Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesinin 2016-2017 Akademik Yılı Açılış Töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin terörle mücadelesinin sürdüğünü söyledi.
Terörle mücadelenin, Türkiye yeni karşılaştığı bir durum olmadığına işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:
“Teröristin maalesef kutsal bildiği hiçbir şey yok. Ne insana ne cana ne hayata kıyarken, en ufak bir tereddüt göstermiyor. Doğrusu terörle mücadele, ülkemizin yeni karşılaştığı bir durum değil. 40 yıla yaklaşan bir süreçten bahsediyoruz. Günümüzde ise artık sadece bölücü terör örgütü değil, aynı zamanda FETÖ terör örgütüyle de DAEŞ gibi bir terör örgütüyle de mücadelemiz amansız bir şekilde devam ediyor. Türkiye, sahip olduğu coğrafyanın bir anlamda bedelini ödüyor.”
“Gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre kadar taviz vermeyeceğiz”
Terörle mücadelenin, hainlerin tamamı bu topraklardan yok oluncaya kadar süreceğini vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Buradaki kararlılığımızdan zerre kadar sapma yok. Her türlü çılgınlığı, her türlü intihar eylemini yapabilirler, canımız da acıyabilir, şehitlerimiz de olabilir ama şehitlerimizi kalbimize basacağız ancak ülkenin istiklalinden, istikbalinden, geleceğimiz olan gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Kimse bize bu konuda nasihat vermeye kalkmasın, demokrasi nutukları atmasın.”
“Bunlar terörden medet umanların son çırpınışlarıdır”
Terör örgütünün saldırılarına karşılık her türlü önlemin alındığını bildiren Yıldırım, “Bunlar, terörden medet umanların son çırpınışlarıdır. Son olaylar özellikle kırsalda büyük zayiatlar veren terör örgütünün artık kontrol eylemleri olarak tezahür etmektedir. Birçok yerde benzeri saldırılar güvenlik güçlerimizin hassas ve anlık istihbaratları değerlendirmesiyle önlenmektedir. Her türlü tedbir alınıyor, daha fazlası da alınacak.” dedi.
“Devlet olmayı bilin, ondan sonra Türkiye’ye laf edin”
Son yıllarda Irak ve Suriye’de yaşanan istikrarsız durumun en fazla Türkiye’yi etkilediğini hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne yazık ki bölgeyle fiziki ve gönül bağı olmayan birçok ülke orada birtakım çalışmalar yaparken bu bölgede yaşayan hükümetlerin sesi soluğu çıkmıyor ancak bu istikrarsızlığın, bu kargaşanın en büyük bedelini ödeyen Türkiye’nin meseleye sahip çıkmasından rahatsız olduklarını görüyoruz. Bunu söyleyecek olanların önce ülkelerine sahip çıkması lazım. Önce siz ülkenizin içinde yaşayan bütün vatandaşlarınıza sahip çıkın, onların yok olmasının önüne geçin, devlet olmayı bilin, ondan sonra Türkiye’ye laf edin. Bunu yapmazsanız söylediğiniz laflar biraz mizahi oluyor. İradenizi ortaya koyun. Orada cirit atan terör örgütlerini, ülkenizin hiçbir sorununa çözüm üretmeyecek birtakım unsurları orada barındırmaya devam ederseniz Türkiye elbetteki hudutlarını korumak, terörle mücadele etmek ve vatandaşlarının can mal güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri alır ve almaya da hakkı var.”