FURKAN ERTEN
Gazze’deki Şifa Hastanesi, İsrail apartheid rejiminin soykırım saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren hem binlerce hasta ve yaralıya hem de on binlerce yerinden edilmiş Filistinliye ev sahipliği yaptı. İsrail’in, Hamas üssü olduğu iddiasıyla operasyon düzenlediği ve enkaza çevirdiği Şifa’da, ağır bombardımanın yaşandığı anlarda dahi görev yapan Uzman Doktor Fadya Malhıs, yaşadıklarını Aslında’ya anlattı.
Hem mülteci hem görevli
İsrail’in soykırım saldırılarını başlattığı 7 Ekim’den itibaren her gün Şifa Hastanesi’nde görev yapan Kadın Doğum Uzmanı Dr. Fadya Malhıs, “Akşama doğru mecburen eve dönüyordum. Çünkü çocuklar yalnızdı. Arabalar ve akaryakıt olmadığı için hastaneye yürüyerek gidiyorduk ya da hayvanların sürdüğü arabalara biniyorduk. Zorlu şartlarda, bombardımanın altında her gün görevimizi yapıp evlerimize dönüyorduk. 8 Aralık’ta evim bombalanınca Şifa Hastanesi’nde hem mülteci hem de görevli oldum. Şifa’da hem kadınların doğumlarını gerçekleştiriyordum hem de neye yardım edebiliyorsam ona yardım ediyordum. Acil bölümünde iki metrekarelik bir röntgen odasında, çocuklarım ve daha 10 kişiyle beraber kalıyorduk.” dedi.
“Bebeğin yaşayamaması içimde ukde kaldı”
Dr. Malhıs, hem insan hem de hekim olarak Şifa’da yaşadığı en zor olayı anlattı:
Ocak ayındaydık. Gece saat 01.00 gibi bana seslendiler. Koşarak gittim. Dokuz aylık hamile bir kadının doğum sancısı gelmiş. Eşi ve eşinin kardeşiyle beraber hastaneye yola çıkacakları zaman İsrail füzeyle vurmuş. Eşinin bacakları kopmuş ve şehit olmuştu, kardeşi de vefat etmişti. Kadın da hastaneye ulaşamadan şehit olmuş. Tıpta bir kural var; annenin vefatından sekiz dakika geçmezse bebek canlı olarak çıkarılabilir. Ben de yere indim ve bisturi ile annenin karnını açıp bebeği çıkardım. Uzunca bir müdahale yaptık. Bebek ağlamaya başladı. Çok sevindik, ağladık. Bebeğin çok güzel bir rengi vardı, sağlıklı duruyordu.
Sonra bebeğin sırtında, gözünde, böbrek üstünde delikler gördük. İsrail’in attığı füzenin parçaları, annenin rahminden geçerek bebeğe de isabet etmiş. O bebeği, iç kanamadan kaybettik. Onun bir an olsun yaşayıp hemen ardından ölmesine şahit olduktan sonra oturdum ve ağladım. Bir hekim ve insan olarak bu olay beni çok etkiledi. O çocuğun yaşayamaması içimde ukde kaldı. Bu, defalarca oldu. Parçalanan kadınların sezaryenlerini yerlerde yaptım.
“Dolaşıyorduk ama hiçbir şey bulamıyorduk”
Gazze’de yarım yamalak hizmet verebilen yalnızca iki hastane kaldığını söyleyen Malhıs, “6 Mayıs’tan beri Gazze’ye hiçbir şey girmiyor. İsrail, Selahattin Koridoru ve Refah Sınırı’nı işgal altına aldı. Hiçbir yardım ulaşmıyor, ilaçlar zaten eksikti ve şimdi tükenecek. İnsanlar ilaçsız kaldı. Ben, Ramazan ayında o kıtlığı yaşadım. Hurma yoktu, hiçbir şey yoktu. Saatler boyunca dolaşıyorduk ama hiçbir şey bulamıyorduk. Millet una ulaşabilmek için Kuveyt Kavşağı’nda şehit oluyordu. Kötü bir soykırım ve kıtlık vardı, hâlâ sürüyor.” diye konuştu.
“İki haftalık lohusa kızımla 10 kilometre yürüdük”
Gazze’de tüm zorlukları yaşadığını belirten Fadya Malhıs, “Ramazan ayında, kuzeyden güneye, on kilometrelik bir yol yürüdüm. Tehlikeli, kum ve yıkıntılar üstünde… Üç kez İsrail askerinin kontrol noktasından geçtik. 10 kilometre yolu yürürken yanımda, iki haftalık lohusa kızım da vardı. Yeni doğum yapan kızım, bebeğini elinde taşıyarak yürüdü. Bu, bütün Filistinlilerin yaşadığı bir trajedi. Bizim yaşadıklarımız onların en ufağı.” ifadelerini kullandı.
“Çatıda biriken yağmur suyunu içtik”
Gazze’de hepatit, uyuz ve cilt hastalıklarının yaygınlaştığını belirten Malhıs, “Çünkü su yok, sabun yok, temizlenecek hiçbir şey yok! Hijyen sıfır. Tuvalet kuyruğu saatlerce sürüyor. İsrail, su kaynaklarını hedef aldı. Şifa’da iken çatıda biriken yağmur suyunu içtik.” dedi. Kadınların durumundan da bahseden Malhıs, “Tüm kadınlar ilaçsız. Ekim ayından bu yana 60 bin hamile var. Her ay 5-6 bin kadın, doğum yapıyor. Bu kadınlar bebeklerini, ilaçsız, ilkel yöntemlerle doğuruyor.” şeklinde konuştu.
“İnşallah cennette buluşuruz”
Malhıs, “Çok sevdiğim dostlarım şehit oldu. Allah onlara ve tüm şehitlere rahmet eylesin, inşallah cennette buluşuruz. Allah yaralılarımıza şifa versin, hayatta kalanları korusun.” dedi.