Ellison, Perşembe günü yaptığı bir sunumda, "Merkez ofis, birçok çalışanımızın olmak istediği ve çalışmayı sevdiği bir yer. Burada pek çok farklı avantaj sunduk. Neden bunu yaptım? Çünkü sabah işe geldiklerinde onları gün boyu burada tutmak istiyorum. Binadan çıkmalarını istemiyorum. Birkaç yıl önce, çalışanların öğle yemeğinde ya da kahve almak için dışarı çıkmasının maliyetini hesapladık," dedi.

Eleştiriler ve Şirket İmkânları

Ellison’ın bu açıklamaları, sosyal medyada önemli bir tepkiye neden oldu. Çalışanların düzenli molalar vermesinin faydalarını göz ardı ettiği eleştirileriyle karşılaştı. Ellison, çalışanları işte daha uzun süre tutma hedefini desteklemek amacıyla, Perth, Batı Avustralya'daki merkez ofislerinde restoran, spor salonu ve dokuz psikolog gibi olanaklar sağladığını belirtti. Ayrıca, çalışan ebeveynleri şirkette tutmak için bir kreş inşa ettiklerini söyledi.

Kreşin, yaklaşık 105 çocuğu kabul edebileceği ve ebeveynlerden günde sadece 20 Avustralya Doları (yaklaşık 12,28 Euro) ücret alınacağı açıklandı. Bu rakam, Avustralya'daki ortalama kreş ücretlerinin yaklaşık 180 Avustralya Doları (yaklaşık 110,54 Euro) olduğu düşünüldüğünde, ebeveynler için önemli bir rahatlama sağlayacak.

Uzaktan Çalışmaya Karşı Çıkış

Pandemi sonrası birçok şirket uzaktan veya hibrit çalışma modeline geçerken, Mineral Resources bu trende karşı çıkarak daha katı bir ofis politikasını sürdürüyor. Bu durum, özellikle yüksek maliyetli ulaşım ve bakım masraflarını karşılayamayan düşük maaşlı çalışanlar için daha az destekleyici bir yaklaşım olarak görülüyor. 

Ellison, uzaktan çalışmaya karşı çıkarak, "Evden çalışma politikasına karşıyım, diğer şirketlerin de bu politikaya uymasını isterim, ne kadar erken olursa o kadar iyi. Sanayi bu durumu kaldıramaz. İnsanların üç gün çalışıp beş günlük ücret almasını ya da dört gün çalışmasını kabul edemeyiz," dedi.

Çin menşeli laminat parke ithalatına soruşturma Çin menşeli laminat parke ithalatına soruşturma

Avrupa'daki Benzer Gelişmeler

Mineral Resources, uzaktan çalışmayı kısıtlayan tek şirket değil. Şubat ayında Deutsche Bank, çalışanların Cuma ve Pazartesi günleri evden çalışmasını yasaklayan bir kural getirdi. Bu gereklilik, diğer birçok şirkette de görülmeye başladı. 

Deutsche Bank'ın üst düzey yöneticileri, Haziran ayından itibaren haftada en az dört gün ofise gelmek zorunda bırakıldı. Banka, bu kuralın özellikle hafta boyunca tutarlılığı ve çalışanların ofisteki varlığını sağlamak için getirildiğini açıkladı.

Manchester United da benzer bir adım attı. Mayıs ayında kulübün azınlık hissedarı Sir Jim Ratcliffe, çalışanlardan sahada çalışmaya geri dönmelerini istedi. Ratcliffe, bu adımın birlik, üretkenlik ve işbirliğini artıracağını savunarak, bu plana uymayan çalışanlara başka iş bulmalarını tavsiye etti.

Ancak bu strateji değişikliği, pandemiden bu yana esnek bir evden çalışma politikasıyla çalışanların alıştığı düzenin tersine dönecek. Bu değişiklik, özellikle kulübün Manchester ve Londra ofislerinin tüm çalışanları barındıracak yeterli alana sahip olmaması ve bazı çalışanların esnek sözleşmelerle daha uzakta yaşamaları gibi lojistik kaygıları da beraberinde getiriyor.

Son birkaç yılda, İngiltere, Almanya, Fransa ve Portekiz gibi ülkeler, işverenlerin düzenli çalışma saatleri dışında çalışanlarla iletişim kurmasını sınırlayan daha katı yasalar uygulamaya başladı. İngiltere de yakın zamanda dört günlük çalışma haftası denemesine katıldı.

Editör: Mürvet Kara