Diriliş Postası Ankara Temsilcisi Seda Şimşek/Ankara

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bakanlığının 2019 yılında yaptığı ve 2020 yılında yapacağı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yargının gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Bakan Gül, güven veren bir adalet sisteminin hayata geçirilmesi için 2023’e kadar devam edecek bir reform sürecinin başladığına işaret etti. Adalet Bakanı Gül, Ankara Hakimevi’nde düzenlenen programda medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile bir araya geldi. Basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayan Gül, basın mensuplarına karanfil verdi.

Gül şunları söyledi:

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Diriliş Postası Ankara Temsilcisi Seda Şimşek’in de aralarında bulunduğu medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile bir araya geldi.

HER ADIM ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN

“Bölgede daha fazla kan, acı görmeye tahammülümüz yok. 2019’da Türkiye’nin egemenliğine yönelik, bekasına yönelik her türlü tehdidi bertaraf etmek bizim ortak çabamız oldu. Gerek Doğu Akdeniz’de, gerek Suriye’de, gerek Libya’da Türkiye’nin atmış olduğu her adım uluslararası hukuka uygun adımdır. Tarih boyunca bu millet hiçbir zaman hukuk dışı bir yola tevessül etmemiştir.”

AİHM’DE HAK İHLALİ SAYILARI GERİLEDİ

“2019 yılı, reformların başlangıcı anlamında önemli bir yıldı. 18 yıllık AK Parti dönemi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde artık eski Türkiye’nin tarihte kaldığı, yeni bir Türkiye’nin adımlarının atıldığı reform sürecinin gerçekleştirildiği bir dönem oldu. AİHM’in Türkiye’ye yönelik ihlal kararlarına bakıldığında, 2019 yılında bir önceki yıla göre insan haklarında ihlal sayısı 140’dan 96’ya, adil yargılanma hakkında 53’ten 15’e, tutuklamayı da içeren özgürlük ve güvenlik hakkında 29’dan 9’a, dernek kurma ve toplantı özgürlüğünde 11’den 2’ye gerilemiştir. Yine 2019 yılında AİHM’de ülkemize ilişkin 732 dosya kapatıldı. Görülen dosya sayısı ise tüm zamanların en düşük miktarı olan 680’e düşmüştür. Uluslararası eleştirilere bu rakamlar en güzel cevaptır.”

Cumhurbaşkanımız herkesin duygusuna tercüman oldu

(Hatay’ın İskenderun ilçesinde, 19 yaşındaki Berfin Özek’in yüzüne asit dökerek sağ gözünü kaybetmesine ve yüzünün bir bölümünün yanmasına neden olan sanığa verilen ceza hakkında) “Olay gerçekten herkesi derinden üzdü, genç kızın o hali herkesin içini yaraladı. Kanunlar toplumun sorunlarını çözmek için çıkarılan temel metinlerdir. Cumhurbaşkanımızın hassasiyeti, bu konudaki o olayın ya da buna benzer olaylara karşı en insani, en vicdani bir tepkinin ortaya konması insanların ortak beklentisi. O anlamda Cumhurbaşkanımızın söylediği bunlara yönelik genel ifadeler, herkesin de duygusuna tercüman olan ifadeler.

“HERKESİ BİR TORBAYA DOLDURMAK MÜCADELEYİ SULANDIRIR”

FETÖ ile mücadele devletin hem bağımsızlığı, hem bekası adına önemli konulardan biri. Diğer tüm terör örgütleriyle olduğu gibi FETÖ ile mücadelede de tavizsiz ve kararlı mücadele devam edilecektir. Bu çerçevede 289 fiili darbe davasının 272’si karara bağlandı, 17 dava derdest oldu. Ayrıca terör örgütü üyelikleri ile ilgili davalar da devam etmektedir. Türkiye’de ilk defa bir darbe önlenmiş ve cuntacılar yargılanmaktadır. 15 Temmuz’dan itibaren yargı demokrasi nöbetini tutmaya devam etmekte. FETÖ ile mücadele konusunda da bu mücadelenin hukuk çerçevesi sınırları içinde olması hepimizin ortak beklentisidir. Herkesi bir torbaya doldurmak mücadeleyi sulandırır ve bundan da en çok FETÖ sevinir. Bu kripto örgüt mücadelenin sulanması için her türlü çabayı, binlerce masum insanın yaftalanmasını da göze almıştı. Mor Beyin ile bu sürecin ortaya çıkması önemli bir gelişmeydi. O konuda da yargının kararlı tutumu bu konuda mücadelenin sulandırılmaması adına çok önemli tarihi dönüm noktalarından biriydi.”

Yargı üzerinde oluşuma müsaade yok

“(Yargı içinde FETÖ’nün ardından farklı tarikat ya da dini grupların yer aldığı şeklindeki iddialar hakkında) Herkesin kendi dünya görüşü olabilir ancak kendi düşünce ya da dünya görüşünü daha önce olduğu gibi farklı şeylere dönüştürmeye asla müsaade etmeyeceğiz, Bir yanlış oluşuma, yargı üzerinde anayasa ve hukuk dışındaki bir hiyerarşik oluşuma, ne olursa olsun müsaade etmeyiz. Bunlara izin verilemez, bununla sonuna kadar mücadele edeceğiz.”

FETÖ İLE SONUNA KADAR MÜCADELE

“(FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin tartışmalar hakkında) Yargı siyasi veya değil diye ayrım yapmaz. Gereğini yapar, yapmaktadır. Hiçbir yargı mercii buna gözünü kapatamaz. Ucu nereye gidiyorsa, sonuna kadar gidecek bir mücadele ve yaklaşım perspektifini ortaya koymak lazım. FETÖ ile iltisaklı hâkimlerle ilgili çalışmalar sürüyor, ‘Hepsini temizledik, kimse kalmadı’ diye bir yaklaşıma sahip olamayız. Bu konuda HSK titizlikle çalışmasını sürdürüyor. FETÖ üyeliği anlamında bir suç teşkil eden eylemleri olan kim varsa, kimsenin bu konuda bağışıklığı yoktur. Herkes, nerede, hangi kurumda olursa olsun, hangi ayağı olursa olsun elbette yargı ve ilgili tüm kurumlar bunu tespit edip bu mücadeleyi vermektedir. Yargı, suçluya, fiile bakar ve onu cezalandırır. Asla ayrım yapmaz. Yargı bu suça kim bulaşmışsa, kim suçluysa nerede olduğuna bakmaz, mücadelesini yapar. Kimsenin bu anlamda bir bağışıklığı yoktur.”

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETTE DİZİLERİN ETKİSİ

“İki ayrı şehirde meydana gelen kadına şiddet vakasında, iki ayrı sanık da aynı dizinin ismini ve dizilerde gördüklerini uyguladıklarını söyledi, birisi Batı’da birisi Doğu’da bu şehirlerin, Tüm kurumlara, dizileri yapanlara, yayıncılara, sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşüyor. Şiddete uğradıktan sonra hep beraber çalışalım gelin 3 katı, 5 katı daha cezayı artıralım ama bizim derdimiz o kadına kezzap dökülmeden nasıl engelleriz? Kezzap döküldükten sonra 20-50 yıl verelim ama öyle bir şey olmalı ki bu tür hadiseler yaşanmadan önlenmeli. Buna Aile Bakanlığı başta toplumun tüm kesimleriyle hep beraber bakmak lazım, Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu’nun Türkiye genelinde yaygınlaştırılması için tüm çalışmalar yapıldı. Bu konuda elbette yargı sonuçtur, olan hadiseyi cezalandırır ama ortak dileğimiz o kişi bu şiddete maruz kalmadan, yaralanmadan, saldırı yapılmadan bu işlerin önlenmesi. Elbette suç olduğunda cezası olacak. Bir insan kadına niye el uzatır, niye kezzap atar. Bunların üzerine kafa yormak lazım.”

Eski, yasakçı Türkiye geride kaldı

“Eski Türkiye geride kaldı. İnsanların başörtüsüyle, inancıyla, doğduğu yeriyle, inandığı mezhebe göre yaklaşan, onları reddeden politikalar, uygulamalar, yargı kararları eski Türkiye’de kaldı. Artık hiç kimse Türkiye’yi o eski yasakçı Türkiye’ye geri çeviremeyecektir. Tüm bu reform çalışmalarının temeli olan hak ve özgürlüklere güvence sağlamadan toplumsal huzur yaşatılamaz. Özgürlük ve güvenlik dengesinde, birini diğerine tercih etmemek temel yaklaşımımızdır. Bu mücadeleyi yargı, bu dengeyi koruyarak sürdürmektedir. Yargı bunu yaparken hiçbir yerden ve hiçbir kimseden emir almaz. Yargının emir alacağı tek yer, Anayasa ve kanunlardır. Yargı, hiçbir ideolojinin, hiçbir grubun hiçbir zümrenin değil, sadece hukukun emri altındadır. Bu anlayışa aykırı her türlü girişimin, çabanın karşısında olacağımızın da bilinmesini isterim.”

“(Süresiz nafaka hakkında) Ömür boyu nafaka hususu bir taraf için gerçekten eziyet. Kadın, erkek diye de bakmamak lazım. Kim ödüyorsa ömür boyu nafaka sürdürülebilir bir konu değil. Bununla ilgili çalışmalar yapıldı, öneriler de getirildi. Birçok alternatif olabilir. Ülkelere baktığımızda belli süre olanlar var. Hâkimin takdirine bırakılan yerler de var. Hâkim tarafların durumuna göre kendi karar verebiliyor. Bunların hangisi mümkün, ne şekilde olabilir, bu Meclisin takdirinde olacak bir konu ama bunu çözerken aldığı 300-400 lirayla hayatını sürdüren kadının nafakasının elinden alınması da ayrıca yeni bir mağduriyet yaratabilir. Dolayısıyla bu adımı atarken yeni mağduriyetler oluşmasına izin verilmemesi gerekir.”

Diriliş Postası Ankara Temsilcisi Seda Şimşek/Ankara

Editör: Haber Merkezi