Avrupa hisse senedi piyasaları, haftanın başındaki kayıpların ardından ECB'nin Perşembe günü gerçekleştirdiği faiz indirimiyle toparlandı. Hafta boyunca Euro Stoxx 600 %0.15, DAX %1.18, CAC 40 %1.13 ve FTSE 100 %0.73 oranında değer kazandı.
ECB, ekonomik görünümdeki hafif düşüşe rağmen, faiz oranı politikasına bağlı kalınmadığını ve gelecekteki kararların veriye dayalı olarak toplantı bazında alınacağını belirtti. Ekim ayında bir faiz indirimi ihtimali zayıflarken, Kasım ayında bir indirim olasılığı devam ediyor.
Teknoloji sektörü, düşük faiz oranı beklentileriyle güçlü bir yükseliş yaşadı. ASML %3.48 ve SAP %2.145 değer kazandı. Finans sektöründe ise HSBC %1, UBS %1.4 ve BNP Paribas %1.37 oranında yükseldi. Ayrıca, UniCredit’in Commerzbank'ta %9 hisse alması ve Alman hükümetinin de %4.49'luk payını satması sonucu Commerzbank hisseleri %18, UniCredit hisseleri %2.7 arttı.
Ancak, lüks tüketim malları sektörü, Çin’den gelen zayıf talep nedeniyle baskı altında kaldı. LVMH %5.31, Hermès %7.31, Ferrari %2.67 ve Christian Dior %4.52 oranında geriledi.
ABD Piyasaları
ABD borsaları, Federal Rezerv’in gelecek hafta faiz indirimi yapabileceği beklentisiyle yükseldi. Ağustos ayı enflasyon verileri, Şubat 2021’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Ancak, çekirdek enflasyon beklentilerin üzerinde geldi. Yine de, Fed’in faiz oranlarında kademeli bir indirime gitme olasılığı piyasalarda geniş çaplı bir ralliye yol açtı.
Dow Jones %1.86, S&P 500 %3.46 ve Nasdaq Composite %5.27 oranında değer kazandı. Teknoloji sektörü %3.85 ile başı çekerken, faiz oranlarına duyarlı gayrimenkul sektörü %2.15 arttı. Enerji sektörü ise petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle %2.32 oranında geriledi.
Asya-Pasifik Bölgesi
Asya'daki büyük borsalar da hafta boyunca yükseliş eğilimindeydi. Japon Nikkei 225 hafif bir artış gösterirken, Avustralya ASX 200 rekor seviyeye ulaştı. Çin Hang Seng Endeksi ise haftalık olarak yatay seyretmesine rağmen, haftanın son üç gününde yükseldi.
Çin’in ihracatının yıllık bazda %8.7 artması ve hükümetin ekonomiyi canlandırma çabalarının sonuç vermeye başlaması, olumlu bir işaret olarak değerlendirildi. Ancak, iç talebin hala zayıf olması ve ithalatın %0.5 gibi düşük bir artış göstermesi, Çin ekonomisindeki belirsizliklerin devam ettiğini gösteriyor.
