“Zerre miskalinin şükrünü eda edebilecek miyiz?”

Abone Ol

Euzubillahimineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim.

Elhamdülillahi rabbil alemin vessalatü vesselamü ala rasulina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.

***

1 Kasım’da hayatımın en büyük günlerinden birini yaşadım. O gün, ondan önceki 5 ayın, hayatımın en büyük 5 ayı olduğunu anlamamı sağladı.

Türkiye’nin, 2002’den bu yana daha da kıymetlenen ve benim de her yerde, her fırsatta ifade etmeye çalıştığım anlam ve öneminin; tüm tahminlerimin, tüm tahayyülümün üzerinde olduğunu dehşetle fark ettim.

Tarihinin yazılışına ilk kez bu kadar yakından şahit oldum, kaderin üstünde bir kader olduğuna tüylerim ürpererek yeniden ve yeniden iman ettim.

***

AK Parti’nin 1 Kasım zaferi yahut diğer partilerin 1 Kasım hezimeti, şu veya bu bakımdan değerlendirilecek, bunun sebepleri, vesileleri tartışılacak ve biz de buna dahil olacağız.

Ancak, o kadar büyük, o kadar büyük bir “hadise” yaşadık ki, hiçbir sebep veya bütün sebeplerin toplamı, bu hadisenin içini doldurmaya yetmez.

“Hadise”… Çünkü son iki yüz yıldır üzerinden defalarca silindir geçen ve son 5 ayda hiç yaşamadığı şeyleri peşpeşe yaşayan bu karmaşık coğrafyada, hem Türklerin, hem Kürtlerin ve hem herkesin aynı anda aynı şeyi söylemesi, şunun, şöylenin veya şu şekildenin başarısı olarak anlamlandırılamaz sadece. Aynı anda hem Muhammed Mursi’yi, hem Halid Meşal’i, hem Boşnak Vildan Hanım’ı ve hem de annemi ve babamı sevince, aşka, muhabbete gark eden şeyin adı sadece “seçim” olamaz. Viyana’nın, Kayseri’nin ve Bingöl’ün ahalisini aynı anda sokaklara döken hiçbir şey matematikle izah edilemez.

***

Çok büyük bir ihsan-ı ilahi ile mükafatlandırıldık. Cenab-ı Allah’ın her nimeti gibi, “Acaba zerre miskalinin şükrünü eda edebilecek miyiz?” diye düşündüre düşündüre uykularımızı kaçırtacak kadar büyük bir lütuf…

Şimdilerde AK Parti’nin bilhassa ekonomik vaatleri konuşuluyor, “Asgari ücret gerçekten bin 300 liraya çıkabilecek mi?” filan deniyor.

Matematiğe değil Allah’a inanan, piyasalara değil Rahmet-i Rahman’a itibar eden bizler; bu dehşetli tablo karşısında, asgari ücret bin 500 lira da olsa, 2 bin lira da olsa kılımıza bile zarar gelmeyeceğini biliyoruz.

Hatta, zerre miskalinin şükrünü eda edemeyeceğimiz bu büyük ikram huzurunda, fiili şükür niyetine işe böyle bir “sürprizle” başlasak, “Şu kadar demiştik ama şu kadar daha artırdık” desek ne güzel, ne zarif, ne de bize yakışan bir şey olmaz mı?

Bir kez daha ve mütemadiyen: Euzubillahimineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim.