Müjdat Gökçe

Düşünmek görmektir.

Her eylemin düşünmeyi gerektirmesi gibi her fikir ya da her düşünce de düşünmeyi gerektirir.

Gündelik konuşma dilinde düşünce; öneri, tasarı, çare, kanı, görüş, anlayış, zihniyet, sorun, tasa gibi çeşitli anlamlarda kullanılabilmektedir.

Felsefi anlamda düşünme edimi ise; karşılaştırmalar yapma, analiz, sentez, bağlantı kurma, kavrama gibi işlemlerden oluşan ussal bir süreçtir. Aristoteles’e göre bu yeti, insanı hayvandan ayıran en belirgin özelliktir.

Düşüncenin düşünceyi nasıl etkilediğinin farkına varan insan için düşüncenin, hareketleri, karakteri, çevresel koşulları, vücut sağlığımızı, hayattaki amaç ve başarılarımızı ve nihayette iç huzurumuzu ne denli etkileyebileceğini tahmin etmek hiç de zor değildir.

Düşünce, insanı kölelikten kurtarır, özgürlüğe kavuşturur.

Düşünce, insanın söylemek veya yapmak istediği şeylerin zihinsel bir provasıdır. Bu prova yapılırken var olan hürriyeti, kontrollü ve nihai amaca faydalı bir biçimde kullanan ve düşünce kontrolünü hiç elden bırakmayan insan, çevresel şartlarındaki ani değişikliğin derhal farkına varacaktır. Doğru düşüncelerin kötü ortamlar ürettiği hiç vaki değildir, ama insanlar genelde düşüncelerinden değil de ortamlarından şikayet ederler. Oysa şikayet ettikleri ortamı değiştirmek için yapmaları gerekli tek şey düşünüş tarzlarını değiştirmektir.

Düşüncenin insan varoluşunun en önemli boyutlarından birisi olduğu gerçeğini yadsıyamayız. Yalın haliyle düşünce nedir? Tefekkür etmek, bir sonuca varmak amacıyla incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihni yetiler oluşturmak, muhakeme etmek, aklından geçirmek, göz önüne getirmek, zihniyle arayıp bulmak, akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek, tasarlamak ve bunlara benzer diğer ifadeler ya da kavramlar… Bu ifadelerin ya da kavramların tümü düşünmeyi tanımlayabilir ancak soyut bir kavram olduğundan yine de tatmin edici bir izah bulabildiğimizi söylemek zordur.

Düşünce ya da düşünmek doğuştan beri var olan bir yetenek midir? Duyum ve izlenimlerden ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü durumu, karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetisidir. Akıl, sahiplerine doğuştan bağışlanmış zihinsel faaliyettir. İnsan zihninin yüksek işlevlerindendir.

Düşünme bir eylem ise düşünce bu eylemin bir sonucudur. Düşünce ve düşünmenin birçok çeşidinden söz edebiliriz: İstem dışı düşünme, istemli düşünme, istenmeyen düşünce, isteyerek düşünme, bilimsel düşünme, mantıklı düşünme, mantık dışı düşünce, kuşkucu ya da paranoid düşünce, somut düşünce, majik düşünce, otistik düşünce, kalıplaşmış düşünce, hezeyan, vb düşüncenin patolojik olan ve olmayan örnekleri arasında sayılabilir.

İnsanın, çoğu zaman da yeterince önem vermeden, alışkanlık üzere yerine getirdiği bu önemli faaliyet, çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Günümüzde en çok kabul gören tarifi ile düşünme, bir sonuca varmak amacıyla bilgileri, kavramları incelemek, karşılaştırmak ve aralarındaki ilgilerden yararlanarak başka düşünceler üretmek işlemidir. Bu işlem sonunda, tipik olmayan bir durumun hemen kavranmasına “zekâ” diyoruz.

Eğer zihin belli problemleri tasarlar, onları kavramlarla anlatır ve bunlar arasında ilişkiler kurarsa, düşünmenin bu şekli “akıl” olarak tarif edilmekte. Herhangi bir mantıksal yöntem kullanılmadan ruhsal algılama yoluyla yapılan düşünmeye bir başka deyişle zekâ ve içgüdünün beraberce düşünme aracı olarak kullanımına “sezgi” diyoruz. Eğer düşünme, hiçbir kayıt ve koşula bağlı kalmadan oluşursa ortada sadece bir “hayâl” vardır. Bu işlemlerin neticesinde ortaya çıkan zihinsel ürüne de “düşünce” diyoruz.

Düşünmeyenler, yaşam yasasının varlığını hissedemeyenler, olayları sebepleri ile beraber değil de yalnızca neticeleri ile algılayabilenler, “şans” gibi kavramlara inanırlar. Hayatta iyi noktalarda bulunan insanlara bakarak, “ne kadar şanslı insan” diye düşünürler. Bu insanların şu an bulundukları o nokta ile önce düşüncelerinde buluştuklarını ve sonra hedefe ulaşmak için nasıl özveri ile çalıştıklarını ve gelinen noktanın o insanın düşüncelerinin gerçekleşmesi olduğunu bilmezler ve olayı sadece şans ile açıklarlar.

Düşünce, insanın maddesel ve toplumsal gerçeklik karşısında kavramlar ortaya koymasını, onları birbirine bağlamasını ve yeni bilgiler edinmesini sağlayan süreçlerin tümüdür. Bir başka deyişle; iç ya da dış uyaranlara yanıt olarak gelişen düşünme ediminin ürünüdür. Düşünce, bireyin zihinsel etkinlikleri ile dış uyaranlar arasında kurduğu bağlantıdır. Bu edim, imgeler, düşünce ve hareketler, sözcük ve kavramlar gibi simgeler aracılığı ile gerçekleştirilir.

Psikoloji açısından düşünme; bir amaca, örneğin problem çözmeye yönelik zihinsel etkinlik, ya da çevrenin temsilcileri durumundaki bilişsel yapıların işlenmesi biçiminde tanımlanır. Pozitif düşünce, olumsuzluklara razı olmayan, her koşulda yapabilecek iyi bir şeyin olduğuna inanan, insan hayatını olumlu yönde etkileyen bir düşünce tarzıdır.

Pozitif enerjinizin kontrolü sizin birçok alanda başarı elde etmenizi sağlayacaktır. Zihninizde ürettiğiniz çözümler hızlı başa çıkabilme yeteneğinizi geliştirecek ve daha olumlu bir yaşama sahip olacaksınız. Düşüncelerimizin sınırı yoktur, bu yüzden pozitif düşünce size bir sürü rasyonel kazanç sağlayacaktır. Kendinizi iyi tanır ve ne istediğinize karar verirseniz başarılı olursunuz. Pozitif düşünceyi benimseyen insanlar kendilerine daha çok güvenir. Yaşamları diğer insanlara göre daha aktif ve kolaydır.

Çelişki ve nedenlerle düşünmek, her türlü mantıksal düşüncenin olumsuzlanması değil, tam aksine verimli, sağlıklı, bilimsel düşüncenin hareket ettirici gücüdür. Olayları, konuları, fikirleri bunlar ile düşünmek, kişiyi daha iyi ve sağlıklı düşünce aramaya zorlar.

Barışı huzuru ve güveni sağlamak için olumlu düşüncelere sahip olmanız gerekir. Hayattaki hedefinizi belirlemiş olduğunuzdan emin adımlarla ilerlersiniz. Düşüncelerinizi kısıtlamak yerine özgür bırakmak ufkunuzu genişleyecektir. Öfkeli, kaygılı biri olmak yerine daha sakin olursunuz, olaylara yaklaşımınız değişir. İyi niyetli olup iyi düşünürsünüz. Kendinizle ilgili kararları almak zor değil. Hayallerinizin büyüklüğü, geleceğe bakışınızın ve ufkunuzun genişliğine bağlıdır. Etrafınıza güzel bir enerji yayar ve mutlu olursunuz. Sizinle yaşayan insanları da olumlu etkiler.

Çabuk ve hızlı bir şekilde çözümler üretir bunun sonucunda da çevrenizdekilerin güvenini kazanırsınız. Çok fazla bir şey yapmanız gerekmiyor bunları yaşamınıza yerleştirmek için, sadece iyi düşünün, olumlu kararlar alın. Gerisi kendiliğinden oluşacaktır. Kavgalardan, stresten, karmaşadan uzak yaşamayı öğrenmiş olursunuz. Duygularınızı daha yoğun yaşayıp, onları savunursunuz. Kötü olaylar karşısında ne yapmanız gerektiğini bilirsiniz, sizi ayakta tutar ve güçlü kılar.

Düşünen insanlar diğer düşünenleri de ciddiye alır. Aradan asırlar geçse bile. Sövgünün dayanılmaz hafifliğine kaptırmazlar kendilerini.

Gördüğünüz gibi pozitif düşünce hayatınıza güzel bir anlam katacaktır.

Yani iyi düşünün, iyi olsun.

Editör: Haber Merkezi