Rapor, Basel III çerçevesinin karmaşıklığı ve ilerleme eksikliğine dikkat çekerek, bankaların olası bir finansal krize karşı yeterince hazırlıklı olmadığı uyarısında bulundu.
Finance Watch, Avrupa’daki karar alıcıları bankaları olası finansal şoklara karşı daha dirençli hale getirmeye çağırdı. Yeni yayımlanan rapor, 2008'deki krizden çıkarılan derslerin büyük ölçüde unutulduğunu ve bu durumun bankacılık sistemini tehlikeye attığını belirtti. Raporda, küresel iş birliğinin yerini rekabete bıraktığına dikkat çekildi.
Basel III Karmaşıklaştı
2008 krizi sonrası bankacılık sistemini koruma amacıyla geliştirilen Basel III anlaşması, bankaların acil durumlar için yeterli sermaye bulundurmalarını hedefliyor. Ancak Finance Watch, Basel III’ün aşırı karmaşık hale geldiğini ve etkinliğini kaybettiğini savunuyor. Raporda, özellikle bankaların kendi risk modellerini kullanmalarına yönelik esneklik, bu çerçevenin amaçlarını zayıflatmakla eleştirildi.
Rapor, bankaların, sermaye tamponu olarak bilinen Combined Buffer Requirement (CBR) konusunda belirsizlik yaşadığını ortaya koydu. Covid-19 salgını sırasında bankaların bu tamponları kullanmaları önerildiğinde, tartışmaların ortaya çıktığı ve bu tamponların gerçek kullanımına dair belirsizliklerin olduğu belirtildi.
Düzenlemelerde Rekabet Yarışı
Finance Watch, Avrupa ve ABD’deki düzenleyicilerin iş birliği yaparak bir “regülasyon yarışı”na girmemeleri gerektiğini vurguladı. Ancak, bu çağrılar, sermaye gereksinimlerini artırmaya yönelik önerilere karşı gelen bankacılık sektörü tarafından büyük bir dirençle karşılanıyor. Örneğin, ABD Merkez Bankası’nın en büyük bankalar için önerilen sermaye artışı %19’dan %9’a düşürüldü.
AB'de, eski İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin bir raporunda Basel çerçevesinin aşırı kısıtlayıcı olduğu belirtilse de, Finance Watch bu iddianın yanıltıcı olduğunu savunuyor. Ayrıca İngiltere'de, Bank of England’ın düzenleyici otoritesi, bankalar için sermaye gereksinimlerini %1’den az bir artışla sabit tutmayı planlıyor.
