Batman'da polise taş atan gruba müdahale: 9 gözaltı Batman'da polise taş atan gruba müdahale: 9 gözaltı

Kristal berraklığındaki sularıyla ünlü 22 göle ev sahipliği yapan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, yaz mevsimiyle birlikte eşsiz bir doğa harikasına dönüştü. Karların erimeye başlamasıyla ortaya çıkan çiçekler ve yeşilin binbir tonuyla Artabel Gölleri Tabiat Parkı, doğa tutkunları ve fotoğrafçılar için eşsiz manzaralar sunmaya başladı. 
  
Göllerin etrafını bir tablo gibi süsleyen çiçekler ve her adımda farklı bir renkle karşılaşmak, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatırken göllerin mavi sularıyla beyaz kar ve rengarenk çiçekler mükemmel bir uyum sergiliyor. 
  
“Işıkla suyun buluştuğu zirve” ve “Yüksek zirvelerin cenneti” olarak anılan Artabel, kentin en yüksek noktası olan 3 bin 331 metre rakımlı Abdal Musa Zirvesi de dahil olmak üzere birçok zirveyi barındıran vadilerle dolu ve kendini insandan sakınan yüksek bir coğrafyada yer alıyor. 
  
Yalçın dorukların çevrelediği buzul gölleri, endemik bitki ve canlıları, eski göç yolları, yabani hayvan çeşitliliği, zengin flora ve faunasıyla özellikle yaz aylarında ziyaretçilerine eşsiz manzaralar ve güzellikler sunan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, Gümüşhane'nin çatısı olarak nitelendiriliyor. 
  
Tabiatın mest edici güzellikleriyle dolu bir yer olmasının yanında Osmanlı-Rus harbi döneminden kalma şehit mezarları, siperler, savaş yolları, karargah yıkıntıları bulunması nedeniyle tarihi sit alanı olarak ilan edilen Artabel Gölleri Tabiat Parkı, yaz mevsimlerinde gürül gürül akan dereleri, görkemli şelaleleri ve kristal berraklığındaki gölleri görmek için Türkiye'nin dört bir yanından gelen doğaseverleri ağırlıyor. 
  
1998 yılında tabiat parkı ilan edilen 58 bin 590 dekarlık alana yılın ilk ziyaretini gerçekleştiren grup olan Ankara Mülkiye Doğa Topluluğu üyesi sporcular Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) Başkanı Mustafa Akbulut rehberliğinde gerçekleştirdikleri yürüyüşte karşılaştıkları manzara karşısında “Fevkaladenin fevkinde”, “Muhteşem” ifadelerini kullanırken coğrafyanın tertemiz olmasından çok etkilendiklerini söyledi. 
 
“Tek kelimeyle muhteşem ve inanılmaz” 
  
Sporculardan Fahriye Kümbül, ilk defa geldikleri Gümüşhane'de çok keyifli zamanlar geçirdiklerini belirterek, “Gördüğümüz doğa bizi büyüledi desem yeri var. Özellikle bu Artabel Gölleri ve gezdiğimiz Karaca Mağarası inanılmaz güzeldi. Buraların tanıtımı belki daha fazla yapılmalı ama yapılırsa da acaba bozulur mu diye kaygılanıyorum. Tek kelimeyle muhteşem ve inanılmaz bir gezi oldu benim için. Zorlandığımız mesafeler oldu belki ama yapılmayacak bir şey değil. Herkes yürüyebilir. Beni en çok buradaki bitkilerin çeşitliliği, renkleri, ilk defa gördüğüm ters laleler oldu” dedi. 
 
“Gümüşhane'ye ve özellikle de Artebel'e gelmekten dolayı çok mutluyuz” 
  
Arif Kümbül ise genelde Ankara civarında günübirlik geziler yaptıklarını ve Gümüşhane coğrafyasının uzun zamandır gündemlerinde olduğunu belirterek, “Genel olarak seyahatimizden, özellikle de bugün Artebel'e gelmekten dolayı çok mutluyuz. Çok yorulmadık. Biraz yürüme idmanımız var zaten. Onun da payı var mı bilmiyorum ama diz problemi falan olmayan birisi için normal bir parkur. Ben de özellikle bitki örtüsünden çok etkilendim. Belki Temmuz ayında daha farklı olacak. Bir daha yolumuz düşerse öyle bir mevsim farklılığı da yapabiliriz” diye konuştu. 
 
“Bir sürü dağa çıktım ama buradan daha güzelini görmedim diyebilirim” 

  
Bodrum'dan gelen Aynur Dülger Ataklı ise, “Ben Bodrum'dan geldim. Aslen Artvinliyim. Fakat Artvin'le kıyaslayınca Gümüşhane bizden daha şanslı. Yeşili, ormanı daha bol. Gerçekten görülmeye değermiş. Yıllardır trekking yapıyorum. Bir sürü dağa çıktım ama buradan daha güzelini görmedim diyebilirim. Gümüşhane'nin halkını da çok sevdik. Kendimizi hep evimizde gibi hissettik. Uzun bir yolculuktu ama değdi. Şu anda Bodrum yanarken burada bulunmak büyük bir ayrıcalık” ifadelerini kullandı. 
 
“Dağlara bittim, bir tane naylon çöp poşet görmedim” 
  
Grubun en kıdemlilerinden olan 71 yaşındaki İbrahim Beneklioğlu da, “Dağları rahatlıkla tırmandık keçi gibi. Buranın yürüyüşü kolay da değil, zor da değil. Ama bizim için gayet normaldi. Çünkü biz antrenmanlı sayılırız. Buranın en çok hoşuma giden yeri ne derseniz dağlar. Dağlara bittim. Zaten dağlar kendini gösteriyor. Hele o karlı dağlar. Harika. Tek kelimeyle özetlemek istersek fevkaladenin fevkinde diyebiliriz. Herkesin gelmesini isterim, görmesini isterim. Temizlik beni çok etkiledi burada. Bir tane naylon çöp poşet görmedim. Halkı ve buradaki duyarlı doğacıları gerçekten tebrik ediyorum ve onları kutluyorum” dedi. 

“Buraları korumak gerek” 
  
Grubun organizatörü Gümüşhaneli İsmail Hakkı Karakelle ise Mülkiye Doğa Topluluğu olarak Gümüşhane'yi uzun zamandır planladıklarını belirterek, “Birçok yere gidiyoruz. İlk yatmalı Ankara dışına çıkış benim memleketimde olacak dedim ve Gümüşhane'ye geldik. Arkadaşlar şu ana kadar memnunlar. İnşallah sonunu da öyle götürürüz. Ben de Artebel'e ilk defa geldim. Bir Gümüşhaneli olarak GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut'a çok teşekkür ediyorum. Buraları korumak gerek. Lütfen yol çıkmasın buraya. Yol çıktığı zaman buralara naylon torba geliyor, pet şişe geliyor ve ondan sonrası artık o tadı kalmıyor. Bu güzelliğiyle bizden eskiler bize bırakmışlar, biz de çocuklarımıza, torunlarımıza bırakalım” diye konuştu. 
 
“Artabel her geldiğinizde sizi farklı bir bitki örtüsüyle ve farklı manzaralarla karşılıyor” 
  
Bayburt'tan gelen akademisyen Fatma Cebeci de, “Burası insan elinin değmediği bir doğa harikası. Şehrin kaosundan, gürültüsünden, keşmekeşinden kaçıp buraya geliyorsunuz ve geldiğinizde burada sizi suyun sesi, kuşların cıvıltısı ve göğsünüzün içinde çarpan kalbinizin sesi karşılıyor. Bunların hepsini burada duyabiliyorsunuz, dinleyebiliyorsunuz. Tüm bu güzellikleriyle Artabel Gölleri herkesi bekliyor. Herkesin de gelip görmesini isterim. Bunun dışında buranın ayrı bir güzelliği, ayrı bir inanılmaz coğrafyası var ki her geldiğinizde sizi farklı bir bitki örtüsüyle ve farklı manzaralarla karşılıyor. O yüzden bir kere geldimlik bir yer değil kesinlikle. Farklı zamanlarda, farklı aylarda gelip bu güzellikleri farklı aylarda, farklı tablolarla görmek çok çok daha kıymetli” ifadelerini kullandı.

Editör: Tuğçe Huy