Zulüm içimizde!

Abone Ol

Birkaç gün önce bir televizyonun sosyal medya hesabında şöyle bir cümle vardı:

“İsrail, Hamas’ı tek tek indiriyor!”

Bu televizyon nerede yayın yapıyor? Tabii ki Türkiye’de.

Hâlâ yayın yapmaya devam ediyor mu? Elbette.

Normalde bu soruya hayır yanıtını vermemiz gerekiyordu.

Biliyorsunuz bizler keyfimiz yerinde bir şekilde hayatımıza devam ederken Hamas’ın yeni lideri Yahya Sinvar, ölümlerin en yücesi olan şehadet şerbetini içti, geride bize “hayın bir karanlık” bırakarak...

Biz kendi karanlığımıza gömülüp, kendi acımızı ‘yaşıyor gibi’ yaparak kısık sesle de olsa zulmü telin etme gayreti güderken…

İçimizde, bizimle birlikte nefes alan ve biz izlemesek fişini çekip dükkânı kapatacak olan bir televizyon kanalı böyle bir manşet atıyor sosyal medyasında.

“İsrail, Hamas’ı tek tek indiriyor!”

Diyelim ki İsrail’e bir şey yapamıyoruz, zulmü durdurması için engel olamıyoruz ve elimiz kolumuz bağlı.

Ya içimizdeki bu siyonist uşaklarına karşı yapacağımız bir şey yok mu?

Elbette var, olmaz mı?

Nedir?

İzlemeyiz, yok sayarız, reklam vermeyiz. O da kendiliğinden kapanır.

Öyle mi gerçekten?

Maalesef öyle değil.

İsrail’e yan çıkan, Hamas’a gizliden veya alenen düşman olan kim varsa bu ülkede tuhaf bir şekilde destek görüyor.

“Araplar bize hiç destek olmadı, onlar bizi arkamızdan vurdu.” yalanının peşinden gidenler değil sadece… Bunlar o yalana inanmak isteyenler.

Sırf Müslüman olduğu için Gazze’de şehit olanlara karşı zerre kadar merhamet beslemeyip gizliden gizliye bu katliamlardan zevk alan, İsrailliler gibi düşünen bir kitle var içimizde.

Ve bu kitle ne yapar ne eder o televizyonun kapanmaması için mücadele eder.

Bırakın izlememeyi, reytingi düşecek olsa o televizyonun banka hesabına para yağdırır, destek olurlar.

Sadece onlar mı?

Ülkemizde dışarıdan fonlanan yığınlarca gazeteci ve medya kuruluşu var.

Dış destekli vakıf ve dernekler hemen devreye girer; o medya kuruluşunu ayakta tutar.

Bizim içimizdeki İsrail yanlıları da keyifle kahvesini yudumlayarak katliamları izler, boykot edilmesi gereken malları büyük bir titizlikle alıp onlara desteklerini sürdürürler.

Bizler de kendi içimizde birbirimizle kavga ederek enerji sarfiyatı yapar, sadece başkasından fedakârlık bekleyerek ömür tüketiriz.

Müslümanlar neden “soylu bir öfkenin” mümessilleri değil diyerek feryat ederiz ama Gazzeli mazlumlara üç beş kuruş göndermeyi aklımıza getirmeyiz.

İsrail yanlısı medya kuruluşlarını boykot etmek bize mi düşmüş!

İsrail’e karşı elimizden bir şey gelmiyor ama ülkemizdekiler için de kılını kıpırdatan yok.

Zira uyuşturulmuş hâldeyiz. Bağırdığımızı sanıyoruz ama sesimiz çıkmıyor. Koşuyoruz ama bir yere gidemiyoruz. Rüyadayız.

Uyanınca iş işten geçmez inşallah.