Günde 1 saat yürüyüş, ömrünüze 6 saat ekleyebilir Günde 1 saat yürüyüş, ömrünüze 6 saat ekleyebilir

Aşk, psikolojide bir hastalık olarak tanımlanmaz. Yoğun duygular, tutku ve bağlılık içeren karmaşık bir psikolojik deneyimdir. Aşkın bazı belirtileri, takıntı, uyku düzeninin bozulması ve iştahsızlık gibi, bazı psikolojik hastalıklarla benzerlik gösterebilir.

Ancak, aşkın bir hastalık olarak kabul edilmesi için aşağıdaki kriterlerin de mevcut olması gerekir:

  • Kişisel işlevsellikte bozulma: Aşk, kişinin günlük yaşamında, işinde veya sosyal ilişkilerinde işlevselliğini bozmuyorsa, bir hastalık olarak kabul edilemez.
  • Gerçeklik algısında bozulma: Aşık olmak, kişinin gerçeklik algısında bozulmaya neden olmaz.
  • Yoğun ve uzun süreli üzüntü: Aşk acısı üzüntü verici olabilir, ancak bu üzüntü genellikle yoğun değildir ve zamanla azalır.

Aşk, bir hastalık değil, insan olmanın doğal bir parçası olarak kabul edilir. Fakat bazı durumlarda aşk, aşağıdaki gibi psikolojik sorunlara yol açabilir:

  • Takıntılı aşk: Kişinin sevdiği kişiye karşı aşırı bir ilgi ve bağlılık duyması ve ondan sürekli ilgi ve onay beklemesi
  • Kıskançlık: Kişinin sevdiği kişinin başkalarıyla yakınlaşmasından aşırı derecede endişe duyması ve öfkelenmesi
  • Bağımlı kişilik bozukluğu: Kişinin sevdiği kişiye aşırı bağımlı olması ve onsuz yaşayamayacağını düşünmesi

Eğer aşık olduğunuz için günlük yaşamınızda işlevsellik kaybı yaşıyorsanız, gerçeklik algınızda bozulma veya yoğun ve uzun süreli üzüntü yaşıyorsanız, bir psikologdan veya psikiyatristten yardım almanız önerilir.

Özetle:

  • Aşk bir hastalık değildir.
  • Aşkın bazı belirtileri, bazı psikolojik hastalıklarla benzerlik gösterebilir.
  • Aşk, bazı durumlarda takıntılı aşk, kıskançlık veya bağımlı kişilik bozukluğu gibi psikolojik sorunlara yol açabilir.
  • Aşk nedeniyle işlevsellik kaybı, gerçeklik algısında bozulma veya yoğun ve uzun süreli üzüntü yaşıyorsanız, bir uzmandan yardım almanız önerilir.
Editör: Enes Kılıç