Türkiye ile Akdeniz’de yaşadığı anlaşmazlık sebebiyle gerilimi sürekli tırmandıran Yunanistan’a ABD tarafından verilen destek dikkati çekiyor. Yunan ordusunu güçlendirmeye yönelik silah hibe etme kararı alan ABD diğer yandan Ege’deki askeri varlığını artırıyor. ABD’nin Ege’de Dedeağaç, Kilkis, Selanik, Larisa, Aktio, Araksos, Andravida, Kalamata, Syros, Kalymnos, Korinthos, Souda, Kasteli olmak üzere tam 13 noktada askeri varlığını artırması da dikkat çekiyor. Bunlardan en kritik noktadaki üs ise Türkiye’ye 20 km uzaklıktaki Dedeağaç. Dedeağaç’a tatbikat gerekçesiyle 30 adet ‘Black Hawk’ tipi saldırı helikopteri gönderen ABD, bin 800’den fazla zırhlı araç ve 20 bin askerle bölgeyi adeta askerle doldurdu. ABD’nin Yunanistan’la birlikte yaptığı askeri tatbikat için Avrupa-Afrika 6. Filosuna bağlı uçak gemisi Dwight D. Eisenhower’ı da bölgeye göndermesi ile bölgedeki askeri hareketlilik oldukça arttı.

ABD’nin arkasına saklanıyorlar

Uzmanlar, Yunanistan-Türkiye ilişkilerini ve Ege’deki askeri hareketliliği Diriliş Postası’na değerlendirdi. Kıbrıslı Uluslararası Hukuk Uzmanı, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Akademik Birimi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, ABD’nin özellikle Dedeağaç’taki askeri varlığının artmasına ilişkin “Türkiye’nin ulusal güvenliği tehdit ediliyor” yorumunda bulundu. Bölgedeki hareketliliğin Türkiye açısından ilerleyen dönemlerde “Güvenliğini tehdit edici unsurları bertaraf etme hakkı doğan kimi durumlara da sebep olabileceğine” dikkat çeken Gözügülelli, “Türkiye ne kadar yapıcı olsa da diyalogdan yana olduğunu gösterse de karşı taraf kötü niyetli hareket ediyor” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye hedef alınıyor

Yunanistan’ın Ege’deki askeri varlığını arttırması, adaları silahlandırmasıyla Türkiye’yi kışkırttığına dikkat çeken Doç Dr Gözügüzelli, benzer bir askeri hareketliliğin de Kıbrıs Rum Kesimi’nde yaşandığını söyledi. ABD’nin Güney Kıbrıs’a uygulanan silah ambargosunu kaldırmasıyla birlikte GKRY’nin hızlı bir şekilde askeri anlamda hareketlendiğine dikkat çeken Gözügüzelli, “ABD’den askeri yardım yapılmasının yanı sıra Rum subaylar da İngiltere tarafından eğitim alıyor. Bölgesel ittifaklar aracılığı ile de doğrudan Türkiye hedef alınıyor” ifadelerini kullandı. GKRY’de silahlanmaya hız verilmesi, Mari Deniz Üssü’nün Avrupa Birliği tarafından modernizasyonu ve Fransa’nın bölgedeki faaliyetlerinin Türkiye’nin bölgedeki etkisini kırmaya yönelik adımlar olarak değerlendiren Doç. Dr. Gözügüzelli, Ege ve Akdeniz’de psikolojik bir harp yürütüldüğünü anlattı.

KKTC halkı kışkırtılıyor

Bu kadar askeri hareketliliğin bir amacı olduğuna da dikkat çeken Gözügüzelli, Batılı güçlerin Türkiye’nin zayıf bir anını kolladıklarını sözlerine ekledi. Öte yandan Kuzey Kıbrıs’ı Türkiye’den koparma çabaları konusunda da uyarılarda bulunan Gözügüzelli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına bir güvensizlik, kaygı oluşturma girişimleri olduğunu bu faaliyetlerin de Rum Kesimi, ABD ve yabancı istihbarat örgütlerinin güdümündeki sivil toplum kuruluşları ve gazeteciler tarafından organize edildiğini söyledi. KKTC hükümetinin Türkiye ile olan ilişkilerine ve imzaladığı protokollere yönelik “Artık bu iş inceldiği yerden kopacak” mesajlarının TV kanallarında kimi gazetecilerle verdiğini aktaran Gözügüzelli, Türkiye’de yaşanan Gezi Olayları ile başlayan ve 15 Temmuz darbe girişimine kadar yaşanan bir sürecin Kıbrıs Türki Cumhuriyeti’nde de yaşanabileceğine işaret etti. Kıbrıs’ta sivil itaatsizlik çağrıları yapıldığını belirten Gözügüzelli, “Bu durumun iç hukukumuza aykırı olduğu aşikardır. Bu tip Türkiye ile ilişkileri zedeleyici, ötekileştirici gayretlerin arkasındaki güçlerin varlığı söz konusudur. Türkiye ve KKTC bir bütün olarak ayni siyasi çizgide mücadelesini dün olduğu gibi bugün de yürütmektedir. Bu esas hiçbir zaman değiştirilemeyecektir. Elbet oyunları bozucu güç Türkiye’nin varlığıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Batı’nın Türkiye korkusu alevlendi

KKTC ve Türkiye arasındaki ilişki hedef alan art niyetli çalışmaların hız kazandığını belirten Gözügüzelli, Türk askerinin bölgedeki varlığının çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye’nin çok güçlü bir pozisyonda olduğunu vurgulayan ve Akdeniz’de, Kafkaslar’da Suriye’ye, Kuzey Afrika’da, Afganistan’daki etkinliğine dikkat çeken Gözügüzelli, bu durumun Batı’da “Osmanlı’nın yeniden dirilişi” şeklinde yorumlandığını ve “Türkiye’nin önünün kesilmesi” konusunda çalışmalara siyasi ve psikolojik harp temelinde de hız verildiğini, Türkiye’nin de bu art niyetli çabaları yakından takip ettiğini söyledi.

13 NOKTADA ASKERİ YIĞINAK VAR

Yunanistan-Türkiye ilişkilerine dair yaptığı analizlerle dikkati çeken Uluslararası İlişkiler Uzmanı Batuhan Gülşah, Dedeağaç’ın kritik konumda olduğunu söyledi. ABD’nin 13 noktada varlık gösterdiğini bunların 5’inde zırhlı araç, roketatar teknolojileri ile donattığına dikkat çeken Gülşah, Yunanistan’ın AB-Türkiye arasındaki gerilimden faydalanmak istediğine dikkat çekti. Yunanistan’ın Türkiye’yi ‘Ezeli düşman, baş tehdit’ olarak gördüğünü ve bir gün kendisine saldıracağına inandığını belirten Batuhan Gülşah, “İçeride halka coşkulu demeçler verilse de Türkiye’ye karşı tek başına çok büyük sıkıntılar yaşanacağını birçok Yunan analist de dile getiriyor. Yunanistan, ABD’yi Türkiye ile olan anlaşmazlıklarda mümkün olduğu kadar sürece dahil etmek istiyor. Hem askeri üs hediye ettiği Washington’un Ege’de kendinden tarafa açıkça tavır almasını hem de gelecekte oluşacak bir askeri çatışma ihtimalinde çatışmanın sadece kendisine karşı değil, ABD’ye karşı da cereyan etmesi için çabalıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi