Hüseyin Türkoğlu

İnsanların en önemli gayelerinden birisi de aileleri başta olmak üzere çevresinin gönlünü kazanmaktır. Hakkında “yardımsever, iyi bir insan” denmesi, hemen herkesin kendisini bahtiyar hissedeceği mükemmel bir duygudur. İşte bu vesile ile paylaşma ve dayanışma ayı Ramazan bizlere bu imkânı her zamankinden daha fazla vermektedir. 

DUYARLI OLMALIYIZ

Nitekim yüce dinimiz de bize “gönül kazanma” konusunda öğütlerde bulunmaktadır. Ümmetinin her zaman gönül kazanması gerektiğini arzu eden Peygamber Efendi’miz, Ramazan’da öfkelenmememiz gerektiğini ve birisinin sataşması durumunda da "Ben oruçluyum" diyerek onu önlememizi tavsiye buyuruyor. Hz. Muhammed (sav) ashabına zaman zaman “Bugün bir yetim başı okşadınız mı? Cenaze teşyiinde (defninde) bulundunuz mu? Bir hasta ziyaretine gittiniz mi?” (Müslim) buyurarak bu konularda duyarlı olmamız gerektiğini ifade etmişlerdir. 

HAYIRDAN İNFAK

Her konuda olduğu gibi ‘gönül’ konusunda da ‘yıkmak’ kolay ‘yapmak’ ise zordur. Rivayete göre Hz. Musa (as) bir gün, “Ya Rab! Sen’i nerede arayayım?” diye niyaz edince, Allahu Teala şöyle buyurdu:
“Ben’i kalbi kırıkların yanında ara!” (Ebû Nuaym)
Allahu Teala, Bakara suresi 215. ayette şöyle buyuruyor: "Sana sadaka olarak ne vereceklerini soruyorlar, de ki: Hayırdan infak edeceğiniz şey; anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlaradır. Hayır olarak yaptığınız şeyleri, Allah şüphesiz en iyi bilendir." 

KALP KIRMA, İZİ KALIR

Gönül kırmamanın önemi şu menkıbede oldukça güzel ifade edilmiş:
Evladına farklı bir yöntemle ders vermek isteyen baba bir gün oğluna, "Her kalbini kırdığın insan için şu tahtaya bir çivi çak" demiş. Oğlu, babasının dediğini yapmış ve tahtanın üzerinde bir sürü çivi olmuş. Sonra bir gün babası, "Şimdi o çivileri çıkart" demiş. Çocuk çivileri tek tek söküp babasının yanına geri gelmiş fakat tahta delik deşik oluvermiş.
O zaman babası şu önemli nasihati yapmış; "İşte insan kalbi de bu tahta gibidir, kırdığın kalbi belki düzeltirsin ama izleri hep kalır.”

GÜNÜN AYETİ

“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, eliniz altında bulunanlara iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa, 36)

GÜNÜN HADİSİ

"Oruçlu için birisi iftar ettiği vakit, öteki Rabb’i ile karşılaştığı vakit olmak üzere iki sevinç vardır." (Buhari).


GÜNÜN DUASI

"Allah'ım! Hidayetine sığındık, lütfuna geldik, kulluk edemedik; affına geldik. Bizi mahcup etme, ellerimizi boş çevirme kapından! Bu mübarek günlerde ihsanını eksik etme üzerimizden!"

ORUCU BOZAN ŞEYLER

Orucu bozan şeyler iki kısımda ele alınır. Birincisi kazayı gerektiren hâller, diğeri kaza ile birlikte kefareti gerektiren hâllerdir. Yolculuk, hastalık gibi meşru mazerete dayalı olarak bozulan orucun sadece kaza edilmesi gerekir. Ayrıca kasıt olmaksızın yemek içmek; beslenme amacı ve anlamı taşımayan, yenilip içilmesi mutat olmayan veya insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi orucu bozup sadece kazayı gerektirir.

KAZA EDİLMESİ GEREKİR

Boğaza kar ve yağmur kaçması, orucun zorla bozdurulması, burna sıvı ilaç koymak, mukimken oruca başlayıp sefere çıkınca yiyip içmek, başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekmek, vücuda ilaç şırınga etmek, imsak vaktinin bittiğini bilmeden yiyip içmek, güneş battı zannederek orucunu bozmak gibi durumlarda da oruç bozulur; sadece kaza edilmesi gerekir. 

Orucunu kasten bozan yani yiyip içen veya eşiyle birleşen kimse için kefaret gerekir. Bu kimsenin hem o günü kaza etmesi hem de 60 gün aralıksız oruç tutması farzdır.  Ramazan’da bir mazeret olmaksızın tutulmayan oruçlar, gününe gün kaza edilir. Ancak mazeretsiz olarak Ramazan orucunu tutmamak farzı terk etmektir.

KAZA NEDİR?

Vaktinde bazı sebeplerden dolayı (yolculuk, hastalık, savaş, hayati tehlike arz eden açlık, ay hâli, lohusalık vb.) yerine getirilmeyen ibadetin daha sonra uygun bir zamanda ifa edilmesine kaza denir. Herhangi bir sebepten dolayı bozulan veya tutulamayan oruç başka bir gün tutulabilir. Bu oruca “kaza orucu” denmektedir ve kaza orucu Ramazan ayı bittikten sonra tutulur.

İstanbul'da vatandaşlar türbeleri ziyaret etti İstanbul'da vatandaşlar türbeleri ziyaret etti

'SADAKA MALI EKSİLTMEZ'

Sadaka, dinen zengin olarak Ramazan ayının sonuna yetişen bir Müslüman’ın, fakirlere vermesi vacip olan para, iyilik veya her türlü yardımdır. Allah’ın (cc) verdiği malın şükrünü ifade eden sadakanın önemine dair birçok ayet ve hadis bulunmaktadır.

OLABİLDİĞİNCE GİZLİ VERİLMELİ

Bakara suresinin 267. ayetinde, “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın…” buyrulmaktadır. Hadisişerifte de "Sadaka, malı eksiltmez; çoğaltır ve bereketlendirir" denilerek Müslümanlar sadaka vermeye teşvik edilmiştir. 

Başta en yakınlarımız olmak üzere, ihtiyaç sahiplerini görüp gözetmek ve sıkıntısını gidermek için özellikle Ramazan ayı önemli bir fırsattır. Bu noktada önemli olan bir ayrıntı sadakanın olabildiğince gizli verilmesidir. "Sağ elin verdiğini sol elin görmemesi" arzu edilir. 

YEMEK

İftar menüsü: Havuçlu mercimek çorbası, hünkârbeğendi, sade pilav, sakızlı muhallebi.
Sahur menüsü: Tel şehriye çorbası, fırında ıspanak, etli bulgur pilavı, ayva kompostosu.

HÜNKÂRBEĞENDİ

Malzemeler: 250 gr kuşbaşı, 3 yemek kaşığı tereyağı, 1 adet soğan, 1 adet biber
1 adet domates, salça, su, tuz, kırmızıbiber, karabiber.

Beğendi için: 3-4 adet patlıcan, 1 çay bardağı süt, 1 yemek kaşığı tereyağı, 1 yemek kaşığı un, tuz ve bir miktar rendelenmiş kaşar.

Yapılışı: Patlıcanlar fırında közlenir ve kabuğu soyularak doğranır. Tavada yağ ve un kavrularak patlıcanlar tavaya eklenir ve iyice ezilir. Kısık ateşte süt patlıcana ilave edilir. Sonrasında kaşar eklenir ve karıştırılarak beğendi hazırlanır.

Başka bir tava yağ ile ocağa konur. Tava ısındığında etler ilave edilir ve karıştırılarak pembeleşinceye kadar kavrulur. İnce şekilde doğranmış soğan ve biberler eklenir. Onlar da kavrulunca salça eklenip karıştırılır. Daha sonra ince doğranmış domates eklenir. Ardından iki su bardağı su eklenerek etlerin pişmesi beklenir ve piştikten sonra tuzu, karabiberi ilave edilir. Tabağa önce beğendi, üzerine de etler konularak servis yapılır. 


 

Editör: Ela Duyar