Son zamanlarda ayın yüzeyine ilişkin yapılan araştırmalarda, yeni bulgular ortaya konulmaya başlandı.

Oldukça kuru bir yapıya sahip olan ayın yüzeyine ilişkin son yapılan araştırmalar, su işaretlerinin olabileceğini ortaya koydu.

Planetary Science Institute'dan gezegen bilimci Roger Clark konuya dair yaptığı açıklamada son bulguları değerlendirdi ve "Bu su açısından zengin bölgelerden faydalanarak, gelecekte astronotlar ayın ekvatoruna yakın bölgelerde bile su bulabilir. Daha önce suyun yalnızca kutup bölgelerinde ve özellikle derin gölgeli kraterlerde bol miktarda bulunabileceği düşünülüyordu" dedi.

SU AYIN KRATERLERİNDE GİZLENİYOR

Daha önceki araştırmalar, suyun büyük miktarda ayın kraterlerinde gizlendiğini öne sürmüştü.

Bu derin kraterler, Güneş’in ışığına ve ısısına maruz kalmadığı için metrelerce kalınlıkta buz depoları barındırıyor olabilir.

İzmit Körfezi'nin dip çamuru temizliği projesi, COP29'da tanıtıldı İzmit Körfezi'nin dip çamuru temizliği projesi, COP29'da tanıtıldı

Ancak Clark ve ekibinin yaptığı yeni araştırma, su ve hidroksilin (bir oksijen ve bir hidrojen atomundan oluşan bir molekül) ayın yüzeyindeki kayaların ve toprağın mineral yapısında yer aldığını gösteriyor.

NASA’nın Chandrayaan-1 uzay aracındaki Ay Mineraloji Haritalayıcı (M3) verilerini inceleyen bilim insanları, ayın tüm enlemlerinde su izlerine rastladı.

Özellikle ayın yüzeyine yapılan meteor çarpışmalarının su açısından zengin kayaları ortaya çıkardığı gözlemlendi.

SU KISA SÜRELİ KALIYOR

Araştırma ekibi, suyun ay yüzeyinde kalıcı olmadığını, Güneş rüzgarlarının milyonlarca yıl içinde suyu yok ettiğini, ancak bu sürecin geride hidroksil bıraktığını belirledi.

Ayrıca, Güneş rüzgarının ay yüzeyine hidrojen taşıyarak bu molekülün oluşmasına katkıda bulunduğu kaydedildi.

Bu bulgular, ayın karmaşık bir jeolojiye sahip olduğunu ve hem çarpışmaların hem de volkanik aktivitelerin su açısından zengin materyalleri yüzeye taşıyabildiğini ortaya koyuyor.

Araştırma sonuçları, The Planetary Science Journal dergisinde yayınlandı.



 

Editör: Nusret Odabaş