlayan gece 02.03'de koridorda volta atıyor. Sonra 3'üncü bölmenin kapısını kapatıyor. Yaklaşık 4 dakika sonra koridorda bulunan bir tabureyi alıyor.

İNFAZ KORUMA MEMURLARI KOĞUŞA GİRİYOR

Koğuşuna giren Garipoğlu, bir daha da görüntülerde yer almıyor. Görüntünün sonunda ise infaz koruma memurlarının sabah sayım için 08.18 sıralarında Cem Garipoğlu'nun koğuşuna geldikleri görülüyor.

FETHİ KABİR TALEP EDİLDİ

Öte yandan mağdur Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından bilirkişi raporuna karşı bir dilekçe sunuldu. Dilekçede, Münevver Karabulut'un Cem Garipoğlu tarafından 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca katledildiği ve olayın kamuoyu gündemine oturduğu belirtildi. Cem Garipoğlu'nun hakkında hükmedilen cezanın infazı sırasında intihar ettiğinin açıklanması üzerine toplumun büyük bir kesiminde Garipoğlu'nun intihar etmeyip cezaevinden firar ettiğine dair kanaat oluştuğu da dilekçede aktarıldı. Bunun üzerine 17 Ağustos 2023 tarihinde başsavcılığa başvurarak fethi kabir yapılması talep edildiği dilekçede belirtildi.

Bakan Memişoğlu, helikopter kazasında hayatını kaybedenlerin ailelerine taziyede bulundu Bakan Memişoğlu, helikopter kazasında hayatını kaybedenlerin ailelerine taziyede bulundu

"DOSYA BİLİRKİŞİYE GÖNDERİLMİŞTİR"

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçenin devamında, "Başsavcılığınız tarafından ise İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına müzekkere yazılarak 12 Kasım 2014 tarihli otopsi işlemine ilişkin fotoğraf ve video kayıtları celp edilmiş akabinde dosya bilirkişiye gönderilmiştir. Daha sonra bilirkişi tarafından kendisine teslim edilen materyaller içinde bulunan görseller rapor haline getirilmiştir" denildi.

BİR BAŞKA CESEDE DE SPERM BULAŞTIĞI DİLEKÇEDE YER ALDI

Dilekçede, daha önce Münevver Karabulut cinayeti hakkında tahkikat yürütülürken maktulün iç çamaşırı ile otopsi ve ilk inceleme yapıldığı, otopsi incelemesinin ilk aşamada hiçbir tıp eğitimi almamış olan bir teknisyen tarafından gerçekleştirildiği ve aynı eldivenle 11 otopsi işlemi yapıldığı açıklandı. Otopsi yapan teknisyenin eldiveninden maktulün iç çamaşırına aynı anda otopsi yapılan bir başka cesede ait sperm bulaştığı da dilekçede belirtildi.

"ŞÜPHENİN GİDERİLMESİ SÖZ KONUSU OLAMAMIŞTIR"

Cinayet mahallinde bulunan 700 bin dolar tutarındaki paranın kolluk tarafından tutanağa kaydedilmediği ve kaybedildiği de açıklanan dilekçede, "Kameraların kırık olmamasına rağmen 'kırıktır' şeklinde tutanak tutulması, faili yakalamaya giden kolluk görevlilerinin cinayet zanlısının kaçmasına imkan tanır türde yol vermesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle cinayete iştirakten yargılanan Garipoğlu ailesi fertlerinin hiçbir delil olmaksızın tahliyesine karar verilmesi ve haklarında yurtdışına çıkmamak şeklinde adli kontrol tedbirinin dahi uygulanmaması, bu gerekçelerle tarafımızca reddi hakim yoluna gidilmesi, reddi hakim taleplerimiz hakkında karar verilmeden kovuşturma yürüten ağır ceza mahkemesi başkanının re'sen dosyadan el çekmesi ve bir başka yargılamada Garipoğlu ailesi için beraat kararı vermiş bir hakim olduğunun ortaya çıkması gibi skandalların yaşanması, Garipoğlu ailesinin tesadüf denemeyecek zamanlarda manidar paylaşımlar yapması hasebiyle müvekkilde hasıl olan şüphenin giderilmesi söz konusu olamamıştır" ifadeleri kullanıldı. Dilekçede bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini belirten mağdur avukatı Epözdemir, fethi kabir işlemi yapılmasını ve sonuca göre ilgililer hakkında iddianame düzenlenerek dava açılmasını talep etti.

Editör: Enes Kılıç