Sıfır Atık Projesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 26 Eylül 2017'de başlatıldı.

Yedinci yılını tamamlayan proje, bu süre zarfında uluslararası alanda da bilinirliğini artırarak Birleşmiş Milletler (BM) seviyesinde destek gördü. Emine Erdoğan'ın BM Genel Sekreterliğinin özel davetlisi olarak 2022'nin eylül ayında katıldığı BM Genel Kurulunda 30 Mart, Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi.

Aynı zamanda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Emine Erdoğan'a yazılı olarak BM Sıfır Atık Danışma Kurulu başkanlığı teklifinde bulundu ve teklif üzerine Emine Erdoğan kurulun başkanlığını üstlendi.

Kurulun üyelerinden ve aynı zamanda Hollanda merkezli "Atık Dönüştürücüleri" (The Waste Transformers) adlı organizasyonun kurucusu ve CEO'su Lara van Druten kurul çalışmalarını ve sıfır atık vizyonunu değerlendirdi.

"2050'de 2020'ye göre yüzde 73 daha fazla atık oluşacak"

Atık sektörünün en fazla metan gazı emisyonuna neden olan sektörlerden biri olduğunu ve metanın karbondioksitten çok daha güçlü bir şekilde iklimi etkilediğini belirten Van Druten, küresel ısınmayı en hızlı ve en etkili şekilde yavaşlatmanın metan gazı salımlarının düşürülmesinden geçtiğini ifade etti.

Druten, "Bunun önümüzdeki 20 yıl içerisinde yapılması gerek çünkü önümüzdeki 20 yılın, iklim değişikliğinin geri döndürülemez bir noktaya ulaşmasının önüne geçilmesi noktasında kritik olduğunu biliyoruz." dedi.

Küresel olarak üretilen atık miktarının giderek arttığını ve Dünya Bankasının 2050'de oluşacak atık miktarının 2020'ye göre yüzde 73 daha fazla olacağı yönünde tahminlerde bulunduğunu vurgulayan Van Druten, çöp sahalarında metan gazı salımına yol açan atıkların genel olarak yiyecek ya da bahçe atıklarından oluşan organik atıklar olduğunu, küresel olarak üretilen atıkların büyük bir kısmının da organik atıklardan oluştuğunu kaydetti.

Dezenformasyon seçimler yılını nasıl şekillendirdi? Dezenformasyon seçimler yılını nasıl şekillendirdi?

Gıda atığı sorununu atık yönetiminde harekete geçilmesi gereken en acil problem olarak nitelendiren Van Druten, "Küresel olarak ürettiğimiz gıdanın üçte biri atık oluyor. Eğer küresel gıda atığı bir ülke olsaydı ABD ve Çin’in ardından en çok karbondioksit üreten üçüncü ülke olurdu. Atık denince insanların aklına ilk önce plastik geliyor, daha az bilinen bir gerçek ise bir kilogram gıda atığını çöpe attığınızda çöplüklerdeki 25 bin plastik şişenin neden olduğu karbondioksite eş değer bir salım gerçekleştirmesi. Eğer bir değişim yapmak istiyorsak hiç düşünmeden üzerinde çalışmamız gereken konu gıda atıkları." tespitini paylaştı.

Lara Van Druten, bu denli büyük bir gıda israfının yaşandığı dünyada birçok insanın gıdaya ulaşımında zorluk çekmesinin de adil olmadığını dile getirdi.

Gıda atığını yerinde dönüştürüyorlar

Kurucusu olduğu Atık Dönüştürücüleri adlı organizasyonun, gıda atıklarının dönüşümünü merkeze koyan bir girişim olduğunu bildiren Van Druten, bu girişim kapsamında yaklaşık 6 metrelik konteynerlerin içine kurdukları düzenekler sayesinde, bir tesisten çıkan gıda atığını enerji ya da kaynağa dönüştürerek yeniden bu tesisin kullanımına sunduklarını anlattı.

Bu dönüşüm işleminin tamamını atığın çıktığı noktada yaptıklarını, bu sayede bir taşıma yüklerinin olmadığını aktaran Van Druten, "Bunu her türden kurum için yapabiliyoruz. Bunların arasında, futbol stadyumları, hastaneler, marketler veya daha küçük kuruluşlar bile var." diye konuştu.

Kullanıcılarının 1 kilogram gıda atığını dönüştürerek ortalama 5,11 kilogram karbondioksit eş değeri emisyonun önüne geçtiklerine dikkati çeken Van Druten, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri, Portekiz ve Sierra Leone'de faaliyet gösterdikleri bilgisini verdi.

"İlerleme, makul olmayan insanlara bağlıdır"

Atık Dönüştürücüleri girişimindeki tecrübelerinin BM Sıfır Atık Danışma Kurulundaki rolüne katkı sağladığından bahseden Van Druten, şöyle devam etti:

"Yazar George Bernard Shaw’ın çok sevdiğim bir sözü var, ‘Makul insanlar kendilerini dünyaya uydururlar. Makul olmayan insanlar ise dünyayı kendilerine uydurmaya çalışırlar. Bu yüzden ilerleme, makul olmayan insanlara bağlıdır.’ Danışma Kurulunda şaşırtıcı bulduğum şeylerden biri bu, BM’nin bu ilerlemeyi sağlayacak makul olmayan insanları bir araya getirmesi. Kurul üyeleri dünyamızı daha yeşil, daha adil ve daha iyi hale getirme konusunda kararlı insanlardan oluşuyor. Bu danışma kurulunun bir parçası olmak gerçekten bir onur."

Kurul üyelerinin bazılarının özel sektör, bazılarının akademi, bazılarının siyaset bilimi geçmişi olduğuna ve bu durumun çalışmaları yürütmekte bütünleyici bir etki sağladığına değinen Van Druten, bu sayede projenin hem finansal, hem çevresel yönlerine bakabildiklerinin altını çizdi.

Kurulun birinci yılında yürüttükleri çalışmaları değerlendiren Van Druten şunları söyledi:

"First Lady Emine Erdoğan’ın bu rolde gerçekten canını dişine taktığını ve inanılmaz derecede cesur olduğunu düşünüyorum. Onun liderliği altında sera gazı emisyonlarını azaltmaya ve kirlilikle mücadeleye yönelik döngüsel ekonomi modellerini benimseyen sıfır atık girişimlerine odaklandık. İlk olarak dünyanın çeşitli yerlerinde başarı sıfır atık uygulamalarını derledik. Sonrasında bunların arasından 90 güzel örnekte karar kılıp bunların arasında da 15 girişimden oluşan nihai bir liste oluşturduk. Bu projeleri, uygulamak isteyen insanlara yol göstermesi için bir kitapta toplamak istiyoruz. Bu çalışmalara ek olarak First Lady Emine Erdoğan, sıfır atık projeleri, sıfır atık vakfı gibi ek mekanizmalar oluşturdu."

"Atıklardan değer üretmek bizim elimizde"

Türkiye'nin küresel sıfır atık hareketini yönlendirmede lider olduğunu belirten Van Druten, ülkedeki sıfır atık çalışmalarında Emine Erdoğan'ın çabalarının büyük önem taşıdığını kaydetti.

Van Druten, "Türkiye’deki sıfır atık projelerinin, Sıfır Atık Vakfı gibi girişimlerin ulusal bir kararlılığın, ilerlemeyi nasıl yönlendirdiğine dair örnek teşkil edebileceğini düşünüyorum. Bu anlamda diğer ulusların da Türkiye'ye bakıp, başarılanlardan ilham alacağını umuyorum." dedi.

Lara Van Druten sözlerini, "İklim değişikliği, gıda israfı dendiğinde çoğu zaman çok büyük ve işin içinden çıkılamaz meseleler akla geliyor. Benim diyeceğim ise, büyük düşünün, küçük başlayın ve hızlıca çoğalın. Sokaktaki atıklar anonim değil, onları biz üretiyoruz, atıklardan değer üretmek de yine bizim elimizde" diyerek tamamladı.

Kaynak: AA