14 yıl aradan sonra Türkiye’yi ziyaret eden ilk İsrail Cumhurbaşkanı olan Isaac Herzog’un Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeler iki ülkeden çok Avrupa için de önem taşıyor.

Özellikle Rusya’nın Ukrayna işgali ile birlikte artan petrol ve gaz fiyatları, İsrail gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılması konusunu dolayısıyla İsrail-Türkiye yakınlaşmasını daha da önemli hâle getirdi.

İsrail Türkiye ilişkileri; Mavi Marmara, Gazze saldırıları ve başkentin Kudüs’e taşınması ile bir hayli gergindi. Doğu Akdeniz’de bulunan gaz yatakları ise gerginliğin zirveye taşınmasına sebep oldu.

BÜTÜN DENGELER DEĞİŞTİ

2009 yılında Israil’in Tamar ve Leviathan bölgeleriyle GKRY’nin Afrodit alanında gaz bulmasıyla birlikte bölgedeki dengeler bir anda değişti. Avrupa’ya nakledilecek gaz için en kısa ve ekonomik güzergâh Kıbrıs üzerinden denize döşenecek bir boru hattı ile gazın Türkiye üzerinden sevk edilmesiydi. Ancak, daha sonra jeopolitik unsurların devreye girmesiyle East-Med boru hattı projesi, KKTC ve Türkiye’yi dışlayan bir opsiyona dönüştürülüp, İsrail ve GKRY’nin çabalarıyla masaya getirildi. Yunanistan, GKRY’nin, İsrail, Mısır, Filistin, Ürdün, Fransa ve İtalya’nın kurduğu ortak foruma Türkiye dâhil edilmedi.

Türkiye, Mısır, İsrail, Suriye, Lübnan ve Rumların hak talep ettiği Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz yatakları bir anda NATO ve Rus savaş gemilerinin durağı oldu. Rumların İsrail ile birlikte Afrodit bölgesinde başlattığı sondajla 45,3 milyar metreküplük rezerv bulması sonrası Rusya bölgeye tamamen yerleşti.

EastMed projesinin hayata geçmesi için 3.000 kilometre uzunluğunda boru hattı döşenmesi gerekiyordu. Boru hattı için bir yıllık fizibilite, beş yıllık inşa süreci ve yaklaşık 10 milyar avroluk bir maliyet öngörüldü. Birlikte çalışma teklifleri geri çevrilen Türkiye de bölgede kendi imkânları ile arama çalışmaları yapmaya başladı.

Avrupa’nın gaz tedarikçisi Rusya’ya baskı aracı olarak sürekli masada tuttuğu proje, Rusya’dan gelen gazın 1,5-2 katı bir fiyata çıkacak olması sebebiyle tartışılmaya başladı ve ABD “East-Med boru hattı kazanç kapısı olmaktan çok yeni masraf kapıları açacağını” belirterek projeden çekildiğini duyurdu.

Dün gelen İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un uçağında, Türkçe, İbranice ve İngilizce “Barış ve İş Birliği” mesajları ile motifler dikkat çekti.

TÜRKİYE’SİZ OLMAZ

Sonuç olarak Türkiye’nin devre dışı bırakıldığı bir diğer senaryonun mümkün olmadığı ortaya çıktı. İlk başta planlandığı gibi Türkiye’deki mevcut boru hatları ile gazın Avrupa’ya taşınması kaçınılmaz hâle geldi. Bu da kurallarını Türkiye’nin koyduğu masaya oturup yeni anlaşmalar imzalamakla mümkün. Cumhurbaşkanı Erdoğan tam bu süreçte “İsrail’in gazının Avrupa’ya taşınmasını konuşabiliriz” diyerek görüşmeler için kapıyı araladı.

Bu çağrıya İsrail’den Cumhurbaşkanı Herzog’un ziyareti ile olumlu cevap gelmiş oldu. Rusya’nın enerji kaynaklarına bağımlılığı konusunda zorda kalan Avrupa, Erdoğan-Herzog görüşmesi ile yakından ilgileniyor. Türkiye-İsrail arasında doğalgaz anlaşması olursa Türkiye’nin kazanımları ciddi oranda artacak görünüyor.

GÜVENLİ BİR MARKET

EastMed projesinin aslında ölü doğmuş bir proje olduğunu belirten Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi Başkanı Oğuzhan Akyener "İsrail’in mevcut ekstra gazının, bundan sonraki potansiyel gaz kaynaklarının ve Kıbrıs’ın güneyindeki gaz kaynaklarının hayata geçebilmesi, üretime alınabilmesi ile alakalı tek güzergâh şu an için Türkiye. Gazı sattığınızda paranızı alabileceğiniz güvenli bir market" diye konuştu.

Doğu Akdeniz gazının birçok gazdan daha uygun fiyatlara alınabileceğini belirten enerji uzmanları, İsrail ile muhtemel bir doğal gaz anlaşmasının Türkiye’nin enerji merkezi hâline gelme stratejisini güçlendireceğini kaydetti.


KAYNAK: TÜRKİYE GAZETESİ / OSMAN SAĞIRLI

Editör: Haber Merkezi