DP DIŞ HABERLER - Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), uzun süredir beklenen Doğu Türkistan raporunu açıkladı. Yüksek Komiser Michelle Bachelet'in görev süresi bitmeden açıklayacağı sözünü verdiği rapor, Bachelet'in son görev gününde İsviçre saatiyle 23.48'de yayımlandı.

40 KİŞİYLE GÖRÜŞÜLDÜ

48 sayfalık raporda Sincan'da yaşayan 23 Uygur, 16 Kazak ve 1 Kırgız Türküyle detaylı mülakat yapıldığı, konuşulan isimlerden 26'sının 2016'dan bu yana belirli aralıklarla ya keyfi tutuklandığı ya da Çin'in yeniden eğitim kamplarında çalıştırıldığı bilgisi paylaşıldı.

“TERÖRLE VE AŞIRILIKLA MÜCADELE” BAHANE!

Raporda Sincan bölgesinde "terör ve aşırılıkla mücadele adı altında ciddi insan hakları ihlalleri işlendiği" ve bu ihlallerin "insanlık suçu teşkil edebileceği" vurgulanırken, "Hak ihlallerinin dayandırıldığı terörle mücadele kanunları, uluslararası insan hakları norm ve standartları açısından oldukça sorunludur. Bölgedeki yetkililere geniş soruşturma, yasaklama ve baskı imkanı tanıyan bu yasada belli belirsiz, geniş ve ucu açık tanımlamalar bulunmaktadır" ifadesi yer aldı.

Çin hükümetine BM’den çağrı
RAPORUN sonunda Çin hükümetine, "yeniden eğitim kampları, cezaevleri ve benzeri tutukluluk merkezlerinde keyfi tutulanların derhal serbest bırakılması", "Sincan'da aile mensuplarının haber alamadığı kişilerin nerede olduğuna dair bilgi verilmesi", "terörle mücadele, ulusal güvenlik ve azınlık haklarına dair yasaları gözden geçirecek çalışma planı oluşturulması", "yeniden eğitim kamplarındaki hak ihlallerinin ivedilikle araştırılması" ve "bölgedeki cami, tapınak ve mezarlıkların yıkıldığına dair iddialara somut veriler sunularak açıklık getirilmesi" çağrıları yapıldı.

DOĞUM ORANI DÜŞTÜ

Raporda eski ve nüfus verileri karşılaştırılarak doğum oranında ciddi düşüş yaşandığına dikkat çekildi. Rapora göre nüfusunun yüzde 96'sı Uygurlu olan Hotan'da doğum oranı 2016’da yüzde 20,94 iken 2018’de yüzde 8,58’e düştü. Çin genelindeki doğum oranlarıyla karşılaştırılan doğum oranlarının “Olağandışı” olduğu belirtilen raporda, OHCHR’ye konuşan Uygur ve Kazak kadınların zorla kısırlaştırma ve doğum kontrolü vakalarının doğruladığı belirtildi. Bölgede yaşananları OHCHR’ye anlatan kadınlar doğum kontrolü politikasına uymayan kadınların, gözaltına alındığını hapis cezasına çarptırıldığını söyledi.

‘Hareket özgürlüğü yasaklandı’
YENİDEN eğitim kamplarında tutulan Müslüman azınlığa mensup kişilerin temel insan haklarından mahrum edildiği kaydedilerek, "Dini kimlik, ifade, mahremiyet ve hareket özgürlükleri usulsüzce yasaklanmıştır" denildi. BM raporunda, bölgedeki cezaevlerinde insanlık dışı yöntemlerin uygulandığı, cinsiyete dayalı şiddete ilişkin bulgular olduğu kaydedildi.

RAPOR 8 AY GECİKMELİ AÇIKLANDI

Komiserlikten 10 Aralık 2021'de yapılan açıklamada, raporun haftalar içinde açıklanacağı duyurulmuştu. Açıklamanın ardından aylar geçmesine rağmen raporun yayımlanmaması, Müslüman Uygur Türkleri başta olmak üzere uluslararası hak gruplarından tepki görmüştü. Raporun yayımlanmadan önce “Diyalog zemini bulmak” amacıyla Çin’le paylaşıldığı öne sürüldü.

GÖKTÜRK: RAPOR OLUMLU

BM raporunu Diriliş Postası’na değerlendiren Doğu Türkistan Vakfı eski Genel Başkanı Hamit Göktürk, raporun olumlu olduğunu söyledi. Çin’in özellikle 2017’de çıkarılan terörle mücadele yasasının ardından Doğu Türkistan’a baskıyı arttırdığına dikkat çeken Göktürk, “Doğu Türkistan tamamen dünyaya kapatıldı ve soykırım yapmak yani etnik soykırım yapmak insanları oradaki Müslüman Türkleri kendi kimliklerinden inkârı, dini inançlarını bırakmaya zorlamak artık bu bir yasal sorumluluk haline geldi” dedi.

Veriler yeterli değil ama ihlal kesin
BÖLGEDEKİ eğitim kamplarında tutulanlara yönelik muamelenin endişe verici olduğu, işkence, kötü muamele ve zorunlu tıbbi tedavi uygulandığına dair raporların güvenilir bulunduğu belirtildi. Raporda ayrımcı bir aile planlaması ve doğum kontrol politikalarının uygulandığına da dikkat çekilerek, zorla kısırlaştırma vakalarının arttığı vurgulandı. Komiserliğin eriştiği belgelerin, söz konusu hak ihlallerinin net bilançosunu çıkarmaya yetmeyeceği fakat “yeniden eğitim kamplarındaki ayrımcı ortamın, bu tesislerde insan hakları ihlallerinin geniş eksende yaşandığını doğrulayacak yeterlilikte olduğunun” altı çizildi.

“VERİLER KESİN DEĞİL ÇÜNKÜ ERİŞİM YOK”

Bugüne kadar 9 ülkenin Doğu Türkistan’da yaşananları “insanlığa karşı işlenmiş ve etnik soykırım” olarak kabul ettiğini vurgulayan Göktürk, BM raporunun “Kesin ifadeler içermemesinin” sebebini ise şu sözlerle açıkladı: “Kesin hükümler olması için bilimsel olarak veya hukuki olarak bu insanların hukukçularının gidip bu Doğu Türkistan’daki bu mevcut durumu gözleriyle görüp bunu tespit etmesi lazım. Bunun kesin olmamasının sebebi olarak ben böyle düşünüyorum. Çünkü Çin izin vermiyor.” İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet, Çin’e gittiğini fakat Müslüman Uygurlarla temas kurulmasına izin verilmediğini hatırlatan Göktürk, “Fakat buna rağmen ilk kez bugün Birleşmiş Milletlerin Doğu Türkistan’daki Çin’in uygulamalarının bir insan hakları ihlali ve insanlığa karşı bir suç olarak kabul edilmesi çok önemli. Bugün Doğu Türkistan’da yaşayan otuz milyon civarında olduğu tahmin edilen bu Müslüman Türklerin durumu ilk kez Birleşmiş Milletler tarafından yani resmî olarak burada kayıt altında alında ve tescillenmiş oluyor” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi