Tarihin manevî açıdan en güzel dönemi, iman, ahlâk ve kulluğun en güzel örneklerinin sergilendiği dönem. “En hayırlı ümmet” gibi en güzel vasfa sahip bu örnek nesil, asra “Saadet asrı” denilmesine sebep olacak imanî, Rabbanî, ahlâkî, ulvî, insanî faziletlerle bütün nesiller için ideal bir toplum modeli olmuştur. Bu seçkin nesil, Allah Resûlü’nün rehberliğinde Mekkeli muhacirlerle Medineli Ensar’ın öncülüğünde İslâm medeniyetinin temelini atmış, yeryüzüne manevî değerleri yaymayı en büyük görev olarak telakki etmişlerdir…
Saadet asrının Müslümanları iman ve takva yanında, ülfet ve muhabbet, şefkat ve merhamet, emanet ve adalet gibi ulvî değerlerin öncülüğünü yapmışlardır. İman ehlini can kardeşi, kan kardeşi gibi kendisine son derece yakın görme anlayışı Kur’ânî ve Nebevî bir anlayıştır. Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem, İslâm’a davetin ilk gününden itibaren İslâm’a gönül verenleri kardeş kabul etmiş; ırk, renk, kabile ayrımını reddederek bütün Müslümanların Allah’ın huzurunda ve hukuk önünde eşit olduklarını ifade etmiştir. Kendisine yetişemeyen, kendisini göremeyen ümmetini “kardeş” olarak kabul etmiştir.
Ebu Hureyre Radıyallahu Anh anlatıyor: Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem, bir gün kabristana geldi ve Allah’ın selâmı üzerinize olsun ey mü’minler yurdu! Biz inşallah size kavuşacağız. Ama kardeşlerimizi görmeyi temenni ederdim, dedi. Ashab-ı Kiram: “Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ya Resûlallah?” dediler. Resûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizler benim ashabımsınız, ‘kardeşlerimiz’ ise henüz dünyaya gelmeyenlerdir. Onlar beni görmeden bana inananlardır.” (Müslim: Taharet 39)
Kardeşlik Sözleşmesi saadet asrında yapılmıştır. Bunlardan biri hicretten önce Mekke’de, diğeri hicretten sonra Medine’de gerçekleştirilmiştir. Mekke’de Kureyşli Müslümanlar, azatlı kölelerle kardeş olmuşlardır. Hz. Hamza Zeyd b. Harise ile; Ebu Ubeyde b. Cerrah Salim ile; Ubeyde b. Haris Bilâl-i Habeşî ile kardeş ilan edilmiştir. İslâm tarihinde ikinci kardeşlik akdi Medine’de hicretten beş ay sonra Enes b. Malik’in evinde gerçekleştirilmiştir. Bu kardeşlik akdinde doksan kişi bir araya gelmiş, muhacirlerle ensar ikişer ikişer kardeş olmuşlardır. (Buharî: Edeb 67).
Mekkeli muhacirler, Medine’ye hicret ettiklerinde ensar onları evlerinde misafir edip ağırlamak için âdeta yarış etmişlerdir. Gelen muhacirleri aralarında paylaşamamışlar, bu değerli misafirleri evlerinde ağırlamak için aralarında kura çekmişlerdir. (Buharî: Menakıbu’l-Ensar 6).
Bu mısraları neden yazdım, Medine’de şu an bulunduğum ortamı yazmak varken niçin böyle bir yazı yazmaya ihtiyaç hissettim? Ümmetin öncüleri kardeşlik kur’aları çekerken biz mü’minler kardeşlerimizin idama gitmesini seyretmekteyiz. Bir lider idama gidiyor, dünya Müslümanlar’ı elleri kolları bağlı, liderlerin asılmasını bekliyor. Bizim sahabeden gelen örnek hayatımız ölmüş. Allah affetsin, İslam liderlerinin birçok liderlerimiz idam edilmeden bir çare bulmaları ümidi ile…
Vesselam…