Rezan Epözdemir tv100’de canlı yayınında Münevver Karabulut cinayetine dair önemli açıklamalarda bulundu.

İşte o açıklamalar;

Olayın başına dönmemiz gerek 3 Mart 2009 yılında Münevver Karabulut canavarca hisle, eziyet çektirilerek katledildi. Münevver Karabulut’un cenazesi çöp konteynerinde bulundu.

197 gün sonra katil Cem Garipoğlu bize göre müzakarelerle teslim edildi. Teslim edildikten sonra bir hikaye anlattı;

Nerede olduğumu bilmiyorum, nereye götürüldüğümü bilmiyorum, nerede saklandığımı bilmiyorum, bana her gün yemek veriliyordu. Gözlerim kapalıydı götürüldüğüm yerde. Bunu suçluyu kayıran, adalete teslim etmeyen, faal ve fiili ortaya çıkarmayan, diğer müşterek faillerle ilgili eylem üzerinde ortak hakimiyet kuran, direkt diğer faillerle ilgili hiç bir beyanda bulunmadı. Adaletin tecillesine katkı sunmadı. 197 gün boyunca kaçtı.

"SKANDALLAR YAŞANDI"

Aşamalarda 3 temel skandal yaşandı. Resmin tümüne bakmadan sağlıklı bir muhakeme yapamayız. 

Biliyorsunuz Adli Tıp Kurumu'nda bir sperm skandalı yaşandı. Soruşturma 4 ay sürüncemede kaldı. 16 kişiden DNA alındı, kamu zarara uğradı. 4 ay sonra Adli Tıp Kurumu dedi ki, 'Pardon, 11 otopsiyi biz aynı anda yapıyormuşuz. İlkokul mezunu bir teknisyen otopsileri yapıyor. Nafi Cakcak bir isimli cesedin bir başka kişinin spermi kontaminasyon ile aynı eldivenle maktülün iç çamaşırına bulaştı denildi. 

Bu olaydan sonra Türkiye'nin taraf olduğu Minnesota Sözleşmesi yürürlüğe girmiş oldu. 2009 yılından sonra otopsi incelemeleri kamere ile kayıt alınıyor. Adli Tıp yetkilileri hakkında şikayetçi olduk yargılandılar. Emsal mahiyette cezalar verildi. 

Emniyette yakalamaya gidiyorsunuz, yakalamaya gittiğiniz fail ile babasına yol veriyorsunuz. Evde 700 bin euro para var. Paranın miktarı belli değil, nevi belli değil. Bir polis memuru en üst kattaydı 30 bin dolardı, saymadık anneye verdik diyor. Diğer polis en alt kattaydık 40 bin euroydu saymadık babaya verdik diyor. Baba orta kattaydı 30 bin dolardı bana verildi diyor. Olay yeri inceleme tutanaklarında yok, kamera kayıtlarında yok. 

"KAMERA KAYITLARI KIRIK DENİLDİ"

Diğer skandal emniyette kamera kayıtları kırıktır denildi. Cep Garipoğlu çarpraz sorguda dedi ki 'ben cinayatten sonra cesedi parçalamak için cesedi aldım' halbuki gittik mukjamet gösterildi. Kamera kayıtlarına baktık kırıktı denilen kamera kayıtları kırılmamış. Manuel şekilde silinmiş ve bilgisayara atılmış. 

Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan bir rekor daha! Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan bir rekor daha!

"TASARLANMIŞ BİR CİNAYET"

Kamera kayıtlarında travmatik bir sonuç ortaya çıktı, Cem Garipoğlu testereyi önceden gidip alıyor. 15:00 ile Münevver Karabulut ile eve geliyor. 18:46'da kafası gitar kılıfında vücudu valizde v şeklinde olacak şekilde evden çıkıp babaannesinin evinin önündeki konteynıra cesedi bırakıyor. 

Bu cinayet tasarlanmış bir cinayet. Canavarca işlenmiş bu cinayet tasarlanmış.

"TÜRK HUKUK TARİHİNİN EN BÜYÜK SKANDALLARI YAŞANDI"

Yargı delilleri incelemeden mahkeme başkanı tahliye kararı verdi. Bir araştırdık ki bu aile ilgili hileli iflas dosyasında beraat kararı vermiş Adana’da aynı kişi. Reddi hâkim istedik ve çekilmek zorunda kaldı.

Adli Tıpta, yargıda ve emniyette Türk hukuk tarihinin en büyük skandalları yaşandı.

Bu kadar insan her yerde Cem Garipoğlu'nun ölmediğine inanıyorsa bu geçmişte adli tıpta, yargıda ve emniyette yaşanan bu skandallar nedeniyle. 

'EVET, BÜYÜK İHTİMALLE CEM ÖLMÜŞTÜR'  

Cem Garipoğlu 24 yıl hapis cezası aldı. Yaşı küçük olduğu için kemik yaşı tesbiti yapıldı. Adli tıpa gönderildi. İlkokul kayıtlarına bakıldı. 29 Ekim 1991 doğumlu cinayeti işledi 3 Mart 2009 itibari ile 18 yaşını ikmal etmediği için alabileceği en ağır ceza olan 24 yıl hapis cezasını aldı. Cezası kesinleşti. Yaklaşık 5.yılda önce ailesini çağırıp Çince ve Rusça öğreniyor. Ailesine ben buradan çıkmak istiyorum diyor. 10 Ekim 2014 yılında Silivri'de kaldığı cezaevinde intihar ediyor. Bu süreçte insanlar Cem Garioğlu'nun ölmediğini düşünüyorlar. Biz müvekkelimiz ile birlikte Silivri Adliyesi'ne gittik. Taraf olmamıza rağmen Nagehan Hanım'a soruşturma savcısı 'Bende Münevver Karabulut'u izledim' dedi. Sarıldı ağladı. 2-3 fotoğraf gösterdi. Nagehan Hanım bakamadı. Çok rahatsız zaten kızı hunharca katledilmiş bir anne. Dışarı çıktı 'Evet, büyük ihtimalle Cem ölmüştür' dedi. 

"DOSYA BİZİM İÇİN KAPANMIŞTI"

Bizde o günkü koşullarda kendisine dedik ki, bizim hukuk devleti olmak konusunda sıkıntılarımız var ama sosyoekonomik durumu, nüfusu ne olursa olsun cezaevinden bir hükümlü ve tutuklunun kaçması çok zor. Çünkü İnfaz Kurumu memurları var, İnfaz Savcıları var. Cezaevi savcısı ve müdürü var. 10 Ekim tarihi itibari ile bu dosya bizim için kapanmıştı. 

CEM GARİPOĞLU’NUN ÖLDÜĞÜNE NEDEN İNANILMIYOR? 

Ama bir kişinin kendi kendini boğarak intihar etmesi hayatın fizik kurallarına aykırı. Çamaşır ipi almış cezaevinden ki ceza infaz kurumlarında kemer ve ayakkabı bağcığı bile olmaz. Onu bağlamış, ip kopmuş. Sonra poşeti almış kafasına takmış. Bir dakika sıkmış ve 1 dakikanın sonunda ölmüş. Böyle bir ölüm olabilir mi? Poşetle intihar etmiş yani. 2022-2023 yıllarında Süreyya Karabulut geldi dedi ki “Ben çok rahatsızım. Kızım her gün rüyalarımda.” Garipoğlu ailesi, kanlı kanepeyi yıkayıp o kanepenin üzerinde bütün aile üyeleri mutlu aile fotoğrafı veriyor. 

Editör: Nusret Odabaş