Amerika’daki başkanlık yarışını Demokrat Parti adayı Joe Biden’ın kazanacağı anlaşılınca Trump’ın kazanmasını arzu eden Arap diktatörlerin yandaşları iyice saçmalamaya başladı.
“Erdoğan’ın Düşüşü ve Yeni Osmanlıcılığın Sonu” adıyla kitap yazan Suudi Arabistanlı Halit ez-Zaater, Biden’ın güçlü bir siyasi geçmişinin olmadığını ve bu nedenle seçim kampanyasında korona salgınını, siyahların protesto gösterilerini ve göç dosyasını istismar ettiğini söyledi.
Bazıları daha da ileri giderek her zamanki gibi olayı yine Müslüman Kardeşlere bağladı.
Örneğin onlardan biri Trump’ın yenilgisine bahane olarak şöyle dedi:
“Postanelerde çalışanların çoğu ve Demokrat Partili bazı Kongre üyeleri Filistinli, Mısırlı ve Afrikalılar. Müslüman Kardeşler Cemaati’ne üyeler veya ondan yararlanıyorlar. Trump’ın yenilmesi için seçimlerde hile yapmalarına şaşmamak gerek.”
Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Başkanı Nihad Awad, söz konusu kişiye “Geri kalmış ifadesi bile size fazla” diyerek tepki gösterdi.
Halit ez-Zaater gibiler Trump’ın yenilgisinin ve Biden’ın başkanlığının kesinleşmesi nedeniyle 7 Kasım’ı “Kara Gün” ilan ederken bazıları da bir anda U dönüşü yaparak Demokrat Parti adayına övgüde bulunmaya başladı.
Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) fiili olarak yöneten Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’e yakın isimlerden siyasi bilimler profesörü Abdulhalık Abdullah, Biden’ı “Zor ve alışılmadık dört yılın ardından dünyanın ve Amerika’nın ihtiyaç duyduğu hikmetli adam” olarak niteledi.
Daha sonra da Demokrat Parti adayını başkan seçilmesi dolayısıyla kutladı.
Oysa aynı şahıs birkaç gün önce Biden’ın başkanlık yarışını kazanması halinde bunun ikna edici bir seçim zaferi olmayacağını ve Trump’ın öfkelenerek yargıya başvurma hakkı olduğunu söylüyordu.
Bu arada, Mısır Müslüman Kardeşler Cemaati ABD Başkanı seçilen Biden’ı kutlayarak Washington’da kurulacak yeni hükümeti “diktatörleri destekleme politikasını” gözden geçirmeye davet etti.
Amerika’nın Mısır politikasında nasıl bir değişiklik olacağı sorusu cevabını ararken Trump’a bel bağlayan Arap başkentlerine büyük bir endişe hâkim.
Abdülfettah es-Sisi, Mısır asıllı ABD vatandaşı Muhammed Sultan’a baskı yapmak için tutukladığı akrabalarını Biden’ın kazanacağı anlaşılınca salıverdi.
Muhammed Sultan, Müslüman Kardeşler’in önde gelen isimlerinden Salah Sultan’ın oğlu.
Darbeciler tarafından tutuklanıp 25 yıl hapse mahkûm edilmiş ve 400 gün süren açlık grevinin ardından serbest bırakılmıştı.
Muhammed Sultan’ın özgürlüğüne kavuştuktan sonra döndüğü Amerika’da eski Mısır Başbakanı Hazim el-Biblavi aleyhinde dava açması üzerine Mısır’daki akrabalarından beş kişi keyfi olarak tutuklanmıştı.
Amerika’daki başkanlık yarışının Biden lehine sonuçlanması Arap sokağında genelde sevinçle karşılandı.
Araplar, Demokrat Parti adayının kazanmasından daha çok Müslümanlara karşı ırkçı bir yaklaşım sergileyen, Filistin davasını tasfiye etmeye kalkışan ve Arap diktatörlere sınırsız destek veren, damadı Kushner Ortadoğu’da adeta “sömürge valisi” gibi dolaşan Trump’ın hezimetine seviniyorlar.
Bunun haklı bir sevinç olup olmadığını Biden’ın başkanlığı süresince takip edeceği politikalar gösterecek.