Sabri İşbilen/ Özel Haber
AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan, AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu ve AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, TBMM’deki anayasa görüşmelerinde kavga çıkaran, rejim tartışmaları başlatan, ilk 4 madde yalanı uyduran, kürsü işgal eden CHP’nin şiddet eylemlerini değerlendirirken, başkanlığa neden karşı çıktıklarını da Diriliş Postası için masaya yatırdı.
AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan
60 yıldır iktidar olamıyorlar
Markar Esayan, CHP’nin halktan kopuk bir parti olduğunu, bürokratik vesayete sırtını dayayarak yıllarca iktidar gibi davrandığı tespitinde bulundu. Halkın iradesine dayalı başkanlık sisteminin CHP için ölüm anlamına taşıdığını söyleyen Esayan, “CHP 60 yıldır iktidar olamıyor, sandıktan çıkamıyor ama kendisini iktidar hissediyor. Bunun nedeni şuan ki sistemdeki kurumsal vesayetin ortağı olması. Bu millete dayalı bir meşruiyet değil. CHP vesayete dayalı güç paylaşımının meclisteki temsilcisi oldu. Gelecek olan anayasa değişikliği yürütmeyi de doğrudan halka seçtireceği için aslında rejim değişmediği gibi, halkın iradesi anlamına gelen cumhuriyeti de güçlendirecek” dedi ve şöyle devam etti:
Sırtlarını cuntaya dayadılar
“Ama CHP gibi bürokratik vesayete güvenen, sırtını oraya dayayan partiler için bir anlamda ölüm demek. Halk iradesine saygı duymayan ve vesayete inanan bir parti için milletin güçlenmesi felaket bir sonuç gibi gözüküyor. Bu nedenle rejim değişiyor, Meclis kapanıyor, diktatörlük gibi yalanlara başvurarak başkanlığı çarpıtıyorlar. Yüzde 98 sandıktan çıksa bile biz başkanlığı tanımayacağız demek, kandan bahsetmek milleti karşınıza almaktır”
Yine mağlup olacaklar
Esayan, CHP’nin Erdoğan’a karşı 11 seçim kaybettiğini, referandumda da aynı hezimeti yaşayacağının farkında olduğu için şiddete başvurduğunu kaydederek, “FETÖ’nün kaset operasyonundan bu yana CHP, savrulma içerisinde. CHP, halka gitmekten korkuyor. Düşünsenize, 11 seçim kaybediyorsunuz, oylarınız yüzde 23’e düşüyor ama siz siyaset üretmek adına hiçbir şey yapmıyorsunuz” diye konuştu.
AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu
Koalisyon rüyaları bitiyor
CHP’nin 1950’den buyana iktidar olamadığını hatırlatan Ahmet Gündoğdu da, başkanlığın koalisyon ihtimalini de ortadan kaldırdığını bu nedenle de sisteme karşı çıktıklarını aktararak, şunları söyledi: “Söyleyecek sözü olmayınca, yasaklayıcılıktan, şiddetten, kürsü işgalinden, iftiradan medet umuyor. Alternatifin olduğu demokratik dönemlerin hiçbirisinde tek başına iktidar olamamış bir parti CHP. 1950’ye kadar iktidar ama seçim var, seçenek yok. Kanunla parti kurulması yasaklanmış, partiler kapatılmış, dolayısıyla sandıklar sadece CHP için kurulmuş. 67 yıldır SHP-CHP-DSP koalisyon görse bile iktidara ulaşamadılar. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilince tek başına iktidar ümidi olmayan CHP, koalisyon ortaklığı ümidini de yitiyor.”
Kaleleri bir bir yıkıldı
Bürokratik vesayet ile yıllarca kontrol ettiği, yönettiği kurumların bir bir milletin eline geçmesinin CHP’de rahatsızlığa neden olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Halkın önüne gidip yeni anayasa vaadinde bulundular ama yeni anayasadan anladıkları şey vesayet sisteminin geri gelmesi. Parlamenter sistemin arızaları CHP’nin işine yarıyordu, 1950 öncesi istediğini yapıyordu, 1961 Anayasası ile egemenlik milletin elinden alınıp Cumhurbaşkanlığı, YÖK, YAŞ, MGK, HSYK kurullar ve makamlara verildi. Bu makamlar milletin eline geçtikçe, CHP rahatsızlık duydu” mesajını verdi.
FETÖ’cüler işgal edememişti
CHP’nin başkanlık sistemini milletin önünde eleştirmek, kendi Anayasa, madde önerilerini sunmak yerine Meclis’te kavga, kürsü işgali yolunu seçtiğinin bilgisini paylaşan AK Parti’li Gündoğdu, şöyle tepki gösterdi: “Kürsü işgal ettiler ve bunun adına eylem dediler. Meclis’in iç tüzüğüne göre her parti grubu eşit söz hakkına sahiptir. Böyle bir hakkı sonuna kadar kullanıyorken, kürsüde sözü yükseltip millete başkanlığa neden karşı çıktığını anlatmak dururken, kürse işgali ne ile ifade edebilir? 15 Temmuz’da kürsüyü FETÖ’cülere işgal ettirmedik, CHP ise FETÖ’nün yapamadığını Meclis’te kendisi yapmaya çalıştı.”
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ
Gündemi değiştiriyorlar
Selçuk Özdağ, ise CHP’lilerin referandumda hezimet yaşayacağını bildiği için rejim değişikliği, 4 madde değişimi, diktatörlük gibi yalanlara başvurduğunu vurguladı. Türkiye’nin rejiminin cumhuriyet olduğunu ve öyle kalacağını kaydeden Özdağ, 4 maddenin de sala değişmeyeceğini bu yalanları söyleyenlerinde sandıkta kaybedeceği değerlendirmesinde bulunarak, “Referandumu kaybedeceklerini biliyorlar. Sayın Recep Tayyip Erdoğan 11 seçim kazandı. Erdoğan’ı meydanlarda, sandıklarını yenemeyeceklerini bildikleri için meselinin başka bir boyutunu gündeme taşıyorlar. Türkiye’nin rejimi cumhuriyettir ve cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıranlarda 1950’den buyana Menderes, Türkeş, Demirel, Özal, Erbakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğindeki sağ iktidarlardır” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
4 madde değişmeyecek
“Vesayetçilere meydan okuyan, demokrasiyi içselleştiren parlamentonun mimarı Erdoğan’dır. Bu nedenle rejim değişikliği gibi safsatalara tevessül ediyorlar. Sürekli olarak anayasanın ilk 4 maddesini gündeme taşıyorlar. Anayasa’nın ilk 4 maddesi olduğu gibi yerinde duruyor. CHP’liler tam manasıyla öküz altından buzağa arıyorlar. AK Parti 4 maddeyi asla değiştirmeyecek.”
En az yüzde 54
Özdağ, referandum sonucunu da ilişkin de öngörüde bulundu. Özdağ, halkın en az yüzde 54’nün başkanlık sisteminden yana tavır koyacağının mesajının vererek, “2. Tur oylamalar bitmek üzere, şimdi meydanlara gideceğiz. Sandıkta başkanlık için yüzde 54’ün altında oy çıkmaz, yüzde 54-58 arası seyreder. Anayasa değişikliği olacak. Böylece yürütme ile yasama arasındaki dengeyi sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
Köylüler yönetecek
Özdağ, başkanlık sisteminin faaliyet girmesi ile birlikte devletin tamamen millete ait olacağını, para oligarklarının ise bir kenara çekileceğini dile getirerek, “Elitistlerin, seçkinlerin Türkiye’yi yönetme şansı yoktur. Türkiye’yi ahlaklılar, milliler, Anadolu’nun öz evlatları yönetecek. Türkiye’yi işçilerin, köylülerin, memurların çocukları, aynı Topal Dursun’un çocuğu Binali Yıldırım, aynı kaptan Ahmet Erdoğan’ın çocuğu Recep Tayyip Erdoğan yönetecek” şeklinde konuştu.
KılıçdaroğluFETÖ’ye yardım ediyor
Selçuk Özdağ, 15 Temmuz işgal girişimine “kontrollü darbe” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile işbirliğinin boyutlarını anlattı. Kılıçdaroğlu ve CHP’li vekillerin 17-25 Aralık’tan bu yana FETÖ’nün en azılı savuncuları olduğunun bilgini paylaşan Özdağ, “Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık darbe girişiminden 1 hafta önce ABD’ye giderek, FETÖ’nün 5 kurumu ile görüşme yaptı. 17-25’ten sonra kendi milletvekilleride FETÖ’cülerin, okullarında, dershanelerinde, televizyonlarında, bankalarında boy gösterdiler.Kılıçdaroğlu, örtülü bir darbe ifadesini kullanıyor. Bu tamamen yalan. Kendi milletvekilleri ile birlikte darbe komisyonunda çalıştık. Darbe komisyonunda her şey şeffaftı. Eski başbakanlar, cumhurbaşkanları, eski ve mevcut genelkurmay başkanına yazılı soru sormaya bile cesaret edemediler. Soru bile sormayan CHP’li vekillerin hesabını görsün Kılıçdaroğlu” dedi.