Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir TV programında ekonomi gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları şu şekilde: “Gri listeye girmek kolay, çıkması oldukça zor. Daha yeni Monaco’yu gri listeye aldılar hala AB üyesi olup o listede olan Bulgaristan, Hırvatistan gibi ülkeler var.

Uygulamada etkinliğin sağlanması için gelir gelmez ortaya program koyduk. Bu konuda özel bir çabaya girdik. Cumhurbaşkanımızın desteği ile Adalet Bakanımız, İçişleri Bakanımızla görüştüm. İçişleri Bakanlığımız ve Adalet Bakanlığımızın desteği olmasaydı bu listeden çıkamazdık. Bu bir ekip çalışması.


BU BİR EKİP ÇALIŞMASIYDI, BAŞARILI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLDÜ’

Biz çok net bir şekilde daha sonrası süreçte MASAK başat rolü oynadı. Bu bir teknik süreçtir. Finansal sistemin güvenilir olması lazım, sağlıklı işlemesi lazım. Biz bunu gri listeden çıkmak için yapmadık. Buradaki esas amaç Türkiye’nin saygınlığının, finansal piyasalarının sağlıklı işlediğinin, sisteme güvenilebilir olmayı ortaya koymaktı. Bu bir ekip çalışmasıydı, başarılı bir şekilde yürütüldü.


Türkiye’nin bu listeden çıkması hem ülkemizin itibarı hem finansal sisteme olan güven açısında çok önemli. Kaynak girişi ivmelenebilir. Zaten çok güçlü kaynak girişi, şu an bu kaynak girişini nasıl yönetiriz onunla uğraşıyoruz. Sisteme aşırı döviz girdiği zaman karşılığında TL satın alıyorsunuz, TL dezenflasyon sürecini tehdit ediyor.


‘TÜRKİYE FİNANS TARİHİNDE EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ’

Mart sonundan itibaren bugüne kadar net bazda Merkez Bankası’nın rezervlerine yansıyan boyutu 78 milyar dolar civarına ulaştı. Türkiye finans tarihinde eşi benzeri görülmemiş. Şu an itibarıyla rezerv yeterliliğinde IMF tanımına göre arzulanan seviyeye neredeyse vardık."

Geçtiğimiz hafta açıklanan rakamlara göre brüt rezervler 148 milyar dolar seviyesine kadar çıktı. Tarihi rekor. Burada esas olan biz yurt içi bankalarla olan swapları azalttık, 5 milyar dolar düzeyine düşürdük. Türkiye’nin net rezerv pozisyonu muazzam bir şekilde iyileşti.

‘TÜRKİYE DÖVİZ REZERVİNİ SORUN OLMAKTAN ÇIKARTTI’

Mart sonunda net rezervimiz bir ara –60 milyar dolar civarına inmişken şu anda +12 milyar dolar civarına çıkmış durumda. Türkiye döviz rezervini bir sorun olmaktan çıkarttı.

Bizim esas hedefimiz orta ve uzun vadede nominal kurlarda istikrar sağlamak. Daha kat edecek çok yolumuz var.

GRİ LİSTEDEN ÇIKILMASININ OVP’YE ETKİSİ NE OLACAK?

Olumlu olacak. Biz bir program uyguluyoruz. Bu programın birçok ayağı var. Oralardaki başarılar, gelişmeler programı bir bütün olarak destekliyor. Fon akışı güçlü, bu olumlu yansır.

Mayıs ayı başında AB ve Batı ülkeler olmak üzere birçok temsilcinin Türkiye’ye geldiği süreç yaşadık. Ben onlara dedim ki Türkiye listeden çıksın, çıkmasın kara para aklama ile mücadele edeceğiz.

‘TEK BİR ÜLKENİN İTİRAZI OLMADI’

Biz terörizm ile mücadeleyi öncelik hale getirdik dedik. Nitekim oy birliği ile çıkartıldı. Tek bir ülkenin itirazı olmadı. Yunanistan temsilcisi bile geldi “biz sizi güçlü bir şekilde destekliyoruz” dedi.

Şimdi çıktık, iş bitmedi, uygulamada etkinliğe devam. MASAK’ın teknik kapasitesini güçlendireceğiz. Koordinasyon devam edecek.

'CARİ AÇIK 26 MİLYAR DOLARA DÜŞMÜŞ OLACAK’

Biz programı yurt içinde ve yurt dışında birçok kesime anlatıyoruz. Yurt içinden yurt dışından başarı var. Reel kurda dengeyi getiriyor. Kısa vadeli bir değerleme var ama nihai olarak biz istikrarı gözetiyoruz. O da beraberinde dezenflasyonu getiriyor. Bu programın özünde dengesizliklerin giderilmesi var. Geçen sene bu vakitlerde Türkiye’nin dış şoklar, seçim süreci gibi deprem nedeniyle biriktirdiği dengesizlikler vardı. Bu dengesizliklerden bir tanesi dış açıktı. Türkiye’nin geçen sene mayıs ayında 12 aylık cari açığı 57 milyar dolardı. Bu sene mayıs ayında 26 milyar dolara düşmüş olacak. Cari açıkta arzuladığımızın çok daha iyi bir performans ile karşı karşıyayız.

‘CARİ AÇIKTA ÇOK NET BAŞARI SAĞLANDI’

Cari açık konusunda başarı sağlandı, çok net. Yeni bir sanayi politikası devreye sokacağız. Kalıcı bir şekilde cari açığın bu seviyelerde kalması lazım. Cari açığı milli gelire oranla yüzde 2.5’in altında tutabilirsek dış borcun milli gelire oranı düşüşe geçecek. İkinci olarak kalıcı bir şekilde rezerv biriktirmemize imkan sağlayacak.

BÜTÇE AÇIĞI HAKKINDA

İkinci önemli dengesizlik bütçeydi. Depremin etkisiyle, EYT’nin etkisiyle. Geçen sene muhalefetin popülist iteklemesi ile seçim sürecinde EYT hayata geçirilmiş, EYT’nin bu sene yıllık maliyeti 724 milyar TL. Neredeyse milli gelirin yüzde 2’sine yakın bir rakamdan bahsediyorsunuz. Geçen sene mayıs ayında bütçe açığı tedbir alınmasaydı yüzde 10 civarında bekleniyordu. Biz yılı yüzde 5 civarında kapadık. Yüzde 5 yüksek bir rakam. AK Parti hükümetlerinde ortalama açık yüzde 2.4 olmuş. Bu sene yüzde 5’in altına çekmek istiyoruz. Gelecek sene yüzde 3’ün altına çekmek istiyoruz.

Çiftçilere 112 milyon lira bugün yatıyor! Çiftçilere 112 milyon lira bugün yatıyor!

‘BÜYÜMEDE YENİDEN DENGELENMEYİ SAĞLADIK’

Bütçe dengelerinin iyileştirilmesinde oldukça mesafe kat ettik. Vergide adaleti ve etkinliği sağlamaya yönelik bir çabamız var. Üçüncü dengesizlik enflasyonun da ana kaynağı cari açığın da ana kaynağı, geçen sene yılın ikinci çeyreğinde Türkiye yüzde 4 civarında büyüyordu. Fakat bu büyüme denge itibarıyla ciddi sorun içeriyordu. İç talebin net büyümeye katkısı yüzde 10’un üzerindeydi. Net ihracatın katkısı -6.3 puandı. Cari açığı ve enflasyonu getiriyor. Biz büyümede yeniden dengelenmeyi sağladık.

‘KKM’DE DÜŞÜŞ HIZLANACAK’

KKM geçen sene 144 milyar dolar civarına çıkmıştı. Şu anda 63 milyar doların altına indi. Büyük ihtimalle düşüş hızlanacak. Bu para politikasının çalışmasını engelleyen bir faktördü. Dezenflasyon sürecinde para politikasının etkinliğini azaltan bir faktör. Biz bunu giderek bir sorun olmaktan çıkartıyoruz. Bugün itibarıyla şirketlerin KKM’de vergi avantajı son bulmuştur. Şirketler mevduattan faiz kazanırsa o kurumlar vergisine tabiidir.

‘KKM’DEN KAZANILAN FAİZ GELİRLERİ VERGİYE TABİ OLACAK’

Mevduata vergi getirdik. Şimdi KKM’den kazanılan faiz gelirleri de vergiye tabi olacak. KKM’den çıkış hızlanacak.

VATANDAŞ ENFLASYONDA İYİLEŞMEYİ NE ZAMAN HİSSEDECEK?

Vatandaşımız hissetmeye başlayacak. Bu süreçte istihdam güçlü kaldı. Kalıcı refah artışı için en önemli konu istihdamdır. Son 20 yıla bakın yıllık ortalama 690 bin vatandaşımıza iş bulmuşuz. İstihdam olmadan kalıcı refah artışı olmaz. Geçici olarak ekonomide bir yavaşlama sürecine gireceğiz. Vatandaşımız nasıl hissedecek? Enflasyondaki düşüşle birlikte ücret artışları reel olarak o zaman yansıyacak.

Mayıs ayında enflasyona baktığınız zaman enflasyon yükseldi diyebilirsiniz. Fakat o son 12 ayın enflasyonu. Önümüzdeki 12 ayın enflasyonu ki piyasalar oldukça temkinlidir. Piyasa diyor ki önümüzdeki 12 ay içerisinde enflasyon yüzde 31.8 olacak diyor. 24 ay içerisinde piyasa diyor ki enflasyon yüzde 20’ye düşecek diyor. Bu sene sonunda enflasyonun kötü ihtimalle Merkez Bankası 42’ye kadar yolu var diyor. Önemli olan enflasyonun 40 civarına düşmesidir. Enflasyonun hedefe en yakın nokta olan 42’nin altına düşmesidir.

‘ALIM GÜCÜ HIZLI BİR ŞEKİLDE ERİMEYECEK’

Aylık bazda enflasyonda artık yüzde 2’leri konuşacağız. O zaman alım gücünün hissedileceği bir döneme girmiş olacağız. Son aylarda enflasyon yüzde 3’lere düşmüştü. Şimdi yüzde 2’lere oradan da yüzde 1’lere. O zaman alım gücü hızlı bir şekilde erimeyecek.

‘ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞ KALICI OLACAK’

Geçen sene enflasyonu yukarı taşıyan olağanüstü faktörler var. Ağırlıklı olarak deprem etkisiyle çok büyük bir maliye politikası üzerinden itki var. Yüksek cari açık demek yüksek bütçe açığı demek. Biz onu bu sene mali itkiyi aşağı çekeceğiz. Enflasyondaki düşüş kalıcı olacak.

KİRA FİYATLARI HAKKINDA

Büyükşehirlerde kiralarda depremin etkisiyle artışlar oldu. Bu sene artışların devamı için bir sebep yok.

‘BU SENE KDV ARTIŞI GÜNDEMDE DEĞİL’

Bu sene bir KDV artışı gündemde değil. Enflasyonu artıracak vergi artışları söz konusu değil."

Editör: Alper Aytaç