Dün yaptığı açıklamada, özel okul temsilcileriyle görüştüklerini belirten Bakan Tekin, "Kendilerini uyarıyoruz. Yeni başlayanlar için yönetmeliğimizde bir bağlayıcılık yok. Dün yine Maliye Bakanımız görüştü, biz de kendileriyle görüştük. Bu konuda fikir alışverişimiz devam edecek." ifadelerini kullandı.

Özel okul temsilcileri: "Uyarılmaya ihtiyacımız yok"

Bugün ise Bakan Tekin'e Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk'ten cevap geldi. Her şeyin kanunla belirlendiğini söyleyen Öztürk, uyarılmaya ihtiyaçları olmadığını söyledi.

10Haber'e konuşan Öztürk, "Bu zamları belirleyen yönetmelik daha önce iki kez değişti. Eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer döneminde de 'seçim' falan diyerek 2022 yılında enflasyon yüzde 80 iken bize yüzde 36'lık bir regülasyon yapıldı. Bu bize sıkıntı getirdi. 2023 yılında devlet kendine yüzde 124 değerleme yaptı, bize yüzde 65'le başka bir sınır getirildi. İki senedir 'seçim süreci, idare edin' lafları bizi mahvetti. Bakan Bey bizi neden uyaracak. Zaten kanun var, istesek de belirlenen oranın üzerinde fiyat giremiyoruz. Bizim uyarılmaya ihtiyacımız yok." dedi.

Özel okulların en önemli gider kalemi öğretmen maaşları

Özel okulların en önemli gider kaleminin öğretmen maaşları olduğunu belirten Öztürk, “Maaşlar 2021'den beri altı kat arttı. Bizim okul ücretlerimiz sınırlamalarla 2,2 kat artabildi. Binin üzerinde okul kapandı bu şekilde. Biz bakanlığımıza TÜİK verileri üzerinden hesaplama yaptık ve zammın yüzde 100 olması gerektiğini belirttik. Bakanlık biz hak verdi ama seçim dönemi olduğunu belirttiler. Bizim öğretmenlerimizle iş barışımız bozuldu. Öğretmenimize hak ettiği artışı yapamıyoruz. Bugün bir malla ilgili üç hafta sonrasına fiyat alamıyorsunuz. Biz ise 15 ay sonrasına fiyat belirliyoruz ve bunu güncelleyemiyoruz. Ara zamlar kısıtlanınca başlangıç fiyatlarında ister istemez balans yapmak adına okul ücretleri artırılıyor. Aslında burada velilerimizin de, öğretmenlerimizin de yapması gereken bu işin sorumlusu olan devletten istemesi. Özel okulları aşağı çekerek bir çözüme ulaşamayız. KDV yüzde 10'a çıktı, kurumlar vergisi yüzde 20'den 25'e çıktı. Bir örnek vereyim; Resmi okulda brüt 48 bin lira alan bir öğretmenin eline 39 bin lira geçiyor. Bizde ise net 29 bin lira düşüyor. İş veren katkı farkı ve sigorta farkı var. Bunu devlet düzeltse öğretmenlerimiz de mutlu olur. Burada muhatap devlet, okullar değil. Zaten okullar kapanıyor." diye konuştu.

Editör: Pınar Karahan