Hüseyin Türkoğlu

Ramazan ayının heyecanı günler öncesinden başlar. Üç ayların ilki olan Recep ayı ve takip eden Şaban ayında zaman zaman oruç tutarak kendisini rahmet ve bereket ayı Ramazan’a hazırlayan müminler, bir taraftan da evlerde fiziki hazırlıklara başlarlar.

ÇARŞILAR DOLUP TAŞIYOR

Ev ve eşya temizliklerinden alışverişlere günlerce süren bir hazırlık heyecanı kaplar ev ahalisini. Ağırlanacak misafirler de dikkate alınır bu süreçte. Hurma başta olmak üzere Ramazan ayına özel alışveriş yapmak amacıyla şehirlerin büyük çarşıları ziyaret edilir, imkânlar ölçüsünde en güzel erzaklar alınır Ramazan için.

Ramazan 1

BÜTÇEYE GÖRE ALIŞVERİŞ

Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı gibi bütün şehirlerin tarihî çarşıları, bedestenleri ve alışveriş merkezleri oruç ayı için alışveriş yapmaya gelen vatandaşların akınına uğrar âdeta...

Çeşit çeşit hurmalar süsler rafları en ucuzundan en pahalısına kadar. Peynir ve zeytin çeşitleri yine öyle... Fırınlarda bir ‘Ramazan pidesi’ hazırlığı başlar ki sormayın gitsin. Sade, susamlı, yumurtalı, tereyağlı; küçük, orta, büyük boy nasıl isterseniz... Hoşaflıklar yine çeşit çeşit sunulur alışveriş için gelen müşterilere. Mısır Çarşısı’nın kesif baharat kokusu burun direklerini sızlatırcasına rayiha yayar ziyaret- çilerine ve herkes, bütçesi oranında alışverişten sonra 11 ayın sultanı Ramazan’ı beklemeye koyulur.

HAYIRDA YARIŞ YAŞANIR

Diğer taraftan manevi arınma için de bir fırsat olan Ramazan’da fitre, fidye, zekât ve sadakalarla fakir fukara da yeni imkânlara kavuşur. Yıl boyu alamadıkları şeyleri alırlar müminlerin infak ettikleriyle. Yüzler güler, umutlar artar bu ayda...
Bir hayır yarışı başlar bu kutlu zaman diliminde. Ramazan erzak- ları, iftar sofraları... Kapıları çalınan ihtiyaç sahiplerinin duaları arşa uzanır. Meydanlardaki çadırlarda if- tar eden garip gureba ve yolcuların hoşnutlukları yüzlerinden okunur.
Nihayetinde rahmet, bereket ve paylaşma ayı Ramazan, yaşa- nan hareketlilikle ekonomiye de önemli ölçüde canlılık katar.

ZEKÂT NEDiR?

Zekat, kelime olarak artma, çoğal- ma, temizlik, bereket, iyi hâl ve övgü anlamlarına gelir. Dinimize göre zen- ginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin, Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eder. Buna göre temel ihtiyaçları dışında yeter miktarda mala sahip olan kişinin, sahip olduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçen mal- larının zekâtını vermesi gerekir. Nisap altında 20 miskal (4,810 gramlık
ölçü birimi), devede beş, sığırda 30, davarda (koyun, keçi) 40’tır.

BAYRAMLAR ÖZEL GÜNLERDİR

Bayramlar toplumca kutlanan, dinî veya millî özellikleri olan özel günlerdir. Dinimizde Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı olmak üzere iki bayram bulunmaktadır. Müslümanlara özgü olan bayram kutlamaları Peygamber Efendi’mizin (sav) Medine’ye hicretinden sonra başlamıştır. Peygamberimiz (sav) bu iki bayram için şöyle buyurmuştur: “Allah, sizin için o iki günü daha hayırlı iki günle değiş- tirmiştir ki bunlar Ramazan ve Kurban bayramlarıdır.” (Ebu Dâvûd, Nesâî)

BEKRİ MUSTAFA AYASOFYA'YA İMAM OLDU

Osmanlı döneminde yaşadığı rivayet edilen mahallenin ünlü berduşu Bekri Mustafa, bir gün Küçük Ayasofya Camisi’nin önünden geçmektedir... O sırada musallada bir tabut vardır fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı ‘imam’ zannedenler namazı onun kıldırmasını söylerler. Bekri Mustafa, kendisinin hoca olmadığını söylese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Nihayetinde Bekri Mustafa namazı kıldırır; sonrasında ta- butun üzerine eğilir ve bir şeyler söyler.

Namazdan sonra cemaatten bir meraklı, namaz sonrası tabuta ne fısıldadığını sorar Bekri Mustafa’ya.
İlginç ve ibretlik bir cevap verir mahallenin berduşu;

- Cenazeye dedim ki; sen şimdi ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sorarlarsa ‘Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu’ dersin. Onlar durumu anlar

GÜNÜN AYETİ

Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir. (BAKARA, 153)

GÜNÜN DUASI

Allah’ım! Bugünde beni ibadet ve itaatte daim kıl. Beni cahillik ve batıl işlerden uzaklaştır. Bugünde indirdiğin her hayırdan bana da bir nasip ayır.

Muş'ta 100 yaşındaki dede 200'üncü bayramını kutladı Muş'ta 100 yaşındaki dede 200'üncü bayramını kutladı

GÜNÜN HADİSİ

Oruçluya iftar ettiren kimse, oruçlunun sevabında bir eksilme olmaksızın oruçlunun alacağı kadar
sevap alır. (TIRMIZÎ, IBN-I MÂCE)

İFTAR MENÜSÜ

- Domates çorbası

-Sulu köfte

-iç pilav 

-Kemalpaşa tatlısı

SAHUR MENÜSÜ

-Mercimek çorbası

-Tavuklu pazı dolması

-Bulgur pilavı

-Üzüm  kompostosu

Tavuklu pazı dolması

Malzemeler: 250 gr tavuk kıyması, 1 çay bardağı pirinç, 1 adet kuru soğan, 1 adet domates, 1 tatlı kaşığı salça, 1 tutam maydanoz- nane, 2 bağ pazı, su, tuz, karabiber ve yoğurt.

Yapılışı: Bir tencerede su kaynatılıp, pazılar batırılıp çıkarılır. Daha sonra soğuk suyun içine alınıp soğutulur. Avuç içi büyüklüğünde kesilip sarmaya hazır hâle getirilir. Diğer tarafta, bir kap içinde pirinç yıkanıp süzülür. Üzerine tavuk kıyması alınır. Ince doğranmış soğan ve domates kabın içine konulur. Dereotu ve maydanoz doğranır. Tuzu, biberi, nanesi ve istenilen baharatı da ilave edilir. Koyu olursa birazcık su damlatılarak harç yapılır. Haşlanan pazı yaprakları avuç içine alınıp harçtan bir miktar konularak, üçgen ya da yuvarlak şekilde sarılır. Tencereye dizdikten sonra üzerine sıvı yağ, bir miktar su, bir tane rendelenmiş domates ve tuz ilave edip, dolmaların açılmaması için de üzerine kapak konularak kısık ateşte 30 dakika pişirilir. Buradan servis tabaklarına alınıp, üzerine çırpılmış yoğurt dökerek servis yapılır.

Editör: Ela Duyar